Emek

Adana'da 29 Ekim 2016'da Cumhuriyet Bayramında İhraç Edilen KESK'li KHK'liler Yürüdü

9 Yıl Geçti: “Barış İstedik, İhraç Edildik” 29 Ekim 2016 KHK’sının Yarattığı Hukuksuzluk Sürüyor – KHK'liler Görevlerine İade Edilsin!

Abone Ol

28 Ekim 2025 Salı günü, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) hukuksuz biçimde ihraç edilen kamu emekçileri için Adana'da bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Eğitim Sen Adana Şubesi'nden başlayan yürüyüş, 675 sayılı KHK ile ihraç edilen öğretmen Ülkü Gülşen’in görev yaptığı Celalettin Sayhan İlkokulu önünde sona erdi. Yürüyüş sonunda Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Cudi İmrek, KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ve ihraç edilen eğitimci Ülkü Gülşen birer konuşma yaptı.

Barışı Savunmak Suç Sayıldı

Eğitim Sen ve KESK’e bağlı sendika üyelerinin büyük çoğunluğu, 29 Aralık 2015 tarihinde alınan “Savaşa Karşı, Barışı Savunacağız” kararına uyarak greve katıldıkları gerekçesiyle, iktidar tarafından 29 Ekim 2016’da yayımlanan 675 sayılı KHK ile hukuksuz bir şekilde ihraç edilmişti. Özellikle eğitim ve bilim emekçileri, büyük çoğunluğu öğretmen olan Eğitim Sen’liler için ihraç kararının Cumhuriyet Bayramı olan 29 Ekim günü verilmesi dikkat çekici olarak belirtildi. Aradan 9 yıl geçmesine rağmen, KHK rejiminin ve fiili OHAL uygulamalarının hâlâ devam ettiği vurgulandı.

Bu süreçte toplamda 125.612 kişinin ihraç edildiği ve bunların 4.259 kişinin KESK’e bağlı sendikaların üyesi olduğu aktarıldı. İhraç edilenler, işten çıkarılmalarının hak, hukuk, adalet istedikleri için; parasız, bilimsel, anadilinde eğitim talep ettikleri için; savaşa karşı mücadele ettikleri ve barışı savundukları için gerçekleştiğini belirtti.

“Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz”

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, konuşmasına Celalettin Sayhan İlkokulu önünden siyasal iktidara seslenerek başladı. Karagöz, 9 yıl önce Ülkü Gülşen’in bu okulda öğretmenken hukuksuz bir şekilde ihraç edildiğini hatırlattı. Karagöz, "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" diyerek kararlılıklarını dile getirdi.

Karagöz, 9 yıllık sürecin sadece bir tarih aralığından ibaret olmadığını, bu süreçte dayanışmayı, yeni dostluklar kurmayı ve yeni üretim alanlarını keşfetmeyi öğrendiklerini ifade etti. İhraç edilmelerinin nedeninin, gözaltılar, baskılar, tutuklamalar bizi yıldıramaz dedikleri için; savaşa karşı barışı, ölümlere karşı yaşamı, demokrasiyi, hukuku ve adaleti savundukları için olduğunu vurguladı. Karagöz, hakikat ve barış mücadelesinin önüne kurulan hangi barikat olursa olsun mutlaka eriyip çöp olacağına olan inancının tam olduğunu belirtti.

Karagöz ayrıca, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulan milli birlik demokrasi kardeşlik komisyonu'nun kurulmasını kendilerinin yıllar önce talep ettiğini ve bu talep nedeniyle ihraç edildiklerini hatırlattı. Madem komisyon kuruldu, başta Kürt meselesi olmak üzere demokratikleşme adımları atılacaksa, OHAL kararnameleriyle hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiş KESK üyelerinin görevlerine iade edilmesi gerektiğini dile getirdi. Karagöz, tutuklu bulunan belediye başkanlarına, kayyum atananlara, Figen Yüksekdağ’a, Selahattin Demirtaş’a ve Kavala’ya özgürlük istedikleri için ihraç edildiklerini söyledi.

“Biz Mağdur Olmadık, Öğrencilerimiz Mağdur Edildi”

Celalettin Sayhan İlkokulu’nda çalışırken KHK ile ihraç edilen öğretmen Ülkü Gülşen, 9 yıl önce ihraç edildiği okulun önünde konuştu. Gülşen, ihraç edilmesinin nedeninin Eğitim Sen’li olması, bilimsel, laik, demokratik eğitimi ve barışı savunması olduğunu belirtti. Gülşen, sendikal kimliği nedeniyle kendisi değil, çocuklarının başarıları ve emeklerinin dahi gözden kaçırıldığını söyledi.

İhracının üzücü olmasına rağmen, öğrencilerinden gelen mektupların ve onların yanlarında duruşlarının kendisine mutluluk verdiğini dile getirdi. Gülşen, "Biz mağdur olmadık. Bizim asıl öğrencilerimiz, daha büyük başarılara imza atacak öğrencilerimiz bizimle birlikte mağdur edildi" dedi. Toplumun da kendileriyle birlikte mağdur edildiğini, kendilerinden sonra işlerin bilgisiz, diplomasız ve hırsız insanların eline kaldığını ifade etti. Gülşen, hak ve hukuk mücadelesinde yaşadıkları acıları onurla ve dirençle yaşayacaklarını ve bu zalimlerden, hırsızlardan ve saltanat düzeninden birlikte kurtulacaklarını belirtti.

Adana’daki Hukuksuzluk Sürüyor

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Cudi İmrek, askeri darbe dönemlerinde dahi görülmemiş yoğunlukta ve hukuksuzlukta hazırlanan KHK’ların, emekçileri “açlığa, yoksulluğa ve dışlanmaya mahkûm ettiğini” söyledi. İmrek, yargının siyasallaşmasının en somut örneğinin, ihraçlarla ilgili çelişkili kararlarda görüldüğünü; aynı içerikteki dosyaların bir mahkemede reddedilirken diğerinde kabul edildiğini aktardı. Adana’da, KESK Adana Şubeler Platformu bileşeni sendikalardan KHK ile ihraç edilen ve hâlen iade edilmeyen 25 arkadaşın hukuki süreçlerinin devam ettiğini belirtti. İmrek, 1.800’e yakın dosyanın hâlâ beklediğini ve bu durumun açıkça “düşman hukuku” uygulandığını gösterdiğini ifade etti.

İmrek, konuşmasında iktidara ve ilgili kurumlara çağrıda bulunarak, bu faşizan uygulamalar son buluncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Çağrıları şunları içeriyordu:

  1. Yargıyı siyasallaştırmaktan vazgeçilmesi ve hukuksuz ihraç edilen tüm arkadaşlarımızın geriye dönük tüm haklarıyla derhal görevlerine iade edilmesi.
  2. Adalet Bakanlığı’na seslenilerek, KESK'li KHK'lı ihraçların bir an önce görevlerine iade edilmesi.
  3. TBMM'de kurulan komisyon üyesi 51 milletvekiline, KESK'li KHK'lıların bir an önce görevlerine dönmesi için yasal düzenlemelerin yapılmasının zeminini hazırlamaları ve Meclis’e sunmaları.

Cudi İmrek, "Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, karanlığa karşı aydınlığı savunmaya devam edeceğiz!" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.