Gündem

ALMANYA’DA 9 BİN, TÜRKİYE’DE 130 BİN MAKAM ARACI VAR!

Abone Ol

TÜRKİYE MAKAM ARACI VE MAKAM ŞOFÖRÜ SAYISIYLA DÜNYA LİDERİ OLDU!

Cumhurbaşkanlığından birkaç bin nüfuslu belediye başkanlıklarına kadar Türkiye’nin makam aracı ve makam şoförü sayısıyla dünya lideri olduğunu kaydeden İNOSAM yönetim kurulu başkanı Gürkan Avcı, tüm siyasi parti liderlerini izana ve insafa çağırdığı basın açıklamasında Türkiye’nin makam aracı ve makam şoförü müsrifliğini masaya yatırdı.

VERGİLER LÜKS VE ŞATAFATA DEĞİL HALKA HİZMETE HARCANMALIDIR!

Türkiye, ekonomik dar boğaz içindeyken bakanlıklar, belediyeler makam araçlarıyla dünya rekoruna doğru koşmaktadır. Türkiye’nin içine sürüklendiği ağır ekonomik kriz, en çok emekçiyi, işçiyi, esnafı, çiftçiyi, memuru ve yoksul halkımızı ezmektedir. Milyonlarca vatandaşımız, artan enflasyon ve fahiş fiyatlar karşısında her gün daha fazla yoksullaşırken, birileri halka “kemer sıkmayı, şükretmeyi, lokmaları küçültmeyi” öğütlemektedir; Türkiye’de “İtibardan tasarruf olmaz” anlayışıyla, tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir israf düzeni kurulmuş ve sürdürülmektedir.

Resmi kayıtlara göre, Türkiye’de kamuda kullanımda toplam araç sayısı 30 Haziran 2023 itibarıyla 116 bin 904 adettir. Kamu araç sayısı yıllık bazda artmaya devam etmektedir: 2021’de 111 122 olan sayısı, 2023’te 116 904’e yükselmiştir. 2025 yılı itibariyle 130 bin olduğu tahmin edilmektedir.

ALMANYA’DA 9 BİN, TÜRKİYE’DE 130 BİN MAKAM ARACI VAR!

Almanya’da 9 000, Fransa’da 8 000, Japonya’da 10 000 makam aracı varken, Türkiye’nin ulaştığı bu sayı bir açıklıkla rekordur. Fransa’da yalnızca makamlara tahsis edilen kamu aracı sayısı yaklaşık 2 000, özel şoförlü makam aracı sayısı ise 600’dür.Belçika’da bu sayı yalnızca 72 araç ile sınırlıdır. Türkiye, ekonomik kapasitesi Avrupa seviyelerine uzakken makamlara tahsis edilen araç sayısında ve makam şoförü sayısında hepsini geride bırakmıştır. Bu açıkça halkı hiçe sayan bir israf tablosudur.

MEVCUT MAKAM ARAÇLARI YETMİYOR, KİRALAMALAR DA YAPILIYOR!

2023’ün sadece ilk üç ayında araç kiralamaya 1.880 milyon TL harcanmıştır. Son 11 yıl içinde kamu tarafından taşıt alımları için harcanan tutar 46,1 milyar TL, kiralama için ise 24,8 milyar TL olmuştur. Ek olarak, kamu yakıt, bakım ve onarım gibi giderlerle birlikte her yıl yaklaşık 10 katlık artış anlamına gelmiştir. Halkın sofrasından kesilerek harcanan bu milyarlar, emeklinin, öğrencinin, çiftçinin hakkıdır. 3 bin nüfuslu bir ilçenin belediye başkanının bile en lüks makam aracı ve makam şoförü var bu ülkede. Devletin bu kaynakları şatafatlı konvoylara ayrılması kabul edilemez.

HALKTAN ALINAN VERGİLERLE SÜRDÜRÜLEN LÜKS VE SATAFAT!

Milletin alın teriyle ödediği vergiler, çocukların eğitimine, gençlerin geleceğine, emeklinin yaşamına, çiftçinin üretimine harcanması gerekirken; makam araçlarına, lüks konvoylara ve sınırsız şoför tahsislerine harcanmaktadır. Her makam aracı; akaryakıtı, bakımı, sigortası, şoförüyle birlikte bütçeye devasa bir yük getirmektedir. Bu yük, aynı zamanda Türk milletinin sırtına vurulmuş bir sömürü zinciridir.

Medeni devlet yönetimlerinde makam aracı sınırlı sayıdadır, ölçülüdür, ihtiyaç kadardır. Demokratik, çağdaş ülkelerde bakanlar ve üst düzey birkaç bürokrat dışında makam aracı uygulaması yoktur. Belediye başkanları dahi çoğu kez toplu taşıma veya kendi araçlarını kullanır. Çünkü itibarı araçtan değil, dürüstlükten, şeffaflıktan ve halkla aynı kaderi paylaşmaktan alırlar.

AKP İKTİDARINA VE TÜM PARTİLERE ÇAĞRI! HALKLA AYNI GEMİDE YÜZÜN!

Buradan AKP iktidarına ve tüm siyasi parti liderlerine açıkça sesleniyoruz: halkla aynı gemide yüzdüğünüzü ıspatlayın. Devletin itibarı, makam araçlarının şatafatından değil; milletle kaderi paylaşmasından, liyakatli, adaletli ve eşitlikçi yönetiminden gelir. Kamuda makam aracı ve makam şoförü saltanatına derhal son verin! Yalnızca en üst düzeyde, gerçekten zorunlu görevlere tahsis edin. İsraf edilen her kuruşu, deprem bölgelerine, emeklilerin yaşamına, çiftçinin üretimine, öğrencinin eğitimine yönlendirin. Türk milleti artık bu makam aracı saltanatını görmekten bıkmıştır. Halk, kendi ekmeğini küçültmeye mecbur bırakılırken, yöneticilerinin yüzlerce araçlık konvoylarla şatafat içinde dolaşmasını kabul etmemektedir. Devletin itibarı, lüks araçlarla değil, adaletle, liyakatle, bilimin yol göstericiliğiyle ve Türk milletine hizmetle sağlanacaktır. Halk; kendi alın teriyle finanse ettiği bu sefahate ve saltanata daha fazla katlanmak zorunda değildir. Milletin parası, milletin geleceği içindir; bir avuç liyakatsiz muhterisin keyfi, sefahati ve konforu için değil!