Çevre

Yumurtalık’ta Fosil Yakıt Alarmı: SASA Rafineri ve Petrokimya Projesine Halktan Sert Tepki

Adana Ekoloji Platformu: SASA Yumurtalık Petrol Rafinerisi Ve Petrokimya Tesisi Projesi İptal Edilmeli, Yapılmamalıdır.

Abone Ol

Adana Ekoloji Platformu, tarım alanlarını, denizi ve yaşamı tehdit eden SASA Yumurtalık Petrol Rafinerisi ve Petrokimya Tesisi için “ÇED kabul edilemez” dedi; halk toplantıyı protesto ederek salonu terk etti.

SASA tarafından Yumurtalık’ta yapılması planlanan Petrol Rafinerisi ve Petrokimya Tesisi projesine karşı tepkiler büyüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 19 Aralık 2025’te düzenlenen ÇED Halkın Katılımı Toplantısı’nda, projenin tarım arazilerinden deniz ekosistemine, su kaynaklarından hava kirliliğine kadar çok sayıda hayati riski barındırdığı ortaya konuldu. Adana Ekoloji Platformu’nun ÇED raporunda yer alan ancak sunumda dile getirilmeyen kritik gerçekleri kamuoyuyla paylaşmasının ardından, toplantıya katılan yurttaşlar projeyi protesto ederek salonu boşalttı. Platform, Yumurtalık’ın tarım, balıkçılık ve turizm geleceğini tehdit eden bu fosil yakıt projesinin iptal edilmesi çağrısında bulundu.

ADANA EKOLOJİ PLATFORMU TARAFINDAN YAPILAN BASIN AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:

SASA YUMURTALIK PETROL RAFİNERİSİ VE PETROKİMYA TESİSİ PROJESİ İPTAL EDİLMELİ, YAPILMAMALIDIR.

Söz konusu proje bölgede uzun zamandır konuşuluyor ve şirketin arazi alımlarını sürdürdüğü biliniyordu. Projenin ÇED raporunun halka açıklanması ve halkın görüşlerinin alınması toplantısı 19 Aralık 2025 Cuma günü, Yumurtalık Marin Otel salonunda yapıldı. Toplantının yapıldığı otel, ilçenin en uzak noktasında olmasına rağmen, yüz kişinin üzerinde bir kalabalık tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Adana İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından başlatıldı. ÇED raporunu hazırlayan firma sözcüsü proje hakkında kısa bir sunum yaptı. 380 sayfalık raporu özetledi. Projenin en önemli, hayati noktalarına değinilmedi. Sonrasında katılımcılara söz verildi. Adana Ekoloji Platformu adına söz alındı ve proje hakkında, ÇED raporunda yazılan aşağıdaki gerçekler açıklandı.

Projenin amacı; ithal edilen malların üretilmesini sağlayarak ülkenin döviz kaybını önlemek, olarak takdim ediliyor. Oysa, toplantıda tesis tam kapasite çalışmaya başladığında 11 milyon ton ham petrol ithal edileceği söylendi. Bunun için ne kadar döviz ödeneceği ise söylenmedi.

Proje, karada 1.090.9 ha arazi üzerine kurulacak, ÇED raporuna göre. Bu alanın vasıfları da şöyle sıralanıyor: Sulu mutlak tarım arazisi, mutlak tarım arazisi, zeytinlik, orman alanı ve mera. İlgili bakanlık il müdürlükleri bu proje hakkında olumlu görüş bildirmişler midir?

ÇED raporuna göre, projede ham suya ihtiyaç duyulacak. Saatte 460, günde 11.040 ve bir ayda 331.200 m3 su kullanılacak. Bu su yeraltından ve yüzey sulardan karşılanacak. Proje hayata geçerse, tarım yapacak köylüler sulama için su bulabilecekler mi?

Proje hayata geçtiğinde tehlikeli katı atıklar -miktar belirtilmiyor- oluşacak ve bunlar bölgede bulunan lisanslı katı atık bertaraf tesisine gönderilecek. Oysa, bölgede böyle bir tesisin bulunmadığı biliniyor. Muhtemelen yakılmak üzere çimento fabrikasına gönderilecek. Tehlikeli katı atığı yakınca da tehlikeli gazlar atmosfere karışır.

ÇED raporunda, inşaat sırasında önce toprağın sıyırılacağı, sonra da kot farkını gidermek için kayaların patlatılacağı yazılıyor. Patlamaların şiddeti, aralığı, ne kadar zaman süreceği, hangi patlayıcı maddenin kullanılacağı ise belirtilmiyor.

Liman için dip taraması yapılacak. Büyük tanker ve gemilerin yanaşabileceği derinlik oluşturulacak. 8.820.315 m3 atık çıkarılarak açık denize dökülecek. Deniz ekosistemi yok edilecek. Okyanustan değil, bütün darlığı ile İskenderun Körfezinden söz ediliyor.

Tesisin soğutma suyu denizden alınacak. Saatte 54.375, bir günde 1.305.000 m3. Sonra, aynı su 3 bin metrelik boruyla tekrar denize deşarj edilecek. Hangi ısı farkıyla? Belli değil. Muhtemelen soğutma amacıyla alınan su kimyasal arıtmadan geçirilecek, deşarj edilen su, içinde hayat olmayan ölü bir su olacak. Birkaç yüz metre yakında bulunan iki kömür santralinin de aynı işlemi yaptığı düşünülünce deniz hayatında toplam etkisi ne olacak? Belli değil.

ÇED raporuna göre; işletme sırasında NOx, SOx, Hcl, CO, HF, CO2 gibi gaz atıklar oluşacak, “gerek görülürse” ileride uygun arıtma sistemleri ilave edilecek. Şaka gibi görünse de, aynen böyle yazıyor. Ayrıca, petrol ürünlerinin depolandığı tanklardan da gaz sızıntıları olabileceği yazıyor.

Avrupa Birliği emisyon ticaretinin dikkate alınacağı açıkça yazılıyor. Yani, kirletirim ve öderim, deniliyor.

ÇED raporunda yazan bir cümleyi olduğu gibi aktarmakta fayda var: “Proje sahası içinde bulunan, DSİ 6. Bölge Müdürlüğü mülkiyetindeki sulama kanalları için kamulaştırma işlemi yürütülecektir.” Şirketler dünyasında “kamu kimdir?” sorusunun cevabı veriliyor.

İnşaat ve işletim sırasında oluşacak gürültü, toz, trafik yoğunluğu, gemi ve tanker trafiği gibi sorunların çözümü için raporda doyurucu cevaplar bulunmuyor. Sulama yapılacağı, yeni yol yapımı için karayolları ile görüşüleceği söyleniyor.

ÇED raporu hakkında söylenmeyen bu gerçekler açıklandıktan sonra, toplantıya katılan halk topluluğu bir protesto olarak salonu boşalttı.

Yumurtalık, sessiz, sakin bir sahil kasabası. Burada halk geçimini tarımdan, balıkçılıktan ve turizmden sağlıyor. Üstelik, on yıl kadar önce “turizm bölgesi” ilan edilmişti. Petrol rafinerisi ve entegre petrokimya endüstrisi projesine izin verilirse ne tarım yapılabilir, ne turizm, ne de balıkçılık.

Her yıl yapılan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı taraflar toplantısına önümüzdeki yıl, 2026’da Türkiye ev sahipliği yapacaktır. Kömür, petrol gibi fosil yakıtlardan süreç içinde çıkmak her zaman bu toplantıların ana gündemi olmuştur veya olmalıdır. Ev sahipliği yapacak, yani örnek olacak bir ülkenin böylesi fosil yakıt projelerini teşvik etmesi, izin vermesi tam bir çelişki olacaktır. ÇED raporu ilgili bakanlık tarafından kabul edilmemelidir. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Adana Büyükşehir Belediye Meclisini de, onaylama ve plana işleme gündeme geldiğinde bu projeyi bölge çevre planında reddetmeye davet ediyoruz.

Saygılarımızla. 22 Aralık 2025

ADANA EKOLOJİ PLATFORMU