2. Adana Mimarlık Festivali “Güneye Bakmak” Temasıyla Başladı: Kentin Ruhunu, İklimi ve Yerel Değerleri Yeniden Sorguluyor
Adana Müze Kompleksi'nde Üç Gün Sürecek Düşünce, Tasarım ve Dayanışma Platformu
Adana, 23-25 Ekim 2025 tarihleri arasında, mimarlık, sanat ve tasarım dünyasından önemli isimleri bir araya getiren 2. Adana Mimarlık Festivali’ne ev sahipliği yaptı. Adana Müze Kompleksi'nde düzenlenen ve Mimarlar Odası Adana Şubesi tarafından organize edilen festivalin, bu yılki ana teması “Güneye Bakmak” olarak belirlendi.
Festival, mimarlık disiplinini sadece yapısal bir düşünce biçimiyle değil, aynı zamanda kültürel süreklilik, iklimsel uyum, yerle temas ve ilişki biçimleri üzerinden okunması gerektiğini vurguluyor.
"Güneye Bakmak": Yön Tayininden Öte Bir Duyarlılık Biçimi
Festivalin teması olan "Güneye Bakmak", salt bir yön tayini değil; coğrafi gerçekliğe, çevresel koşullara ve gündelik yaşama yönelik bir duyarlılık geliştirme biçimi olarak yorumlanıyor. Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Canan Aksu, "Güneye Bakmak"ın, toprağın sesine kulak vermek, güneşin sıcaklığını, gölgenin serinliğini hissetmek ve coğrafyanın ruhunu anlamak olduğunu belirtti. Küratör Heval Zeliha Yüksel ise bu temanın, güneşe ve ısısına, denize ve rüzgârlara, tarlalara ve nehre yüzümüzü döndüğümüzde, eskiyi hatırladığımızda, mimarlık pratiklerini yeniden düşünmek için bir olanak sağladığını ifade etti.
Bu bakış açısı, mimarlığın yalnızca estetik ve teknik bir disiplin değil; aynı zamanda kültürel sürekliliği sağlayan, toplumsal yaşamı zenginleştiren ve aidiyet duygusunu güçlendiren bir eylem olarak görülmesini gerektiriyor.
Temanın Kavramsal Çekirdeği: Sarı, Sıcak ve Gölge
"Güneye Bakmak" teması, çevresel ve mekânsal ilişkilere odaklanan üç temel kavramı işaret ediyor: Sarı, Sıcak ve Gölge. Bu kavramlar, mimari tasarımı yönlendiren iklimsel koşullar, yapım kararlarını şekillendiren fiziksel bağlam ve toplumsal yaşantıyı biçimlendiren mekânsal stratejiler arasındaki ilişkilere odaklanıyor.
- Sarı, yerel malzemelerin ışık ve zamanla kurduğu bağın mekânsal hafızadaki karşılığını hatırlatıyor.
- Sıcak, yönlenme, gölgeleme, geçirgenlik, hava akışı ve malzeme seçimi gibi mimari kararların arkasındaki temel iklimsel etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
- Gölge, sadece fiziksel bir koruma aracı olmakla kalmıyor, aynı zamanda kamusal yaşamın örgütlenmesinde belirleyici bir unsur işlevi görüyor.
Akdeniz Mimarlığı, bu bağlamda, iklimle kurduğu uzlaşma, topografyayla ilişkisi, malzemenin doğasına gösterdiği dikkat ve gündelik yaşamla bütünleşmesi üzerinden çok katmanlı bir yapım kültürü olarak okunuyor. Taş duvarlar, içe dönük avlular, saçaklar ve geçici örtüler gibi pasif iklim stratejileri, bu kültürün tipik unsurları arasında sayılıyor.
Eleştirel Bölgeselcilik ve Yersizlik Hissi
Festivalin kuramsal zemini, Kenneth Frampton’un eleştirel bölgeselcilik yaklaşımına dayanıyor. Bu yaklaşım, modernitenin evrenselci soyutlamaları ile nostaljik tarihçiliğe mesafe alarak, yerel malzeme, topoğrafya ve iklim koşulları üzerinden bir direnç dili geliştirmeyi amaçlıyor.
Danışman Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, bu temayı ele alırken, "Güneye Bakmak"ın zengin bir zemin tanımlamasının yanı sıra, bugünün mimarlığının giderek artırdığı yersizlik hissine karşı eleştirel bir duruş sergilediğini belirtti. Güzer, klişelerin kısa yolu yerine, eleştirel bir düşünce ve yaklaşımı öne alan alternatif bir mimarlığın zemininin bu tartışmalardan üreyebileceği umudunu dile getirdi.
Heval Zeliha Yüksel’e göre ise “Yerleşmek, bir yere ait olmak demektir”. Usta mimar Turgut Cansever’in ifadesiyle, “Bir yapının değeri, çevresiyle ve kültürel bağlamla kurduğu ilişkide yatar” sözü, bu yaklaşımın özünü oluşturuyor. Yüksel, Yaşar Kemal’den yaptığı alıntıyla da mekanın yalnızlıkla bile kurulabileceğini hatırlattı.
Festivalin Kapsamı ve Katılımcı Profili
Festival, Mimarlar Odası'nın her yıl Ekim ayında kutladığı Dünya Mimarlık Günü çerçevesinde düzenlendi ve mesleki bilinç oluşturmanın yanı sıra herkes için ilham verici ve faydalı bir platform olmayı hedefledi.
Uluslararası Mimarlar Birliği tarafından belirlenen ve 6 Ekim 2025’te başlayan Dünya Mimarlık Günü'nün bu yılki teması olan “Dayanıklılık İçin Tasarım” da festivalin gündemine taşındı.
Festival, üç gün boyunca 40 atölye, panel ve sunum oturumuyla, genç ve deneyimli mimarları, akademisyenleri, belediye temsilcilerini ve sivil toplum örgütlerini bir araya getiren kapsayıcı bir platform oldu. Toplamda 100’den fazla katılımcı, akademisyen ve sanat profesyoneli festivale katılım sağladı.
Katılımcılar arasında NSMH'den Nevzat Sayın, Yalın Mimarlık'tan Ömer Selçuk Baz, Uygur Architects'ten Semra Uygur, Akademisyen ve Fotoğraf Sanatçısı Murat Germen, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Burcu Kütükçüoğlu, Arkeolog Necmi Karul ve Hiza Architects'ten Bünyamin Atan gibi dikkat çeken isimler yer aldı.
Yerel Yönetimlerden Mimarlık Vizyonuna Tam Destek
Festivalin açılışında konuşma yapan yerel yönetim temsilcileri, mimarlığın kentin geleceği ve kimliği için taşıdığı kritik öneme dikkat çektiler.
Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, mimarlığın sadece yapı inşa etmek değil, aynı zamanda insan hayatına dokunmak, kentlerin ruhunu şekillendirmek ve yaşanabilir bir gelecek inşa etmek olduğunu belirtti. Mimarların bilgi birikimi ve vizyonunun, katılımcı, çağdaş ve çevreye duyarlı bir şehircilik anlayışını hayata geçirirken yerel yönetimlerin en büyük yol arkadaşı olduğunu vurguladı.
Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay, Adana’nın artık sadece lezzet, kültür ve sanatla değil, mimarlık gibi teknik bir alanda dahi festival gerçekleştiren bir kent haline geldiğini ifade etti. Ancak, mimarlığın toplumsal hafızada yalnızca konut yerleşimini düzenleyen bir meslek olarak algılanmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Kentteki gecekondulaşma sorununun ana nedeninin yoksulluk ve barınma ihtiyacıyla mimarlık ve mühendislikten yoksun binaların inşa edilmesi olduğunu vurgulayan Başkan Kozay, sosyal devlet anlayışıyla her bölgenin kültürel yapısına uyumlu, doğası ve iklimiyle uzlaşan estetik sosyal yaşam alanlarının oluşturulması için bir kentleşme hamlesi başlatılması gerektiğini savundu. Adana'nın mimari simgeleri olarak Taşköprü ve Büyüksaat Kulesi’ne işaret etti.
Karataş İlçe Belediye Başkanı Ali Bedrettin Karataş ise mimarlığın hayatı tasarlamak ve kentlerin ruhunu inşa etmek olduğunu ifade ederken, Karataş gibi tarihi ve doğal güzellikleri barındıran bir ilçede, kent dokusunu koruyarak modern ihtiyaçlara yanıt veren projeleri hayata geçirmek için mimarlıkla iç içe bir yerel yönetim anlayışını benimsediklerini söyledi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer, mimarlığın kentin hafızasını, insan emeğini ve doğanın dengesini bir araya getiren en özel sanat dallarından biri olduğunu vurguladı. Belediyenin kentin tarihine, kültürüne ve mimari dokusuna sahip çıkarak Adana'yı daha yaşanabilir, estetik ve sürdürülebilir bir şehir haline getirmeye kararlı olduğunu ekledi.
Mimarlar Odası: Dayanıklılık ve Toplumsal Sorumluluk
TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Semih Temizkan, Dünya Mimarlık Günü temasının "Dayanıklılık İçin Tasarım" olduğunu hatırlatarak, mimarların nitelikli yapı tasarlama ve inşa etmenin ötesinde, her bireyin temel hakkı olan nitelikli ve dayanıklı yaşam alanlarının oluşturulmasına katkı sunma sorumluluğu bulunduğunu belirtti. Temizkan, salgınlara, afetlere ve yapısal sorunlara açık hale gelen yaşam alanlarında, tarihi, kültürel ve doğal değerlerin korunarak özgün nitelikleriyle geleceğe aktarılmasının ve uzun vadeli çevre politikalarının ortak sorumluluk olduğunu vurguladı.
Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Nuriye Say, Adana'nın çok katmanlı ve çok kültürlü kadim bir yerleşim merkezi olduğunu belirterek, özellikle deprem sürecinden sonraki çalışmalarda, buranın kadim değerlerine ve yerel kimlik değerlerine uygun tasarımlar yapmanın zorunlu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Say, sektör ve akademi işbirliğinin önemine dikkat çekerek, bu tarz eğitimsel organizasyonların, çağdaş ve yenilikçi mimarlık eğitiminin bir parçası olduğunu ifade etti.
Festival, coğrafya ile uyum, malzemeyle kurulan bağ, gölgenin serinliğinde gündelik hayatın ritmi ve zeminle temas gibi konular üzerinden tasarımın ötesinde yaşam biçimleri ve kültürel devamlılıkla ilişkileri yeniden sorgulamayı amaçlıyor.
- Adana Mimarlık Festivali, "Güneye Bakmak" temasıyla başlamıştır. Aşağıda, festivalde konuşma yapan veya mesajları okunan kişilerin içerikleri ayrı başlıklar altında düzenlenmiştir:
Mimar Beyza Fettahlıoğlu (Okuyucu)
Mimar Beyza Fettahlıoğlu, festivale gönderilen mesajları okumuştur. Açılış konuşmalarını yapmak üzere Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Sayın Canan Aksu'yu kürsüye davet etmiştir. Okuduğu mesajlar şunlardır:
- Orhan Sümer (CHP Adına Milletvekili): Nazik davet için teşekkür etmiş. Kentin estetik ve kültürel gelişimine katkı sunan bu değerli etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese içten teşekkürlerini sunmuştur. Festivalin açılışını kutlamış, başarılı ve verimli geçmesini temenni ederek tüm katılımcılara saygı ve selamlarını iletmiştir.
- Dr. Müzeyyan Şevkin (CHP Adana Milletvekili, Meclis Başkanlık Divanı Üyesi): Düzenlenen 2. Adana Mimarlık Festivali'nin "Güneye Bakmak" temasıyla Adana'da gerçekleşmesinden dolayı tebrik ve teşekkürlerini sunmuştur. Bu etkinliğin, Akdeniz mimarisiinin hafızasını paneller, sergiler, söyleşiler ve atölyelerle yeniden düşünme fırsatı sunarak hem mesleğe hem de kente büyük değer kattığını belirtmiştir. Genç ve deneyimli mimarları, akademisyenleri, belediye temsilcilerini ve sivil toplum örgütlerini bir araya getiren böyle kapsayıcı bir platform için teşekkür etmiştir. Festivalin başarılı geçeceğine olan inancıyla çalışmalara başarılar dilemiş ve tüm katılımcılara ilham dolu anlar temenni etmiştir.
Canan Aksu (Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı)
Mimarlar Birliği'nin kurucu üyesi olarak, her yıl Ekim ayında farklı bir tema çerçevesinde kutlanan Dünya Mimarlık Günü'nde, mimarlığın kentlerimizdeki ve yaşam alanlarımızdaki sorunlarını toplum gündemine taşımayı ve farkındalık yaratmayı hedeflediklerini belirtmiştir. Düzenlenen festivalin mesleki bilinç oluşturmasının yanı sıra, herkes için ilham verici ve faydalı bir platform olmasını temenni etmiştir.
Adana'nın sadece narenciye kokusu ve pamuk tarlalarının bereketiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda tarih boyunca göçlerin, kültürlerin ve medeniyetlerin kavşağı olmuş zengin bir mozaik oluşturmuş bir kent olduğunu vurgulamıştır.
Festival Teması "Güneye Bakmak" Üzerine:
- Güneye bakmak, sadece bir yön tayini değildir.
- Aynı zamanda toprağın sesine kulak vermek, güneşin sıcaklığını, gölgenin serinliğini hissetmek ve coğrafyanın ruhunu anlamaktır.
- Mimarlığı sadece yapı inşa etme sanatı olarak değil, kültürel sürekliliği sağlayan, toplumsal yaşamı zenginleştiren ve aidiyet duygusunu güçlendiren bir eylem olarak görmektir.
- Geçmişin hafızasını geleceğe taşıyarak sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek inşa etmektir.
- Bu bağlamda mimarlık, sadece estetik ve teknik bir disiplin değil, çevreyle uyumlu insan odaklı kentler yaratma sorumluluğudur.
Festivalin Adana'nın yerel değerlerini evrensel bir perspektifle buluşturarak mimarlığın bu dönüştürücü gücünü ortaya koymayı hedeflediğini söylemiştir. Bu yolculuğun Adana'yı mimarlığın ve kültürün önemli merkezlerinden biri haline getireceğini, çünkü mimarlığın bir yaşam biçimi, kültürün taşıyıcısı ve insanla doğa kurulan en derin bağ olduğunu ifade etmiştir.
Prof. Dr. Nuriye Say (Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Adına)
Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi adına selamlarını sunarak, "Güneye Bakmak" temasıyla düzenlenen bu festivalde iki gün boyunca seminerler, paneller ve atölyeler gerçekleştirileceğini belirtmiştir. Programı düzenleyen Mimarlar Odası Adana Şubesi'ne teşekkür etmiştir.
Adana'nın tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, çok katmanlı, çok kültürlü kadim bir yerleşim merkezi olduğunu, bu nedenle "Güneye Bakmak" temasının oldukça yerinde bir seçim olduğunu dile getirmiştir.
Deprem Süreci Sonrası Sorumluluk:
- Özellikle deprem sürecinden sonraki çalışmalarda, buranın kadim değerlerine, yerel değerlerine uygun, kimlik değerlerine uygun tasarımlar, planlamalar gerçekleştirmek zorundayız.
- Şehrin, Toroslardan başlayıp Seyhan Nehri'nden Akdeniz'e kadar uzanan, bereketin, sıcağın, ışığın, direncin simgesi olan toprakları kapsadığını ifade etmiştir.
- Bu değerleri korumak ve bu değerler doğrultusunda mimari tasarımlar yapmak için genç mimarların ve öğrencilerin atölyelerde aktif görev almasının akademi camiası için önemli olduğunu belirtmiştir.
Mimarlığın sadece bir meslek olmadığını, öğrencilerin kente ve yerel değerlere karşı sorumluluklarının olduğunu hatırlatmıştır. Akademi tarafı olarak sektör ve akademinin işbirliğine çok önem verdiklerini, bu tarz eğitimi de içeren organizasyonların eğitimin bir parçası olduğunu vurgulamıştır. Dijitalleşmenin etkisiyle çağdaş ve yenilikçi eğitimin gereklilikleri dikkate alındığında, sektörle beraber eğitimin gerçekleştirilmesinin günümüzde kaçınılmaz olduğunu ifade etmiştir.
Semih Temizkan
Uluslararası Mimarlar Birliği'nin (UIA) kurucu üyesi olduklarını ve her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü Dünya Mimarlık Günü'nün kutlandığını belirtmiştir. Dünya Mimarlık Günü, 6 Ekim 2025 tarihinde (Birleşmiş Milletler Habitat Günü ile eş zamanlı olarak), "Dayanıklılık İçin Tasarım" temasıyla kutlanmıştır.
Mimarlar Odası olarak, Mimarlık Haftası etkinlikleri kapsamında 2. Adana Mimarlık Festivali'ne, "sağlıklı ve güvenli bir çevrede afetler ve krizlere karşı dayanıklılık için Mimarlık" ana başlığında, "güneyden bakış sarı sıcak gölge tallı" temasıyla ev sahipliği yapıldığını söylemiştir.
Mimarlığın Mesleki ve Toplumsal Sorumluluğu:
- UIA'nın 20052 yılı (kaynakta belirtilen tarih) teması ile mimarları, kriz koşullarında eşitliği, sağlıklı, güvenli ve dayanıklı yapılı çevre üretimini benimsemeye çağırdığını ifade etmiştir.
- Mimarlık sadece nitelikli yapı tasarlama ve inşa etme sanatı değildir. Her bireyin temel hakkı olan nitelikli ve dayanıklı yaşam alanlarının oluşturulmasına katkı sunmak, mimarın hem mesleki görevi hem de topluma karşı sorumluluğudur.
- Yoğun ve kontrolsüz yapılaşma, krizler, afetler ve eşitsizliklerin yaşandığı günümüzde, UIA'nın mimarların ve topluluklarının sürece katılımını sağlamayı amaçladığını aktarmıştır.
Kentlerin ve yaşam alanlarının katılımcı, bilimsel, şehircilik ve planlama ilkeleri doğrultusunda oluşturulması ve kamu yararının gözetilmesi ortak sorumluluktur. Mimarların ve meslek kuruluşlarının sorumluluklarını yerine getirmelerinin, kamu yararı nitelikli mesleki hizmetlerden sürdürülebilir ve yaşanabilir bir geleceğin güvencesi olduğunu dile getirmiştir.
Heval Zeliha Yüksel (Küratör)
Festivalin küratörü olan Heval Zeliha Yüksel, Canan Aksu'ya davet için ve danışman Celal Abdi Güzer'in katkıları için teşekkür etmiştir. Yaklaşık 4 aydır çalıştıklarını belirtmiştir.
Haziran ayında Adana'ya geldiğinde sadece sıcağı hissettiğini ve şu an müze kompleksine dönüşmüş eski endüstri yapısını (mekanı) gördüğünde çok heyecanlandığını anlatmıştır.
Tema Sorgulaması:
- Bu seneki temanın, kendilerini yeniden düşünmeye davet ettiğini belirtmiştir.
- Temayı, güneşe ve ısısına, denize ve rüzgarlara, tarlalara, nehre yüzümüzü döndüğümüzde, durmayı bildiğimizde ve eskiyi hatırladığımızda, mimarlık pratiklerini yeniden düşünmek için bir olanak sağlıyor mu diye kurguladıklarını ifade etmiştir.
- Yerleşmenin bir yere ait olmak anlamına geldiğini ve bu festivalin bunu tekrar hatırlatmak istediğini dile getirmiştir.
Mimarlıkta Bağlam ve Kimlik:
- Duayen mimar Turgut Cansever'in ifadesiyle, bir yapının değerinin çevresiyle kurduğu kültürel bağlamda yattığını benimsemişlerdir.
- Mekanın anlamının, coğrafyayla kurulan ilişkinin derinliğinde saklı olduğunu belirtmiştir.
- Usta mimar Cengiz Bektaş'ın dediği gibi, "Bir yapının kimliği toprağından, ikliminden, ustasından ve insanından gelir" şiarını benimsediklerini ifade etmiştir.
- Yavaşlamayı, toprağa, rüzgara ve gölgeye kulak vermeyi, mekanın özüne karşı değil, onunla birlikte tasarlamayı öğreten her fikri savunduklarını söylemiştir.
- Yaşar Kemal'den alıntılar yaparak, yalnızlıkla bile mekan kurulabileceğini, bir ağacın gölgesinde bile bir mekan kurulabileceğini hatırlatmıştır.
- "Yereli bilmeyen evrenseli bilemez" düşüncesini hatırlatmak istediklerini belirtmiştir.
Prof. Dr. Celal Abdi Güzer (Danışman)
Danışman olarak festivale katkı sunan Celal Abdi Güzer, yıllar önce yazdığı "Mimarlıkla ilgili batının batısı doğudur" başlıklı bir yazıdan bahsederek, yön kavramının muallaklığı ve barındırdığı çok anlamlılık üzerine durmuştur.
"Güneye Bakmak" Kavramının Eleştirel Boyutu:
- Burada güneyin, yer, yön, bağlam, kültür, tarih gibi sınırları kolay konulamayan, müthiş bir zenginlik tanımladığını belirtmiştir.
- Temanın eleştirel bir karşılığı olarak, bugünün mimarlığının giderek artırdığı yersizlik hissi (yere karşı yersizlik hissi) üzerine durmuştur.
- Bu toplantının satır aralarında, vandalizme uğramış uluslararası modern mimarlığın yanı sıra, geçmişi yeniden anımsamak gibi bir çağrı çıkabileceği umudunu taşımıştır.
- Yer ve bağlam gibi kavramların naif anlamda değil, mimari tasarım üzerinde etkili olan yer, yön, iklim, tarih, gelenek gibi pek çok girdinin belirleyicisi olan geniş tabanlı bir bağlama karşılık geldiğini ifade etmiştir.
Mimarlıkta Klişeler ve Eleştirel Düşünce:
- Klişelerin kısa yolu yerine (betonlaşma, kötü kentleşme eleştirileri) eleştirel bir düşünce ve yaklaşımı öne alan alternatif bir mimarlığın zemini bu tartışmalardan üreyebilir mi sorusunu sormuştur.
- Sadece modernizmin klişeleşmiş vandalizmini değil, aynı zamanda çağdaş yeni gibi sunulan "Büyük Harfle Yazılan Mimarlık"ın da önemli sorunlar barındırdığını düşünmektedir.
- Sıkça tekrarladığı iki kavramdan bahsetmiştir:
- Totolojik Çoğulculuk: Çeşitlilik içinde yaşıyor gibi görünürken, özü itibarıyla felsefi olarak çok totolojik bir tekrarın bütünü olması.
- Tipolojik Özgünlük: Özgünmüş gibi gösterilen şeyin zaman içinde çabucak tüketilmesi ve tipolojik hale gelmesi.
- Karşı karşıya kalınan durumun yapay ve kurgulanmış bir çağdaşlık olduğunu belirtmiştir.
- Eleştirel bir zemin olarak yer ve yön kavramını kullanmanın, bu şablonlara indirgenmiş klişe mimarlığından çıkış yollarından biri olabileceğini söylemiştir.
- David Chipet'in "son modern ve özgün yapı Paris'teki Pompidou Center'dır" saptamasını hatırlatarak, sürekli yenilikler yaşanırken arka planda bunu dolduracak düşünsel ve eleştirsel bir sürecin olup olmadığını merak ettiğini belirtmiştir. İki gün boyunca bu konuların çok boyutlu olarak tartışılacağını umduğunu ifade etmiştir.
Festival Künye Bilgileri:
- Tema: Güneye Bakmak
- Tarih: 23-24-25 Ekim 2025
- Yer: Adana Müze Kompleksi
- Küratör: Heval Zeliha Yüksel
- Danışman: Celal Abdi Güzer
- Organizasyon: Mimarlar Odası Adana Şubesi
- İletişim Adresi: Reşatbey Mh. 62009 Sk. No:4 Baskın Apt. Zemin kat Seyhan/Adana
- İletişim Telefonu: (0) 533 717 7018