Gündem

Adana Dersimliler Derneği Gağan’ın Kimlik, Paylaşım ve Toplumsal Hafıza Olduğunu Vurguladı

Adana Dersimliler Derneği, Gağan’ın yalnızca bir gelenek değil; kimlik, paylaşım ve toplumsal hafızanın ifadesi olduğunu vurguladı.

Abone Ol

Adana Dersimliler Derneği’nin düzenlediği Gağan etkinliğinde yapılan konuşmalarda, Gağan’ın yalnızca bir bayram değil; paylaşımın, toplumsal hafızanın, çoğulluğun ve yeni bir geleceğe dair barış umudunun simgesi olduğu vurgulandı.

Adana Dersimliler Derneği’nin Salmanı Pak Kültür Merkezi’nde düzenlediği Gağan etkinliği, geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Etkinliğe Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer, CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, CHP Çukurova İlçe Başkanı Av. Ümit Arif Özsoy, İHD Adana Şube Başkanı Av. Yasemin Dora Şeker, EMEP GYK Üyesi Halil İmrek, Av. Kemal Derin'in yanı sıra belediye meclis üyeleri, emekli sendikalarının temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Lokma duasının yapılmasının ardından konuşan Adana Dersimliler Derneği Başkanı Hakan Kart, Gağan’ın yalnızca bir takvim değişimi olmadığını vurgulayarak, bu geleneğin Dersim’in kadim kültürünü ve dayanışma ruhunu bugüne taşıdığını ifade etti. Kart, Gağan’ın Dersim’in karlı dağlarından, kutsal ziyaretlerinden ve kuşaktan kuşağa aktarılan masallarından süzülüp gelen bir tören olduğunu belirtti.

Gağan’ın, doğanın dili ve baharın habercisi olduğunu söyleyen Kart, çetin kış koşullarına rağmen insanların birbirlerinin kapısını çalarak dayanışmayı büyüttüğünü, “ekmeğimi kendim bölüştüm” anlayışının bu kültürün temelini oluşturduğunu dile getirdi. Dersimliler Derneği çatısı altında bu geleneği sürdürmenin önemine dikkat çeken Kart, “Bizler sadece bir bayramı kutlamıyoruz; çocuklarımızın hafızasını koruyor, kimliğimize sahip çıkıyor ve büyükşehirlerin ortasında birbirimize ‘yalnız değilsiniz’ diyoruz” dedi.

Yıl boyunca paylaşılan her lokmanın ve yapılan her sohbetin, Dersim’in kadim dayanışma ruhunu taze tuttuğunu ifade eden Kart, yeni yıl için de temennilerde bulundu. Kart, “Dileğimiz odur ki yeni yılda dertler azalsın, dermanlar çoğalsın. Xızır darda olanın yoldaşı, eli olsun. Gağan bereketiyle gelsin, sofralarınızın neşesi ve yüreğinizde Dersim’in o olağanüstü sevgisi eksik olmasın” diye konuştu.

Konuşmasını Kürtçe bir temenniyle tamamlayan Kart, “Gağanê ma bî pîroz (Gağan’ımız kutlu olsun). Lokmalarınız kabul, birliğiniz daim olsun” sözleriyle katılımcıları selamladı.

Adana Dersimliler Derneği tarafından düzenlenen Gağan etkinliğinde konuşan Yaşar Gökoğlu, Gağan’ın Alevi inanç dünyasındaki anlamına ve bugünün tüketim odaklı yaşam biçimine karşı taşıdığı toplumsal ve kültürel direniş değerine dikkat çekti.

Gökoğlu, Alevilerin Gağan’a inanç dünyalarında derin bir anlam yüklediğini belirterek, “Aleviler bu döneme üç gün oruçla hazırlanır. Aralık ayının son haftasıyla ocak ayının ilk haftasına denk gelen günlerde, yakınlarda bir pir ya da dede varsa cem tutulur. Tüm bunlar inanç dünyamızda özel bir anlam taşır” dedi.

Konuşmasında günümüz dünyasına da değinen Gökoğlu, çılgınca üretim ve tüketimin hâkim olduğu bir toplumda yaşandığını vurguladı. Mülkiyet ve sahip olma duygusunun insanları birbirine düşman ettiğini ifade eden Gökoğlu, “Kardeşi kardeşe düşman eden bir düzenin içindeyiz” diye konuştu.

Gağan’ın özünün paylaşmak olduğunu belirten Gökoğlu, “Bugünün bu karmaşasında, bu tüketim çılgınlığında Gağan paylaşmaktır. Varlığı olanla olmayanı ayırmadan, kimseyi incitmeden yapılan bir aktarım halidir. Ev ev dolaşılarak toplananlar bir yoksulun evinde pişirilir; artanlar yine o yoksulun elinde bırakılır” ifadelerini kullandı.

Gağan’ın aynı zamanda bir hatırlama ve kadir kıymet bilme geleneği olduğunu dile getiren Gökoğlu, özellikle evlenip başka bir eve giden kız kardeşlerin, halaların ve teyzelerin her yıl hatırlanmasının kendisini çok etkilediğini söyledi. “O evde büyümüş, o evin tüm sevinçlerine ve sıkıntılarına tanıklık etmiş olanlar unutulmaz. Gittikleri evler ziyaret edilir, hediyeler götürülür. Bu, her yıl yapılan bir hatırlamadır” dedi.

Gağan’ın toplumsal sorunları birlikte çözme arayışının da bir ifadesi olduğunu vurgulayan Gökoğlu, bunun bugüne dayatılan yaşam biçiminin tam karşısında durduğunu söyledi. “Tek tip insan dayatılıyor bize. Tek dil, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek din, tek inanç, tek düşünce… ‘Benim gibi düşünecek, benim gibi inanacaksın’ deniyor” sözleriyle eleştirilerini dile getirdi.

Dersimliler Derneği’nin Gağan’ı yaşatarak bu tekleşmeye karşı bir direniş sergilediğini ifade eden Gökoğlu, “Gağan yaparak çoğulluktan yana bir duruş sergileniyor. Burada bulunarak, bu kutlamaya emek vererek hepiniz bu direnişin bir parçası oluyorsunuz. Ben de bu direnişin bir parçası olmaktan onur duyuyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

Av. Kemal Derin, Adana Dersimliler Derneği tarafından düzenlenen Gağan etkinliğinde konuştu.

Hepinize merhaba.
Bugün iki anlamlı günün birleştiği bir günde bir aradayız.

Bundan 47 yıl önce, 1978’de, bildiğiniz gibi Maraş’ta büyük bir katliam yaşandı. Resmî rakamlara göre 121 kişi, gayriresmî rakamlara göre ise yaklaşık 500 kişi katledildi. Bu vesileyle, Maraş’ta yitirdiğimiz canları saygıyla, özlemle ve rahmetle anıyorum.

Bugün Gağan için bir araya geldik. Hepimiz o coğrafyadan, o bölgeden, Dersim’den geliyoruz. Çocukluğu orada geçenler bunu çok iyi bilir. Küçükken bu geleneği yaşayarak gördük. Belki herkes birebir yaşamadı ama çocuklar bu kültürün içinde büyüdü. Gağan kutlaması bizim için bir bayramdır.

Yaşar Gökoğlu Gağan’ı çok güzel anlattı, kendisine teşekkür ediyorum. Gağan, aralık ayının son haftası ile ocak ayının ilk haftası arasında kutlanır. Bu bir yeni yıl başlangıcıdır; ancak bugünkü Miladi takvime göre 31 Aralık’taki yeni yıl ile karıştırılmamalıdır. Bu, onuncu ayın gelişidir; kışa girişin simgesidir.

Eskiden Fars takvimi kullanılırdı. Bu takvimde aylar bugünkü gibi değildi. Örneğin 21 Mart–21 Nisan, 21 Nisan–21 Mayıs şeklinde devam ederdi. Bu takvim yaklaşık 2500 yıllıktır ve hâlen İran’da kullanılmaktadır. Gağan da bu takvime göre onuncu aya denk gelir. Yani kışa hazırlıktır; geçmişi geride bırakma, geleceğe hazırlanma anlamı taşır.

Gağan kutlamalarıyla birlikte Hızır Orucu gelir. Hızır Orucu tutulur, ardından Nevruz Bayramı gelir. 21 Mart’taki Nevruz, yeni yılın başlangıcıdır ve aslında bu sürece yaklaşık üç ay önceden hazırlanılır. Dolayısıyla Gağan’ın 31 Aralık’taki yeni yıl ile doğrudan bir ilgisi yoktur.

Yaşar hocanın da belirttiği gibi Gağan gerçekten kadim bir gelenektir. Kökenleri Sümerlere kadar uzanır. Sümerlerde bu geleneğin adı “Öküz ve Bereket”tir. Tarihte öküz; gücün, kudretin, hikmetin ve liderliğin sembolüdür. Bereket ise refahı temsil eder. Bu bayram, yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.

Ne yazık ki bugün bu gelenek büyük ölçüde yalnızca Dersim bölgesinde yaşatılmaktadır. Ancak bu gelenek yalnızca bize ait değildir; Hristiyanlarda, Ermenilerde ve Fars kültüründe de benzer ritüeller ve bayramlar vardır.

Gağan’la ilgili bilincimize çıkarmamız gereken temel şey şudur: Geçmişi geride bırakıyoruz. Geçen yıl artık eskide kaldı. Önümüze, geleceğe ve yeni yıla bakmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde ne yapacağımıza odaklanmamız gerekiyor.

Ülkemizin içinde bulunduğu koşullara baktığımızda gerçekten çok zor bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle 2026 yılının öncelikle bu ülkeye barış getirmesini diliyoruz. Umut getirmesini, refah getirmesini, toplumsal barışı tesis etmesini diliyoruz.

Biz bu bayramı gelişi güzel, havadan sudan kutlamıyoruz. Nasıl ki doğa 21 Mart’ta baharla birlikte kendini yeniliyorsa, biz de kendimizi yenilemek zorundayız. Doğayla uyum içinde yaşamak zorundayız. Bu nedenle umut ediyorum ki 2026 yılı bu düzenin değiştiği, bu rejimin değiştiği, barışın geldiği bir yıl olur.

Gağan, toplumsal belleğimizde bütün bu anlamları ifade eder ve bu anlamlar bugüne kadar taşınmıştır.

Bu vesileyle Gağan’ı, “piroze û şima gağan piroz be” diyerek kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer ise çocukluğunda Gağan’ın Ali Bektaşi öğretisindeki yerini yaşayarak öğrendiğini anlattı. Gağan’ın arınmayı, helalleşmeyi ve yeni umutlara yönelmeyi simgelediğini belirten Geçer, yeni yılın sağlık, huzur ve özgürlük getirmesi dileğinde bulundu.

Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer, Adana Dersimliler Derneği’nin Gağan Etkinliğinde Konuştu

Yaşadığımız bu zulümlerin, bu haksızlıkların artık son bulmasını diliyorum.

Kemal abinin biraz önce ifade ettikleri beni çocukluğuma, köyde yaşadığım yıllara götürdü. Köyde geçen çocukluk dönemimde Gağan’ın, Ali Bektaşi öğretisinde çok ciddi bir yeri ve önemi vardı. Çocukluğumuzda Gağan yaklaştığında evlerde büyük bir telaş başlardı. Evler temizlenir, yenilenir; akşam için çeşitli çerezler, yemekler hazırlanırdı. Gağan, bu şekilde coşkuyla kutlanırdı.

Bu geleneğin anlamını bir gün bir dedeye sormuştuk. Dede bize şunu söylemişti: “Evladım, Alevilikte her şey doğar, yaşar ve ölür. Bir yıl da doğar, büyür, yaşar ve bugün ölür. Ardından yeni bir yıl doğar.” Yeni bir yılla birlikte arındığımızı, helalleştiğimizi ve yeni umutlara yelken açtığımızı ifade etmişti.

Dolayısıyla Gağan, benim bildiğim kadarıyla yeni bir yıla geçişin, yeni bir yıla girişin simgesidir. Eski takvimler ve eski tarih anlayışı nedeniyle bu günlerde anılır ve kutlanır. Bu vesileyle bizler de yeni bir yıla giriyoruz. Yeni yılınızın sağlıklı, mutlu ve huzurlu geçmesini yürekten diliyorum.

Fotoğraflarda Oya Başkanımızı görürken, yeni yılda Oya Başkanımızın, Zeydan Başkanımızın, Kadir Başkanımızın ve haksız, hukuksuz biçimde Silivri’de tutuklu bulunan tüm başkanlarımızın 2026 yılında yeniden aramızda olmalarını diliyorum.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun.

Gağan etkinliği, Dersim kültürünün ve dayanışma geleneğinin Adana’da bir kez daha kolektif bir hafıza ve ortak gelecek çağrısı olarak yaşatılmasıyla sona erdi.