KHK'lı eski polis memuru Mustafa Kabakçıoğlu'nun Gümüşhane Cezaevi'nde tek kişilik bir hücrede plastik sandalye üzerinde hayatını kaybettiğinin ortaya çıkması, cezaevinde ihmal iddialarını gündeme getirdi. Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığı iddiaları reddetti. Adalet Bakanlığı ise iddiaların incelenmesi için iki müfettiş görevlendirdi. Mustafa Kabakçıoğlu tek kişilik bakımsız, kötü, kirli bir karantina hücresinde yapayalnız bir insan tükenmiş, bitmiş bir insan hayatının son anlarını yaşamış ve bu dünyaya veda etmişti. Bu cezaevindeki on binlerce mahpusun yaşadığı hak ihlallerinin son örneğiydi. pic.twitter.com/J9qy67PYyU— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) October 15, 2020 Mustafa Kabakçıoğlu 29 Ağustos 2020'de, 4 yıl önce Şebinkarahisar K2 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan nakledildiği Gümüşhane Cezaevi'nde hayatını kaybetti. Kamuoyu, Kabakçıoğlu'nun hayatını cezaevindeki tek kişilik bir hücrede kaybettiğini Çarşamba günü Twitter'da paylaşılan fotoğraflarla birlikte öğrendi. HDP Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu Twitter paylaşımında, "Tek başına ölüm! Yapayalnız, hasta, bitirilmiş... Rutubetli, dökük, tek kişilik bir hücrede... KHK'lı eski polis Mustafa Kabakçıoğlu dünyaya böyle veda etti" dedi ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ü etiketleyerek, "İhmal doluydu ölümü, hiç duydun mu?" diye sordu. Twitter'da haberin ve fotoğrafın yayılmasının ardından bir açıklama yapan Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığı ise ihmal iddialarını yalanladı. Açıklamada, saat 05:45 sıralarında kaldığı hücreye girildiğinde hükümlünün sandalyede hareketsiz bir şekilde oturur durumda bulunduğu, herhangi bir tepki vermemesi üzerine 112 acil servis görevlilerinin çağrıldığı ve hayatını kaybettiğinin anlaşıldığı kaydedildi. Hastane ya da duruşmaya giden veya cezaevine yeni giren hükümlülerin 14 gün boyunca tek kişilik hücreye alındığı ve bunun rutin bir uygulama olduğu belirtilen açıklamada, Kabakçıoğlu'na ölümünün ardından iki kez koronavirüs testi yapıldığı, testlerin negatif çıktığı, otopsi sonucunun ise halen beklendiği kaydedildi. Açıklamada, Kabakçıoğlu'nun "tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceği bahçesi bulunan yaklaşık 50 m2'lik" tek kişilik bir hücrede kaldığı da belirtildi. Tek başına ölüm!Yapayalnız, hasta, bitirilmiş...Rutubetli, dökük, tek kişilik bir hücrede...KHKlı eski polis Mustafa Kabakçıoğlu Gümüşhane cezaevinde bu dünyaya böyle veda etti4 ayı kalmıştı tahliyeye ama o tükenmiştiİhmal doluydu ölümü, hiç duydun mu @abdulhamitgul ? pic.twitter.com/KqU638sWee— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) October 14, 2020 Bugün bir basın toplantısı düzenleyen Ömer Faruk Gergerlioğlu ise Kabakçıoğlu'nun günlüğünde 2017 yılında cezaevinde şeker hastalığına yakalandığını ve o günden sonra sağlığının bozulmaya başladığını anlattığını aktardı. Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun ve Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamalarına göre, 20, 24 ve 27 Ağustos tarihlerinde Kabakçıoğlu'nun sağlığı kötüleşti. Gergerlioğlu, Covid-19 testi yapılmamasına rağmen bu şüpheyle Kabakçıoğlu'nun 20 Ağustos'ta tek kişilik hücreye alındığını ve taleplerine rağmen sağlık hizmetlerine erişiminin sağlanmadığını savundu. Gergerlioğlu'na göre, Kabakçıoğlu'nun 24 Ağustos'taki hastaneye gitme talebi de sonuçsuz kaldı. Sabahleyin tek kişilik hücrenin kapısını açan infaz koruma memurları Mustafa Kabakçıoğlu’nun cesedi ile karşılaştı. Bu fotoğraf 48 gündür aslında dosyadaydı ama kamuoyunun bundan haberi yoktu. Biz hem sosyal medyamızdan duyurduk hem de kamuoyu bunu gördü ve büyük tepki gösterdi. pic.twitter.com/Olczq58rvn— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) October 15, 2020 Kabakçıoğlu'nun 27 Ağustos günü daha da kötüleştiğini ve cezaevi doktoruna bir dilekçe yazdığını söyleyen Gergerlioğlu, dilekçeyi kameralara göstererek yazılanları aktardı: "'Sayın Hocam' diyor, doktora sesleniyor. 'Vermiş olduğunuz ilaçları devamlı kullandım ama ilaçların yan etki yaptığını düşünüyorum. Özellikle sol ağzımda, sol bacağımda şişmeler var ve konuşma sıkıntısı yaşıyorum. Ve kolumda uyuşukluk yaşıyorum. Bel altı uyuşukluğu yaşıyorum. Bel altı hiçbir şekilde çalışmıyor' diyor." Cezaevi doktorunun bu mektubun ardından Kabakçıoğlu'nu acilen hastaneye sevk ettiğini söyleyen Gergerlioğlu, Kabakçıoğlu'nun hastaneye kaldırılmadığını belirterek bunun nedenini sorguladı. Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ise Kabakçıoğlu'nun 20 ve 24 Ağustos tarihlerinde rahatsızlandığı doğrulandı. Açıklamada, bunun üzerine kuruma 112 acil servis ekiplerinin çağrıldığı, ancak Kabakçıoğlu'nun hastaneye gitmek istemediği belirtildi. 27 Ağustos'ta da Kabakçıoğlu'nun tekrar rahatsızlandığı belirtilen açıklamada, "Tekrar rahatsızlanması üzerine kurum doktoru tarafından Gümüşhane Devlet Hastanesi Dahiliye polikliğine acil olarak sevk edilmek istenmiştir. Ancak hükümözlü sevk olmak istemediğini söylemiş ve kendi rızası ile hastaneye gitmemiştir. Ayrıca hastaneye gitmek istemediğine dair dilekçe vermiş, bu durumda revir görevlileri ve ceza infaz kurumu infaz koruma memurları tarafından tutanak altına alınmıştır" denildi. Gergerlioğlu ise basın açıklamasında bu dilekçeyi sorgulayarak, "Şunu anlamak mümkün değil. 27 Ağustos'ta doktora dilekçe yazarak çok önemli sağlık şikayetleri olduğunu söyleyen bir kişi hastaneye gitmesi gerektiği apaçık ortadayken neden gitmez hastaneye? Burası son derece kapalı bir halde" dedi. Kabakçıoğlu'nun ölümünü "şüpheli ve ihlal dolu bir ölüm" olarak tanımlayan Gergerlioğlu, bu olayın tekil olmadığını savundu: "Bu sıradan bir ölüm değildi, bu cezaevlerinde on binlerce maphusun yaşadığı hak ihlallerinin son örneğiydi. Bu fotoğraf ortaya çıkmasa kamuyoyu büyük bir tepki göstermeyecekti. Ama cezaevlerini yakından takip eden bir milletvekili olarak defalarca tek kişilik hücrelerde mahkumların öldüğünü görmüştük, bu konuyu Adalet Bakanlığı'na götürmüştük ve yıllardır hücrelerdeki ölümler örtbas ediliyordu. Bu tür ölümler için verdiğim tüm soru önergeleri sümenaltı edilmiştir." Gergerlioğlu, Kabakçıoğlu'nun günlüğünde cezaevindeki hak ihlallerini de gündeme getirdiğini söyleyerek, "Hapishaneden hastaneye gitmeniz gerekiyorsa ancak 5-10 gün içerisinde gidersiniz. Acil olarak hastaneye gitmeniz gerekiyorsa 7-8 saati bulur bu gidiş. Bir sürü prosedürden geçersiniz" dediğini aktardı. Başsavcılığın açıklamasında ise Kabakçıoğlu'nun ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma ile ilgili basınla paylaşılan bilgi ve belgelerle ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi, "Bu tip haberlerin kasıtlı ve marjinal gruplar tarafından toplumda infial yaratmak amacıyla yapıldığı değerlendirilmektedir" denildi. Gülizar Biçer Karaca'dan soru önergesi Öte yandan CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da, Mustafa Kabakçıoğlu'nun Gümüşhane Cezaevi'nde tutulduğu hücrede ölmesiyle ilgili olarak Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Kabakçıoğlu'nun ailesinin suç duyurusunda bulunduğunu belirten Karaca, "Kabakçıoğlu'nun ölümü, cezaevinde pandemi koşullarının insan onuruna yakışır şekilde olmadığı izlenimini gözler önüne sermektedir" dedi. Karaca'nın önergesinde sorduğu bazı sorular şöyle: Hayatını kaybeden Mustafa Kabakçıoğlu'nun ölüm sebebi nedir?Kamuoyuna yansıyan fotoğrafları göz önünde bulundurulduğunda, ölü olarak bulunduğunda sandalyede oturur halde olmasının sebebi ve gerekçesi nedir?Mustafa Kabakçıoğlu'nun herhangi bir kronik hastalığı var mıdır?Gardiyan ya da görevlilerin ihmali söz konusu mudur? Hastane yerine tek kişilik hücreye konulmasının gerekçesi nedir? İhmal ya da kusuru olduğu düşünülen görevliler hakkında bir işlem başlatılmış mıdır?Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığının 14 Ekim 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya göre Mustafa Kabakçıoğlu'nun ölümü 29 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleşmiştir. Aradan geçen zamanda açıklama yapılmamasının nedeni nedir?Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığının 14 Ekim 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya göre Mustafa Kabakçıoğlu'nun 20 Ağustos, 24 Ağustos ve 27 Ağustosta rahatsızlığını bildirmiştir. 7 gün içinde üç kere rahatsızlanan ve durumunun kötü olduğu anlaşılan Kabakçıoğlu neden tek kişilik odada tutulmuştur?Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığının açıklamasında Kabakçıoğlu'nun rahatsızlandığında hastaneye gitmek istemediği belirtilmiş ve sadece 27 Ağustos'ta gitmeyi reddettiğine dair tutanak tutulduğu belirtilmiştir. 20 Ağustos ve 24 Ağustos'ta hastaneye gitmeyi reddetmesine dair kanıtlar nelerdir? Ayrıca 27 Ağustos'ta Kabakçıoğlu'nun hastaneye gitmeyi reddetmesi üzerine tutulan tutanak kamuoyu ile paylaşılacak mıdır?