Yaşanabilir, Temiz ve Güzel Bir Türkiye İstiyoruz
Türkiye, 2025 yazını hem kavurucu sıcaklar hem de toplumsal, ekonomik ve çevresel krizlerle geçiriyor. Orman yangınlarından depremlere, siyasal karmaşadan ekonomik darboğaza, veri güvenliği sorunlarından sahte diploma skandallarına kadar pek çok gündem, vatandaşın yaşamını doğrudan etkiliyor.
Sorunlar Artıyor, Güven Azalıyor
E-devlet, e-imza gibi dijital altyapılarda veri güvenliğinin yeterince sağlanmaması; sahte diplomalı mühendis, avukat ve psikolog skandalları; ekonomik çıkmaz; kuraklık ve iklim krizi gibi sorunlar, yaşam kalitesini her geçen gün daha da düşürüyor. Yönetim anlayışlarında, siyasi partilerden meslek odalarına kadar uzanan “egemenliklerini koruma” yaklaşımı ise çözüm yerine algı yönetimini ön plana çıkarıyor.
Sıcaklıklar Rekor Kırıyor
Dünya genelinde temmuz ayı sıcaklık artışı +2°C olarak açıklanırken, Türkiye’nin birçok bölgesinde hava 45°C’yi aştı. Doğanın yanlış kullanımı, plansız altyapı yatırımları, kentlerin betonlaşması ve yeşil alanların azalması, sıcak dalgalarının etkisini artırıyor. Özellikle Güneydoğu’dan gelen sıcak hava akımları, Hatay-Hakkari hattında ülke genelini etkiliyor.
Çözüm Önerisi: Sınırda Güneş Enerjisi Duvarı
Hatay-Hakkari arasına 100 metre yüksekliğinde ve 863 kilometre uzunluğunda çelik platform üzerine yerleştirilecek güneş panelleri ile hem sıcak hava dalgaları kırılabilir hem de 106.000 MW’lık Türkiye kurulu gücünün %10’una denk gelecek yenilenebilir elektrik üretilebilir. Yaklaşık 25 milyar dolara mal olacak bu proje, 3-4 yılda tamamlanabilir.
Nükleere Alternatif, Bedava Enerji
Karşılaştırıldığında, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin 4 üniteden oluşan 4.800 MW’lık kapasitesinin maliyeti 25-30 milyar dolar ve çevresel riskleri yüksek. Ayrıca, üretilen elektrik için 15 yıl boyunca yıllık yaklaşık 5 milyar dolar ödeme yapılması öngörülüyor. Güneş enerjisi projesi ise temiz, güvenli ve uzun vadede bedava elektrik sağlayabilir.
Vizyon: Yaşanabilir Türkiye
Doğa ile barışık, temiz enerjiye dayalı, veri güvenliği sağlanmış, bilimin ve teknolojinin halkın yararına kullanıldığı, adaletin ve güvenin tesis edildiği bir Türkiye mümkün. Bunun için bugünden cesur, sürdürülebilir ve halkın yaşam kalitesini önceleyen adımlar atılmalı.