Gündem

Adana Demokratik Kurumlar Platformu, İHD, ÇHD ve ÖHD’den ortak açıklama: UMUT HAKKI DERHAL UYGULANSIN!

Adana’da Ortak Basın Açıklaması: “Umut Hakkı Derhal Uygulansın, Düzenlemeler Gecikmeden Yapılsın”.

Abone Ol

Adana’da “Umut Hakkı” Çağrısı: “Yasal düzenlemeler için harekete geçilsin!”

Adana Demokratik Kurumlar Platformu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 15 Eylül’de yapacağı toplantı öncesi Adana İnönü Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “Umut Hakkı Derhal Uygulansın, Yasal Düzenlemeler İçin Harekete Geçilsin!” başlığıyla yapılan açıklamaya DEM Parti Adana İl ve ilçe örgütleri de destek verdi.

“AİHM Kararları Uygulanmıyor”

Açıklama metnini okuyan Avukat Aziz Sarı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014 yılında Abdullah Öcalan hakkında verdiği kararın Türkiye tarafından hâlâ uygulanmadığını belirterek şunları söyledi:

“AİHM, Sn. Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkûm edilmesini umut hakkı bağlamında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin işkence yasağına aykırı bulmuştur. Bu karar, umut hakkı özelinde Türkiye aleyhine verilmiş ilk karardır. Ancak üzerinden on bir yıl geçmesine rağmen Türkiye tarafından ihlalleri ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.”

Sarı, Öcalan’ın yanı sıra Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de AİHM’in benzer ihlal kararları verdiğini hatırlattı.

“Binlerce Hükümlü Etkileniyor”

Basın açıklamasında, umut hakkının yalnızca bireysel değil, yapısal bir sorun olduğuna dikkat çekildi. Avukat Sarı, 14 Ağustos 2024’te Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komitesi’nin yayımladığı rapora işaret ederek, Türkiye’de 4 binden fazla ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsünün bu düzenlemeler nedeniyle insanlık dışı koşullara maruz kaldığını vurguladı.

“Umut hakkı, hükümlünün bir gün yeniden özgürlüğüne kavuşabileceğine dair inancı ifade eder. Bu, basit bir temenni değil, gerçekleşebilir ve öngörülebilir bir hak olmalıdır. Ancak Türkiye, hazırladığı eylem planlarında salıverme yasağını kaldıracak herhangi bir adım atmamaktadır.”

Avrupa Konseyi’nden Türkiye’ye Uyarı

Açıklamada, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin süreci yakından izlediği hatırlatıldı. 2024 Eylül toplantısında Türkiye’nin hiçbir ilerleme kaydetmediğini vurgulayan Komite, 2025’teki toplantıya kadar somut adım atılmaması halinde ara karar taslağı hazırlanacağını duyurmuştu.

“Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ve AİHS tarafıdır. Bu nedenle AİHM kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Ancak mevcut düzenlemeler, ne AİHM kararlarıyla uyumlu ne de Kürt meselesinin demokratik çözümüyle bağdaşır.”

“Öcalan’ın Özgürlüğü Toplumsal Barışın Anahtarıdır”

Açıklamanın dikkat çeken bölümlerinden biri, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüyle ilgiliydi.

“Sayın Öcalan’ın özgürlüğü yalnızca bir bireyin hakkı olarak ele alınmamalıdır. Bu aynı zamanda toplumsal barışın ve demokratik siyasetin önünü açmanın zorunlu bir gereğidir. Barışın hukuku ve insan haklarının gerekleri yerine getirilmeden adil bir çözümden söz edilemez.”

“Eşitlik ve Özgürlük İçin Umut Hakkı”

Hak örgütleri, Türkiye’de halklar ve inançlar üzerindeki inkâr ve asimilasyon politikalarının sona ermesi gerektiğini vurguladı:

“Bu topraklarda halkların, inançların ve kültürlerin kendi kimliklerini yaşatma hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır. Demokratik toplum, eşit ve özgür bir yaşamı ifade eder. Bugün yaşadığımız ekonomik, ekolojik ve toplumsal krizlerin çıkış yolu da buradadır.”

Çağrı: TBMM, Adalet Bakanlığı ve Kamuoyu Göreve

Son bölümde hak örgütleri, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ni umut hakkının uygulanmasını etkin biçimde izlemeye çağırırken; TBMM, siyasi partiler, yargı mekanizmaları ve Adalet Bakanlığı’nın da acilen sorumluluk alması gerektiğini belirtti.

Açıklama, demokratik kamuoyuna yönelik çağrıyla son buldu:

“Onurlu bir barışın inşası, demokratik toplumun yaşama geçmesi ve hukukun toplumsallaşması için umut hakkının derhal uygulanması şarttır. Demokratik değişim ve dönüşümün asıl öznesi olan halkı, umut hakkının yaşama geçirilmesi için duyarlılık göstermeye davet ediyoruz.”