Çiftci, iddianamenin “yargı tarihine siyasi mühendislik belgesi olarak geçeceğini” belirterek, kullanılan dilin savcılık makamının tarafsızlığını yitirdiğini gösterdiğini söyledi.
İddianamede yer alan “CHP’nin ele geçirilmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde örgüt liderinin aday gösterilmesi amacıyla…” ifadesinin, siyaset alanına doğrudan müdahale niteliği taşıdığını vurgulayan Çiftci, Cumhurbaşkanı adaylığının “suça konu eylem gibi” gösterildiğini ifade etti.
“2 Ekim 2024’ten bu yana her hafta CHP’ye yönelik bir operasyon yürütüldüğünü” savunan Çiftci, iddianamenin bilgi yerine “dedikoduya dayandığını”, dosya boyunca “duydum, söylendi, olabilir” ifadelerinin binlerce kez tekrarlandığını söyledi.
“Savcılık, siyasi analiz merkezine dönüştürülmüş”
CHP’li Çiftci, 15 gizli tanığın beyanıyla oluşturulan dosyayı, Türkiye’nin “seçimsizleştirme sürecine sokulmasında yeni bir evre” olarak nitelendirerek açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“İddianamede kurultayımıza ilişkin bizzat savcılık tarafından yapılmış ‘tespitler’, nasıl bir hayal dünyasında olduklarını kanıtlar niteliktedir. Savcılık, parti içi demokrasi süreçlerini suçun unsuru olarak tanımlayarak hem Anayasa’ya hem siyasi partiler hukukuna aykırı hareket etmiştir. İstanbul’da savcılığın, siyasi analiz merkezine dönüştürüldüğü ortadadır.”
Çiftci, iddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı “ahtapotun kolları” ifadesinin dört kez yer almasının, metnin “hukuki değil, siyasal propaganda” niteliği taşıdığını öne sürdü.
“Bir avukatın müvekkilini savunması suç gibi yazılmıştır”
CHP’li Çiftci, iddianamedeki bazı detayların hukuk skandalı boyutunda olduğunu savunarak, Avukat Mehmet Pehlivan’a ilişkin bölümlere dikkat çekti:
“İddianamede bir avukat için ‘müvekkilinin lehine savunma yaptı’ ifadesi, savunma hakkına doğrudan saldırıdır. Bu, yalnızca bir kişiye değil, tüm hukuk camiasına verilmiş bir gözdağıdır.”
AKP medyasında “para dolu bavullar” olarak servis edilen görüntülerde aslında jammer cihazlarının bulunduğunun iddianamede kabul edildiğini belirten Çiftci, bunun kamuoyuna yönelik “bilinçli manipülasyon” olduğunu söyledi.
“CHP’nin kapatılması çabası var”
Çiftci, iddianameyle birlikte CHP’ye yönelik daha ağır bir hedefin bulunduğunu savunarak şu ifadeleri kullandı:
“En vahimi, iddianamede Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılmasına yönelik açık bir çaba vardır. Partimize yönelik her adım, halkın iradesine, çok partili hayata ve Türkiye’nin demokratik birikimine yönelmiş tehdittir. Bu iddianame yalnızca İmamoğlu’na veya belediye başkanlarımıza değil, halkın iradesine yönelmiş topyekun bir saldırının aracıdır.”
“Davanın canlı yayınlanmasını talep ediyoruz”
Masumiyet karinesi ve tutuksuz yargılama ilkesinin altını çizen Çiftci, sürecin şeffaf yürütülmesi için davanın canlı yayınlanması talebini yineledi:
“Amaç, koltukta oturanın ömür boyu o koltukta kalmasını sağlamaktır. Kamu yararı, açıklığın olduğu yerde korunur. Bu nedenle tüm Türkiye’nin gerçeği görmesi için davanın canlı yayınlanması talebimiz ortadadır.”
CHP olarak hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceklerini belirten Çiftci, “Bu kumpasın da üstesinden geleceğiz. Adalet ve gerçek galip gelecek.” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.