DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025–2026 Avlak Haritası’nda Dersim’de çok sayıda alanın devlet ve genel avlağı olarak belirlenmesine tepki gösterdi. Kordu, kararın bölgenin ekolojik hassasiyeti, kültürel yapısı ve köylülerin can güvenliği açısından yaratacağı risklere dikkat çekerek Bakanlığa 11 maddelik yazılı soru önergesi sundu.
Kordu açıklamasında Dersim’in Kızılbaş-Alevi toplumunun “can” anlayışı gereği doğaya, hayvana ve suya yönelik müdahalelerin sadece teknik değil toplumsal bir yaralanma yarattığını vurguladı. Avcılığın Dersim’de spor ya da turistik etkinlik olarak görülemeyeceğini; toplumsal bellekte derin tahribat yarattığını söyledi.
Milletvekili Kordu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025–2026 Avlak Haritası’nda Dersim’de 30 alanın devlet avlağı, 10 alanın genel avlak olarak gösterilmesinin, bölgenin biyolojik çeşitliliği ve endemik tür yoğunluğu ile çeliştiğini ifade etti. Kordu, yaban keçileri, bozayılar ve kurt türleri gibi koruma gerektiren türlerin bulunduğu bölgedeki uygulamaların Bern Sözleşmesi ve ulusal mevzuatla bağdaşmadığını savundu.
Sahadan gelen ihbarlar ve köylü beyanlarına göre; geceleri süren silah sesleri, avcıların köy içine girmesi, kontrolsüz ateş açılması ve köylülerin can güvenliğinin tehlikeye girmesi gibi sorunların yaşandığını belirten Kordu, Merkez Av Komisyonu kararlarının yerleşim yerleri çevresinde avcılığa izin verir biçimde uygulanmasının 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun ruhu ve maddeleriyle çeliştiğini dile getirdi.
Kordu ayrıca İn Vadisi gibi 1. derece arkeolojik SİT alanlarında dahi avcılığa izin verilmesinin hem kültürel miras koruma mevzuatıyla hem de biyoçeşitlilik koruma yükümlülükleriyle çeliştiğini, bu uygulamanın derhal gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Kordu’nun Bakanlığa yönelttiği 11 soru
-
Mazgirt’e bağlı Karabulut, Koterîç, Dirban, Elmalık, Kuşçu ve Örs köylerinin devlet avlağı statüsüne alınmasının bilimsel, ekolojik ve idari gerekçesi nedir? Bu statü kaldırılacak mı?
-
Son aylarda köylülerin can güvenliğini tehdit eden kontrolsüz avcılık faaliyetleriyle ilgili Bakanlığa gelen şikâyet sayısı kaçtır? Bu şikâyetler doğrultusunda hangi idari/cezai işlemler uygulanmıştır?
-
Yerleşim alanlarına, mezralara ve köy yollarına yakın bölgelerde avcılığın tamamen yasaklanması yönünde bir düzenleme planlanmakta mıdır?
-
Köylere kadar giren avcılar ve geceleri yoğun silah seslerinin geldiği bölgelere ilişkin kolluk kuvvetleri ile DKMP birimlerinin ortak denetim planı var mıdır?
-
Kızılbaş-Alevi toplumunun inançsal hassasiyeti dikkate alınarak, Dersim’de av turizmi ve ücretli avcılığın yeniden değerlendirilmesi için Bakanlık bir adım atacak mı?
-
İn Vadisi gibi 1. derece arkeolojik SİT alanlarında avcılığa izin verilmesinin gerekçesi nedir; bu alanlarda avcılık yasaklanacak mı?
-
Merkez Av Komisyonu kararlarının yerleşim alanları bitişiğinde avcılığa izin verecek şekilde düzenlenmesi, Kara Avcılığı Kanunu’nun 3. ve 4. maddeleriyle çelişiyorsa bu çelişki hakkında idari inceleme başlatılacak mı?
-
İl DKMP Şube Müdürlüğü’nün saha denetimlerinin sayısı, kapsamı ve etkinliği nedir; son üç yılın denetim raporları kamuoyuyla paylaşılacak mı?
-
Son beş yılda Dersim’de av turizmi kapsamında kaç yaban keçisi, bozayı ve koruma altındaki diğer türler için kota verilmiştir; bu kotalar bilimsel envantere dayanıyor mu?
-
Kontrolsüz avcılığın arıcılık, hayvancılık ve tarımsal üretime etkisine ilişkin Bakanlık tarafından bir ekosistem değerlendirmesi yapıldı mı; yapılmadıysa başlatılacak mı?
-
Kontrolsüz avcılık nedeniyle köylülerin tarım, otlatma ve odun toplama gibi temel faaliyetlerini yapamadığı; yoğun silah seslerinin halk üzerinde psikolojik tahribat oluşturduğu yönündeki beyanlar Bakanlık tarafından biliniyor mu; bu yıkımı gidermek üzere hangi acil tedbirler planlanmaktadır?
Milletvekili Kordu, soru önergesinde ayrıca Merkez Av Komisyonu kararlarının uygulama biçimi, yerel denetim mekanizmalarının etkinliği ve av turizmi uygulamalarının şeffaflığı konusunda bilgi talep etti.
Kordu: “Bu sadece çevre sorunu değil, insan hakları sorunudur”
Kordu açıklamasında, kontrolsüz avcılığın yalnız ekosistemi değil köylülerin günlük yaşamını, geçim kaynaklarını ve psikolojik sağlığını da tahrip ettiğini belirterek, sorunun çevresel olduğu kadar insan hakları, yaşam hakkı ve güvenlik hakkı boyutları bulunduğunu söyledi. Kordu, Bakanlıktan ve ilgili kurumlardan acil, şeffaf ve bilimsel temelli adımlar beklediklerini vurguladı.