Politikanın Çürüyen Aynasında: Kimliksizlik Çağı

Yönü belirsiz kalabalıklar geçiyor önümüzden — neye karşı duracağını bilmeyen, nerede durduğunu unutan gölgeler.

Abone Ol

Herkesin sustuğu yerde konuşmanın, herkesin eğildiği yerde dik durmanın bedeli var.
Bu, o bedeli ödemeyi göze alanlara yazılmıştır.

Kimliksizliğin çağındayız.

Yönü belirsiz kalabalıklar geçiyor önümüzden —
neye karşı duracağını bilmeyen,
nerede durduğunu unutan gölgeler.

Sözde politikanın gölgesine sığınmış
ama ne fikirde sabit,
ne duruşta tutarlı.
Kimlik yalnızca bir kartta değil,
kriz anında sergilenen cesarette saklıdır.

Ve hâlâ bazıları direniyor:
Yalnız kalma pahasına,
görünmez olma pahasına…
Ama ilkelerinden vazgeçmeden,
pazarlığa oturmadan,
yol değiştirmeden.

Onlara selam olsun:
Rüzgâra değil vicdana yaslananlara.
Aynı sofraya oturmamayı tercih edenlere.
Doğru bildiği yerde dimdik duranlara.

Çünkü bu sadece bir iktidar meselesi değil.
Bu, kendine sadık kalabilme meselesi.
Sözünü eğip bükmeden taşıyabilme,
susmanın bedelini ödemeye hazır olma meselesi.

Bu cam fanus…
yalnızca bir sınır değil,
aynı zamanda bir aynadır.
Kimi içeriden izler, kimi dışarıda unutur kendini.
Ama bilinsin ki:
Fanustan beslenenler,
ona teslim olmayanları yönetemez.

Size sesleniyorum:
İddia sahipleri…
Kendine sloganlarla kimlik biçenler…
İlişkilere sığınıp ilkelerden kaçanlar…

Sorgulayın.
Neyin içinde duruyorsunuz?
Neyin parçasısınız ve neye göz yumuyorsunuz?

Çünkü hakikat,
her kapıyı çalmaz.
Onu arayanın yüreğinde yer ister önce,
ve o yer ne kalabalıkla dolar,
ne alkışla.

– Güven Boğa