Siyaset

HDK’ye Yönelik Yargılamaya Tepki: “Suç Üretme Mantığıyla İnşa Edilmiş Bir Dava”

Abone Ol

Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik yürütülen dava kapsamında verilen mahkûmiyet kararlarına tepki gösterildi. HDK adı altında sürdürülen yargılamada, 12 yıl önceki telefon görüşmeleri gerekçe gösterilerek yargılanan sosyolog Berfin Azdal’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi, “hukuki değil siyasal bir karar” olarak değerlendirildi.

Açıklamada, olay tarihi ile karar tarihi arasında geçen uzun sürenin, yargılamanın gerçek bir adli süreç olmadığını açıkça ortaya koyduğu belirtilerek, aynı dosya kapsamında 5 kişinin beraat etmesine rağmen 3 kişi hakkında ceza verilmesinin, mahkûmiyetlerin hukuki dayanağının olmadığının göstergesi olduğu vurgulandı.

“Geçmişteki Yasal Faaliyetler Suç Gibi Sunuldu”

HDK’ye yönelik suç isnatlarının 2025 yılına tarihlendirilmesine rağmen, delil olarak 2011, 2013 ve 2014 yıllarına ait tamamen yasal, aleni ve suç teşkil etmeyen faaliyetlerin dosyaya eklendiği ifade edildi. Bu durumun basit bir hukuki hata değil, demokratik siyasal faaliyetlerin geriye dönük olarak kriminalize edilmesi anlamına geldiği kaydedildi.

Açıklamada, Pınar Aydınlar, Berfin Azdal ve Ahmet Saymadi hakkında verilen mahkûmiyet kararlarının; fiil, fail, suç ve zaman arasındaki bağın koparıldığı, sonucun baştan belirlendiği ve gerekçenin buna uydurulduğu bir yargılama anlayışının ürünü olduğu belirtildi.

HDK’ye “Yasal Görünümlü İlegal Yapı” Tanımı

HDK’nin açık adresi bulunan, faaliyetlerini aleni yürüten, bileşenleri arasında TBMM’de görev yapan milletvekilleri olan ve yasal siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinden oluşan meşru bir yapı olmasına rağmen, “yasal görünümlü illegal yapı” olarak tanımlanmasına da sert tepki gösterildi.

Bu yaklaşımın hukuk güvenliğini ortadan kaldırdığı belirtilerek, bugün yasal olan her yapının yarın siyasal iktidarın ihtiyaçlarına göre suç unsuru ilan edilebileceği uyarısı yapıldı.

“Seçim Adaylığı Delil Gibi Sunuldu”

Ahmet Saymadi hakkında ileri sürülen “örgüt yöneticiliği” iddiasının dayanağı olarak gösterilen Excel tablosundaki “Beşiktaş Başkanı” ifadesinin, 2014 Yerel Seçimleri’nde HDP’nin Beşiktaş Belediye Başkan adaylığına ait olduğu hatırlatıldı. HDK’de başkanlık makamının bulunmadığı ve eş sözcülük esasına dayalı bir yapı olduğu gerçeğinin göz ardı edildiği ifade edildi.

Yasal bir seçim adaylığının örgütsel hiyerarşi delili olarak sunulmasının, maddi hatanın mahkûmiyetin temeline dönüştürüldüğünü gösterdiği vurgulandı.

“Aynı Fiillerden İkinci Kez Yargılama”

Açıklamada ayrıca, yargılanan bazı isimlerin daha önce beraat ettiği ya da haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen fiillerden, bu kez “örgüt faaliyeti” iddiasıyla yeniden yargılandığı belirtilerek, bunun ne bis in idem ilkesinin ve adil yargılanma hakkının açık ihlali olduğu kaydedildi.

“Bu Kararlar Korku Üretir, Adalet Değil”

Sonuç bölümünde, verilen cezaların somut delillere değil, niyet okumaya ve geriye dönük suç icadına dayandığı ifade edildi. Ceza hukukunun siyasal muhalefeti tasfiye aracı haline getirildiği vurgulanarak şu değerlendirmeye yer verildi:

“Bu kararlar adalet dağıtmaz, korku üretir. Ancak hukuksuzluk kalıcı değildir. Bu davalar, hukuk tarihine adaletin değil, adaletsizliğin belgeleri olarak geçecektir.”

Açıklamada, söz konusu kararların mücadeleyi durdurmayacağı, aksine adaletin sağlanacağı günlere olan inancı güçlendirdiği ifade edildi.