Ekonomi

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı: “AB ve Türkiye ancak birlikte ilerlerse rekabet gücü artar”

Abone Ol

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlık Divanı Başkanı Ömer Aras, Avrupa’daki dönüşümün Türkiye için hem stratejik bir sınama hem de tarihsel bir fırsat olduğuna dikkat çekerek, “Dönüşen dünyada Avrupa Birliği ve Türkiye ancak birlikte ilerlediğinde rekabet gücünü arttırabilir” dedi.

TÜSİAD yılın ikinci Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Ankara’da yapıldı. Toplantıya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan da onur konuğu olarak katıldı. Açılış konuşmalarında küresel kırılmalar, Avrupa Birliği’nde yaşanan dönüşüm ve Türkiye’nin uluslararası konumlanmasına ilişkin değerlendirmeler öne çıktı.

Aras: “AB kendini yeniden kuruyor; Türkiye de bu dönüşümü yeniden düşünmeli”

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlık Divanı Başkanı Ömer Aras, pandemi sonrası tedarik zincirlerindeki kırılmalar, Rusya–Ukrayna Savaşı ve ABD–Çin geriliminin küresel sistemi dönüştürdüğünü belirterek, ekonominin “bölgeselleşmiş bir küreselleşme” modeline evrildiğini söyledi.

Aras, Avrupa Birliği’nin “sessiz ama derin” bir dönüşüm yaşadığını, Türkiye’nin ise bu sürecin merkezinde yer aldığını ifade etti:

“Artık AB, geniş Avrupa kıtasını yeni çağın güç kaynağı olarak merkeze alıyor. Türkiye’nin AB ile ilişkisini sadece güncellemek değil, temelden yeniden düşünmek gerekiyor.”

Türkiye ile Avrupa ekonomilerinin uzun yıllardır iç içe olduğunu vurgulayan Aras, üyelik sürecindeki tıkanmalara ve güncellenemeyen Gümrük Birliği’ne rağmen AB’nin Türkiye’nin en kalıcı stratejik yönelimi olduğunu söyledi.

“Pan-Avrupa alanı oluşuyor: AB kendini yeniden inşa ediyor”

Aras, Avrupa’da üç ana dönüşüm hattı bulunduğunu belirtti:

  • Avrupa’nın kendini güvenlik ve dayanıklılık alanı olarak yeniden kurması,

  • Üretim kapasitesini yeniden tanımlaması,

  • 2028 hedefiyle Tek Pazarın stratejik bir projeye dönüşmesi.

Bu çerçevenin Ukrayna, Moldova, Batı Balkanlar, Norveç, İsviçre ve hatta Birleşik Krallık gibi ülkeleri de içine alan yeni bir pan-Avrupa yapısının oluştuğunu ifade eden Aras, Türkiye’nin bu dönüşümde kritik bir role sahip olduğunu vurguladı.

“Savunma sanayinde Türkiye Avrupa’nın yeni yapılanmasında rol üstlenebilir”

Avrupa ülkelerinin NATO çerçevesinde GSYH’lerinin %3,5’unu savunma harcamalarına ayırmayı hedeflediğini belirten Aras, önümüzdeki 10 yılda yıllık yaklaşık 290 milyar avroluk savunma bütçesinin oluşacağını ifade etti. Türkiye’nin savunma sanayindeki üretim kapasitesi ve yatırımlarıyla bu yapılanmanın önemli bir paydaşı olabileceğini söyledi.

“Türkiye ve AB ortak değerlerle geleceği birlikte şekillendirebilir”

Aras, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:

“Türkiye-AB ilişkisi yeni bir dönemin eşiğinde. Bu süreçte hukuk, eşitlik, çevre gibi ortak değer ve önceliklerle hareket edildiği takdirde güçlü bir gelecek inşa edilebilir. Türkiye ve Avrupa ancak birlikte ilerlediğinde rekabet gücünü artırabilir.”

TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan: “Dünyada daha önce hiç görülmeyen gelişmeler aynı anda yaşanıyor”

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turhan ise küresel düzenin hızlı bir dönüşümden geçtiğini, jeopolitik gerilimlerin ve ekonomik belirsizliğin arttığını belirtti.

IMF’nin 2026 büyüme tahminlerinin uzun dönem ortalamasının altında kaldığını hatırlatan Turhan, küreselleşmenin gelişmekte olan ülkelere sunduğu fırsatların zayıfladığını söyledi.

“Hem yaşlanan hem azalan bir nüfus… Yapay zekâ ve iklim krizi aynı anda kapıda”

Turhan, üç büyük dönüşümün dünya tarihinde ilk kez aynı anda yaşandığını vurguladı:

  • Dünya nüfusu eş zamanlı olarak hem yaşlanıyor hem azalıyor.

  • Yapay zekâ insan bilişsel kapasitesinin yerini almaya hazırlanıyor.

  • 1.5 derece iklim eşiğinin aşılması gündemde.

Bu üç etkinin üst üste gelmesinin öngörülemeyen sonuçlara yol açabileceğini söyleyen Turhan, Türkiye’nin bu değişimlere güçlü ve esnek bir yapıyla hazırlanması gerektiğini ifade etti.

“Türkiye’nin küresel yeni düzene hazırlanması şart”

Turhan, ekonomik dönüşüm için temel başlıkların net olduğunu belirtti:

  • Piyasa ekonomisinin kurallarının eksiksiz işlemesi,

  • Makroekonomik istikrar,

  • Yapısal reformlar,

  • Verimliliğin ve inovasyon kapasitesinin artırılması,

  • Eğitimin dünya standartlarına yükseltilmesi,

  • Kadınların ekonomideki potansiyelinin açığa çıkarılması.

Turhan, insanlığın önünde daha kapsayıcı bir dünya düzeni kurma fırsatı olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

“Yeni düzen sadece büyük güçlerle kurulamaz. Geleceğin kurucu unsurlarından biri mutlaka Türkiye olacaktır, olmalıdır.”