Kadın

Cinsiyet Eşitliğinde 30 Yıl: Kadınlar Hâlâ Yoksulluk, Şiddet ve Eşitsizlikle Yüz Yüze

“Dünya her yıl silahlara 2,7 trilyon dolar harcıyor, ancak toplumsal cinsiyet eşitliği için gerekli 320 milyar doları bulamıyor.”

Abone Ol

Pek çok ilerlemeye rağmen, kadınlar hâlâ yoksulluk, şiddet ve eşitsizlikle karşı karşıya

Dünya ülkeleri tarafından kabul edilen kadın haklarına ilişkin dönüm noktası niteliğindeki Pekin Deklarasyonu’nun üzerinden otuz yıl geçti. Bu süreçte önemli ilerlemeler sağlandı; ancak kadınlar ve kız çocukları hâlâ kabul edilemez düzeyde şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu yılki BM Genel Kurulu’nda, elde edilen kazanımlar değerlendirilecek ve hâlâ yapılması gereken büyük ölçekli çalışmaların altı çizilecek.

Hedeflerden Uzak Kalındı

22 Eylül Pazartesi günü yapılacak anma töreni öncesinde, BM Kadın Birimi (UN Women) ile BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi (DESA) uyarıda bulundu: Toplumsal cinsiyet eşitliği hedeflerinin hiçbiri yolunda gitmiyor.

Yayınlanan 2025 Toplumsal Cinsiyet Görünümü Raporu, kadınların %10’unun aşırı yoksulluk içinde yaşadığını, 2030’a gelindiğinde 351 milyon kadın ve kız çocuğunun hâlâ bu döngüden çıkamayabileceğini ortaya koyuyor.

Yaklaşık 708 milyon kadın, ücretsiz bakım emeği nedeniyle iş gücü piyasasının dışında kalıyor. Çalışabilen kadınlar ise çoğunlukla düşük ücretli işlere itilmekte. Kadınların toprak mülkiyeti, finansal hizmetler ve insana yakışır işlere erişimi engelleniyor. Rapora göre, her üç kadından biri yaşamı boyunca fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor. Ayrıca 676 milyon kadın, çatışma bölgelerinin 50 kilometre yakınında yaşıyor; bu, 1990’lardan bu yana görülen en yüksek rakam.

Geri Tepmeler ve Tehditler

Bazı ülkelerde ise elde edilen kazanımlar, kadın haklarına karşı artan baskılar ve sivil alanın daralmasıyla tehdit altında.

Buna rağmen 1995’te Pekin’de düzenlenen Dördüncü Dünya Kadın Konferansı, cinsiyet eşitliğinin gelişiminde hâlâ en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Konferansın sonunda kabul edilen Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu, yoksulluk, eğitim, şiddet, kadınların silahlı çatışmalardaki rolü ve karar mekanizmalarına katılım gibi temel alanlarda somut hedefler ortaya koydu.

189 ülke, kadın-erkek eşitliğinin bir insan hakkı, toplumsal adaletin koşulu ve kalkınma ile barışın ön şartı olduğunu ortak bir iradeyle ilan etti.

Yasal Düzenlemeler ve İlerlemeler

Bugün kadınlar ve kız çocukları için yasal koruma alanı genişledi. 193 ülkede 1.583 yasa, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele ediyor; oysa 1995’te bu sayıya sahip ülke yalnızca 12 idi. 100’den fazla ülkede polis, şiddet mağdurlarına destek vermek için eğitildi.

İş yerinde cinsiyet ayrımcılığını yasaklayan düzenlemeler hızla çoğaldı, kadınların ekonomik güçlenmesine katkı sağladı. Ücretsiz bakım emeğini hafifletecek yeni hizmetler hayata geçirildi, eğitimdeki cinsiyet farkları daraldı.

Barış inşası alanında ise bugün 112 ulusal eylem planı bulunuyor; bu sayı 2010’da sadece 19 idi.

İlerlemenin Bedeli

22 Eylül’de düzenlenecek üst düzey etkinlikte, üye devletler, sivil toplum kuruluşları, akademi ve özel sektör temsilcileri, Pekin Deklarasyonu’nun uygulanmasını hızlandırmanın yollarını ve gerekli kaynakların nasıl sağlanacağını tartışacak.

BM Kadın Birimi’ne göre kadınlara yatırım, topluma yatırım demek: Hükümetler hemen harekete geçerse, 2050’ye kadar kadınlarda aşırı yoksulluk oranı %9,2’den %2,7’ye düşürülebilir ve bu, küresel ekonomiye 342 trilyon dolarlık katkı sağlayabilir.

Ancak bu çağrı, ülkelerin hem toplumsal cinsiyet eşitliği girişimlerine hem de veri toplama çalışmalarına kaynak ayırmayı azalttığı bir dönemde yapılıyor. Kadın bakanlıklarının ve toplumsal cinsiyet kurumlarının yalnızca yarısı yeterli kaynağa sahip.

UN Women’dan Sarah Hendriks, bunun siyasi irade meselesi olduğunu vurguluyor:

“Dünya her yıl silahlara 2,7 trilyon dolar harcıyor, ancak toplumsal cinsiyet eşitliği için gerekli 320 milyar doları bulamıyor.”

Bir Yüzyıl Daha mı Beklenecek?

Yüksek düzeyli toplantıya, BM Genel Kurulu Başkanlığı görevini Eylül başında üstlenen Annalena Baerbock başkanlık edecek. Bu görevde bulunan beşinci kadın olan Baerbock, hafta sonunda 2027’den itibaren görev yapacak BM Genel Sekreteri’nin seçim sürecini de yönetecek. Ancak tüm baskılara rağmen BM Genel Sekreterliği görevine bugüne dek hiç kadın seçilmedi.

Kadınlar hâlâ karar alma mekanizmalarının dışında: Dünya genelinde parlamentolarda yalnızca %27, liderlik pozisyonlarında %30 oranında temsil ediliyorlar. 113 ülkenin tarihinde hiç kadın devlet başkanı olmadı. Mevcut ilerleme hızıyla, liderlikte cinsiyet eşitliğinin sağlanması bir yüzyıl daha sürecek.