Kadın

Adana Kadın Platformu: Rojin için, öldürülen tüm kadınlar için adalet istiyoruz!

Biz kadınlar susmayacağız. Güvencesizliğe, erkek şiddetine, kadın düşmanı politikalara boyun eğmeyeceğiz. Rojin Kabaiş’i unutmayacak ve unutturmayacağız.

Abone Ol

Adana Kadın Platformu: Rojin Kabaişin’in Ölüm Yıldönümünde, Yaşam Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz!

Adana Kadın Platformu tarafından İnönü Parkında yapılan basın açıklamasını Zehra Aydın okudu.

Sık sık sloganların atıldığı basın açıklamasında Rojin Kabaiş ve katledilen tüm kadınlar anıldı.

Aydın konuyla ilgili açıklamasına şu şekilde devam etti:

Bundan tam 1 yıl önce Van Yüzüncü Yıl üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş, kaldığı KYK yurdundan çıktı ve 18 gün sonra Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulundu. Bizler 18 gün boyunca "Rojin Nerede?" diye sorduk. Bugün de "Rojin'e Ne Oldu?" diye sormak için buradayız.

Türkiye’de kadınlar her gün erkek şiddetiyle öldürülüyor, tacize, mobbinge, cinsel saldırıya maruz bırakılıyor. Evde, işte, sokakta, liselerde, üniversitelerde, yaşamın her alanında kadınların can güvenliği yok sayılıyor. Bugün Türkiye'de küçücük çocuklar bile yolda yürürken yahut sokakta oyun oynarken öldürülme ihtimaliyle yaşıyorlar. Biz kadınlar, LGBTİ+lar ve çocuklar 7'den 70'e güvencesizliğin, ölümün ve savaşın pençesinde yaşam mücadelesi veriyoruz.

Erkek egemen sistem ve onun maşası iktidarlar bizleri korumak yerine failleri aklıyor. Bu coğrafyanın en karanlık gerçekleri olan kadın düşmanlığı ve homofobi ise her gün şiddetini arttırıyor.

Üniversiteler, kadınların özgürleşeceği, eşit ve güvenli bir yaşam kurabileceği alanlar olması gerekirken; baskı, ayrımcılık, taciz ve şiddetin yeniden üretildiği mekânlara dönüşüyor. Boğaziçi üniversitesi içinde bulunan bir mekanda çalışırken katledilen 15 yaşındaki Hilal Özdemir'den, Çankaya'da bir plazanın 20. Katından, tecüz edildikten sonra atılan üniversite öğrencisi Şule Çet'e kadar hep gördük ki sistem katledilişlerimize bir kılıf buluyor. Faili değil, ya hayatta kalanı ya da hayattan koparılanı sorguluyor. Kadınlar, yaşam haklarını ve güvenliklerini sağlayamayan bir sistemin içinde çaresiz bırakılıyorlar.

KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR!

1 yıldır tıpkı Şule Çet gibi Rojin'in de ölümünün intihar denilerek kapatılması çabasıyla karşı karşıyayız. Soruşturmaya gizlilik kararı konularak elde edilen bulgular Rojin'in ailesinin avukatları, ailesi ve kamuoyundan gizlenmeye çalışılıyor. Rojin'in otopsisinde bulunan iki erkeğe ait DNA örnekleriyle ilgili yapılan araştırmalardan bir haber bırakılıyoruz.

KYK yurtlarında kalan kadın öğrenciler yurda 5 dakika dahi geç kaldığında soruşturma açılır ve hesap sorulurken yurttan hava almaya çıkıp bir daha dönmeyen Rojin için yurt yönetimi tek satır açıklama yapmıyor; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi "Rojin'e Ne Oldu?" diye soran hesaplara erişim engeli getirtiyor.

Devlet ve ona bağlı organlar el birliği ile her kadın, çocuk ve lubunya cinayetinde olduğu gibi bugün de Rojin'in ölümünün üstünü örtmeye çalışıyor. Bunu, benimsediği fail aklayıcı devlet politikasıyla yapıyor.

Fakat bizler biliyoruz ki bu cinayetlerin, tacizlerin, kadınları susturmaya yönelik tüm saldırıların sorumluları sadece fail değildir: aynı zamanda bu suçların üzerini örtmeye çalışanlar, koruyanlar, suskun kalanlar da sorumludurlar.

Rojin Kabaiş'in, Hilal Özdemir'in, Pınar Gültekin'in, Ayşe Tokyaz'in ve daha nice kadının ölümü; Gülistan Doku'nun kaybedilmesi bireysel bir kader değil; Türkiye’de kadınların hayatını yok sayan erkek egemen düzenin ve devletin sorumluluğudur.

KATLEDİLEN KADINLAR İSYANIMIZDIR!

İktidar, kadın düşmanı ve homofobik politikalarıyla, bizleri eve kapatmaya ve tek vasfımızın ev işleriyle ilgilenip çocuk doğurmaktan ibaret olmasını sağlamaya çalışıyor. Kadınları, çocukları ve lubunyaları daha da savunmasız hale getirmek için Diyanetinden Milli Eğitim Bakanlığı'na kadar bütün organlarını seferber ediyor.

Kadın düşmanı ve şiddet içeren sosyal medya paylaşımlarına, sözlere ve davranışlara sessiz kalıyor; ahlaksızlık, milli güvenlik, teşhircilik, toplum ahlakını korma iddiaıyla Manifest grubuna, Mabel Matiz'e, Melisa Aydınalp'e, senarist Merve Göntem'e soruşturma açıyor. Bunun yanında Cevizlibağ Atatürk KYK ve ODTÜ yurdunda kalan kadın öğrencilerin dolaplarının kilidini kırıp, eşyalarını çalıp, iç çamaşırlarına kadar bütün eşyalarını tahrip edip taciz içerikli mesajlar atanlar, karısını öldürüp "bıçağın üstüne düşmüş" diyenler, tecavüz edip, taciz edip "tahrik etti" diyenler, üniversiteye silahla girip bir kız çocuğunu öldürenler ve nice fail, kadın düşmanı devletin bu cezasızlık politikalarından ve suskunluğundan cesaret alıyor.

İktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınların en temel korunma hakkını ortadan kaldırarak; şiddeti önleme ve kadınları yaşatma yükümlülüğünü açıkça terk ederek faillere ve kadın düşmanlarına bu cesareti veriyor. Kadınlar öldürülüyor, ama devlet “fail yok, tanık yok” diyerek üstünü örtüyor. Kadın örgütlerine yönelik baskılar, medya linçleri, dosyaların “sürünmesi”, adaletin siyasi bir araç olarak kullanılması bu suçların doğal parçası haline geliyor. Bu politikaların bedelini ise her gün biz kadınlar ödüyoruz.

Biz kadınlar olarak; yaşamın her alanında kimliğimiz ve özgürlük adına örgütlenme hattında ısrar edeceğiz. Sokakta, şehir meydanlarında, mahallelerde hayatın her alanında görünür olacağız. Yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin baskılara boyun eğmeyeceğiz.

KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK JİN JİYAN AZADİ

Rojin’in davası yalnızca bir adli vaka değildir, Tüm kadınların yaşam hakkının, özgürlüğünün, adaletinin davasıdır. Faillerden hesap sorulana, Üniversiteler kadınlar için özgür ve güvenli alanlar haline getirilene, İstanbul Sözleşmesine geri dönülene, 6284 sayılı kanun etkin uygulanana ve son kadın da özgür olana kadar, mücadelemizden geri dönmeyeceğiz.

Bugün burada bir kez daha soruyoruz: Rojin Kabaiş'e Ne Oldu?

Bizler;

Rojin için, öldürülen tüm kadınlar için adalet istiyoruz!

Katillerden, onları koruyanlardan, suçun üzerini örtenlerden hesap soracağız.

Mücadelemiz, her bir kadının yaşam hakkını savunmanın, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ortadan kaldırmanın mücadelesidir.

Bu mücadeleyi evlerde, okullarda, işyerlerinde, sokaklarda, üniversitelerde büyüteceğiz.

Katillerden hesap sorulana dek, hiçbir alanı terk etmeyecek, hiçbir mücadeleyi bırakmayacağız.

Biz kadınlar susmayacağız. Güvencesizliğe, erkek şiddetine, kadın düşmanı politikalara boyun eğmeyeceğiz. Rojin Kabaiş’i unutmayacak ve unutturmayacağız.

Yaşasın kadın dayanışması!

Adana Kadın Platformu

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!