DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezasında Koşullu Salıverme Yasağının Kaldırılması ve 25. Yılda Koşullu Salıverme İmkanının Sağlanması Hakkında Kanun Teklifi”ni anlattı. Aslan, teklifi yalnızca bir yasal düzenleme olarak değil, Türkiye’nin tarihsel adaletsizlik, insani kriz ve ertelenmiş barış sorunlarına karşı yükselen hukuk çağrısı olarak nitelendirdi.
Kanun teklifinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına dayanarak, Anayasa’nın 90. maddesi çerçevesinde Türkiye hukukuna “umut hakkı”nı kazandırmayı amaçladığını vurgulayan Aslan, ağırlaştırılmış müebbet hapis rejimi altında yaşayan 4 bini aşkın kişinin hiçbir özgürlük umudu olmaksızın yaşam mücadelesi verdiğini belirtti.
Öcalan ve Yapısal Hukuksuzluk
Aslan, ağırlaştırılmış müebbet rejiminin başlangıçta Abdullah Öcalan’a özgü bir düzenleme olarak uygulandığını, ancak zamanla tüm topluma sirayet eden yapısal bir hukuksuzluk haline geldiğini ifade etti. Tecrit rejiminin, barışın önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ve Öcalan’ın Kürt meselesinde barışın yeniden kurulmasında belirleyici bir aktör olduğunu kaydetti.
Uluslararası Hukuk ve Barış Çağrısı
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 17 Eylül 2025 tarihli 1537. toplantısına atıfta bulunan Aslan, Türkiye’ye umut hakkının tanınması ve infaz rejiminin yeniden düzenlenmesi çağrısının yapıldığını belirtti. Ayrıca, “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun bu süreçte aktif rol alması gerektiğini vurguladı.
Barış ve Adalet Vurgusu
Kanun teklifinin, AİHM’in “umut hakkı” kararları doğrultusunda 25. yılda koşullu salıverme değerlendirmesini zorunlu kılacağını belirten Aslan, infaz rejiminin insan haklarına ve Avrupa standartlarına uygun hale getirilmesini hedeflediklerini söyledi.
“Adalet olmadan barış olmaz. Tecrit sürerse diyalog gelişmez, umutsuzluk sürerse demokrasi ve hukuk kök salmaz. Herkes için adalet, herkes için umut, herkes için barış diyoruz.”
Aslan, toplumun artık sessizliğin değil, hukukun ve adaletin sesiyle yol alması gerektiğini, eşitlik ve özgürlük temelinde yeni bir hukuk düzeni inşa etme çağrısında bulundu.