Dersim'de ki "Obanın kadınları" Adana'da

"Bu film ile işin öznelerinin kendi hayatlarında bir değişimi başlatarak, talep büyütmesini ve bu döngüyü kırmalarında, üretici ve tüketiciler arasındaki iletişimi ve işbirliğini güçlendirecek bir yola vesile olarak destek olmayı umuyorum."

Adana Dersimliler Derneğinin Organize Ettiği ve Salman-ı Pak Kültür Merkezinde Yönetmenliğini Kader Çetintaş’ın Yaptığı “Obanın Kadınları” Belgesel Film Gösterimi Gerçekleştirildi.

Belgesel gösterimi öncesi semah dönüldü. Daha sonra Dersimliler Derneği Başkanı Yılmaz Zeroğlu yaptığı kısa konuşmada belgeselin Adana’da gösteriminde emeği olan CHP İl Kadın Kolları Başkanı Oya Tekin’e ve Evrim Özdemir’e teşekkür etti.

Daha sonra belgesel gösterimi gerçekleştirildi.

Belgesel gösteriminin ardından Yönetmen Kader Çetintaş kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi.

Çetintaş belgesel ile ilgili şu bilgileri paylaştı;

Kadın emeği ve yaşam zorlukları belgeselin temel derdi olarak karşımıza çıkıyor. Tunceli Pülümür ilçesini Bağır Paşa yaylasının küçük bir obasındaki kadınları merkeze alarak kadınların yaşadıkları zorlukları dile getirmek temel hedeflerim arasında. Amacım, orada doğmuş bir kadın olarak yayla yaşamında unutulmuş kadın emeğini izleyici ile paylaşmak ve bu anlamda farkındalık yaratmak, yayla yaşamında kadının önemine dikkat çekmek.

Biz kentli kadınlar, hak gasplarına uğradığımızda çeşitli hukuki süreçlere, sosyal desteğe veya seçeneklere erişim imkânına sahipken, kırsaldaki kadınlar çoğunlukla başlarına ne geldiğinin ve mağduriyetlerinin büyüklüğünün farkında bile değiller. Çocuk yaşta evlendirilip, genç anne olup, yaşlılara bakarken, ailenin tüm fertlerinin bakımında ve geçimlerini sağlayan hayvancılık mesleğinin her aşamasında insanüstü bir emek ve çaba harcamaktalar. Tunceli (Dersim) bölgesinde yaylalar devlet kontrolünde olup, ihale ile tüccarlara kiralanmakta, çıkışlar için mutlaka bu tüccarlarla anlaşmak ve harç ödemek gerekmektedir.

Ancak tüccarlar, hem hayvan başına ihale bedeli talep etmekte hem de sağılan sütleri çok düşük bedellerle satın almaktadır. Bununla beraber, verilen emek sadece bir mevsimlik değil, bütün bir sene boyunca devam eden, otlatma, çiftleşme, doğurma, yavruların bakımı, hayvanların vahşi hayvanlardan, iklim koşullarından vb. korunması, kışın korundukları “kom” denilen alanların düzenlenmesi, temizlenmesi vb. birbirini takip eden yüzlerce iş ile bütün bir seneyi ve her bir günü kapsamaktadır. Buradaki süreçler kentliler için görünmez, bizzat öznesi olan insanlar içinse bilinmezdir, içine doğdukları bu düzeni, balığın suyu bilmemesi gibi, göremediklerini ifade etsek, hatalı olmaz. Maliyet hesaplaması da yapılamayan bu düzende, hiçbir kadının üretilen artıktan bir kazancı, emekliliği veya sigortası, edinilen mallarda payı ve söz hakkı yoktur. Bu film ile işin öznelerinin kendi hayatlarında bir değişimi başlatarak, talep büyütmesini ve bu döngüyü kırmalarında, üretici ve tüketiciler arasındaki iletişimi ve işbirliğini güçlendirecek bir yola vesile olarak destek olmayı umuyorum.