Yaşam

Hepimizin hayatını şekillendiren onlarca alışkanlık var

Eylemlerinizin çoğu düşünceden değil alışkanlıktan kaynaklanıyor - işte bunun kötü bir şey olmamasının nedenleri.

Abone Ol

Günlük Yaşamımızın Görünmez Gücü: Alışkanlıkların Bilimsel İncelenmesi

Kararlarımızın Ne Kadarını Gerçekte Biz Veriyoruz?

Sabah gözlerimizi açar açmaz elimizin telefona gitmesi, her gün aynı noktada treni beklemek ya da akşam yemeğinden sonra tatlıya uzanmak… Hepimizin hayatını şekillendiren onlarca alışkanlık var. Ancak bu alışkanlıkların gücünü çoğu zaman hafife alıyoruz.

Yakın tarihli bir araştırma, insanların günlük yaşamlarında gerçekleştirdikleri eylemlerin büyük çoğunluğunun “otomatik pilot”ta ilerlediğini ortaya koydu.

Alışkanlıkların Doğası

Alışkanlık, tekrarlarla öğrenilen ve çevresel ipuçlarıyla tetiklenen otomatik davranışlar bütünüdür. Bir ses, bir mekân ya da bir kişi gibi tanıdık bir uyarıcı, bilinçli bir karar vermeye gerek kalmadan harekete geçmemizi sağlar. Örneğin, sabah çalan alarm sesi, çoğu zaman farkında olmadan elimizi telefona götürür.

Davranışlarımız alışkanlık tarafından iki şekilde şekillenir:

  1. Başlatma aşamasında – Bir eyleme düşünmeden başlamak.

  2. Uygulama aşamasında – Eylemin adımlarını kısmen otomatik bir şekilde sürdürmek.

Günlük Yaşamda Alışkanlıkların Payı

105 katılımcı (18–73 yaş arası) ile yürütülen çalışmada, katılımcılara bir hafta boyunca günde altı kez telefonlarından bildirim gönderildi. Her bildirimde dört soru yöneltildi:

  • O anda ne yapıyorlardı?

  • Bu eylemi ne kadar bilinçli başlatmışlardı?

  • Eylem ne kadar otomatik ilerliyordu?

  • Bunu yapmayı ne kadar istiyorlardı?

En sık raporlanan eylemler; çalışma veya ders, ev içi ve çocuk bakımı, ekran kullanımına yönelik davranışlardı. Bulgular çarpıcıydı:

  • %65’i alışkanlıkla başlatılmıştı.

  • %88’i otomatik olarak gerçekleşmişti.

Bu, günlük kararlarımızın yaklaşık üçte ikisinin bilinçli düşünceden ziyade otomasyonla ilerlediğini gösteriyor.

Özgür İrade ile Alışkanlıkların Dengesi

Araştırma, her üç eylemden birinin ise bilinçli ve niyetli olarak seçildiğini ortaya koydu. Katılımcıların %76’sı, yaptıkları şeylerin büyük oranda niyetleriyle örtüştüğünü belirtti. Yani alışkanlıklarımız çoğu zaman hedeflerimizle çelişmekten ziyade onları destekliyor.

Alışkanlıkların oluşması için genellikle günlük tekrarlarla yaklaşık iki aya ihtiyaç var. Ancak bu süre, kişiden kişiye 4 ila 335 gün arasında değişebiliyor.

Alışkanlıkların İşlevi

Alışkanlıklar, sınırlı zihinsel kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olur. Günlük sıradan işlerde sürekli düşünmek yerine, enerjimizi daha kritik kararlara ayırabiliriz. İlginç bir şekilde, 2017’de yapılan bir çalışma, insanlara ödül vaat edildiğinde alışkanlıklarını bırakıp bilinçli performansa yöneldiklerini; ancak bu durumda daha kötü performans sergilediklerini göstermiştir.

Olumsuz Alışkanlıkların Gölgesi

Sorun, alışkanlıkların hedeflerimizle çeliştiği noktada başlar. Kilo vermeye çalışan birinin yerleşik beslenme alışkanlıkları, sağlıksız seçimlere yöneltebilir. Bu anlarda irade gücü kritik rol oynar; ancak stres, yorgunluk ya da dikkat dağınıklığı kötü alışkanlıklara dönüşü kolaylaştırır.

Olumsuz alışkanlıkları kırmanın etkili yolları arasında şunlar bulunur:

  • Tetikleyicileri belirlemek ve onlardan uzak durmak.

  • İstenmeyen davranışı otomatikleşmesini zorlaştırmak.

Örneğin, gece atıştırma alışkanlığı olan biri akşamları mutfağa uğramaktan kaçınabilir.

Sonuç: Alışkanlıklar Düşmanımız Değil

Alışkanlıklar hayatımızın büyük bölümünü yönlendirir. Ancak bu, özgür iradeden vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Aksine, doğru alışkanlıklar bizi daha verimli, daha tutarlı ve daha huzurlu kılar.

Davranışlarımızın hangi noktada alışkanlık, hangi noktada bilinçli niyetle ilerlediğini anlamak; hem yeni rutinler oluşturmak hem de zararlı alışkanlıkları kırmak için güçlü bir araçtır.