Sadece coğrafik olarak Kıbrıs Türk toplumunun değil bütün adanın, yurt dışından gelen turistlerin sık uğrak yeri Kantara’mız, Mersinlik köyümüz, Tatlısu köyümüz ve çevresi alev alev yanıyor. Yeşil ada diye anılan Kıbrıs artık çok eskide kalmış.. Tüm yeşilliği, canlıları kül oldu. En az 60 km uzaktan bile görseller paylaşılıyor yangının göründüğüne dair ki buna bende geçen akşam şahit oldum maalesef. Antalya’da olan yangın, politik ve siyasi durumlar derken yangının 4. gününü geride bıraktık.. Bir sporcu bisikletçi olarak şöyle söyleyeyim Kantara bütün adanın bisikletçileri için tabiri caiz ise “Everest” olarak kabul görüyor. Birçok ülkeden turist Kantara’da tırmanma yapıyor, kalesini ziyaret ediyor, toplumumuzun gençleri gençlik kampları yapıyor ve daha da fazlası. Yangın konusunda bilinçlenmek, kişisel ya da milliyetçi çıkarları düşünmeden hareket etmek böyle dönemlerde en önemlisi bence. Sivillerin bilinçsizce yardıma koşması bile takdire şayan. Yüzlerce insan, sivil toplum örgütleri, birlik beraberlik içinde mücadeleye devam ediyor. Gece gündüz demeden. Peki bizim halk olarak ihtiyacımız ne? Seçilmiş, seçtirilmiş kişilerden o koltuklarda oturmak yerine ne yapmasını bekliyoruz? Öncellikle yaz kış demeden yanan ormanlarımızın önünü kesmek, büyümesini engellemek için gerek orman dairesi gerek itfaiyeyi belki de yapılandırmak gerek. Hazırlıksızdık değil bunun cevabı. Geçen seferde öyle denmişti. Şimdi nasıl yine hazırlıksız oluruz? Birçok iş veren özel tankerini yolluyor, devletin hükümetin derdi başka. Yok olan doğal alanların yerine binalar değil yeşillendirme çalışması yapın! Fidan ekimi yapılıyordu her sene ilk okullarda ne oldu ona? Çevremizi korumak, saygı duymak en az insan hakları kadar önemli, tek canlı bizler değiliz. Can kaybı yok diyorlar, binlerce hayvan yanarak öldü onları saymadan. Nesli tükendi belki de bazısının bu 4 günde. Her an rüzgarın yönüne göre değişen ve yayılmaya devam eden yangınların önünü kesmek için bundan sonra belki de daha da bilinçli oluruz. Özellikle yangının erken saptanabilmesi için hani boy boy askeri kulübeler koymak gibi yangın olası yerlere yangın gözetme noktaları yapılsa erken saptanıp müdahale edilebilir gibime geliyor. Suni gölet inşa etsek mesela? Sonuçta her makamın yeni binaya, yeni arabaya, makam aracına şoförlerine ihtiyacı yok ama bu adanın bu ormanlara ihtiyacı var! Yapılması gereken çok şey var, her zaman da olacak. İşin başı eğitimden geçiyor itfaiyecisinden sivil toplumuna herkesin eğitilmesi gerekiyor. Bilinçlendirmek şart.