"Siyasi iktidar üniversiteleri kayyım rektörlerle idare eder, öğrencileri soruşturmalarla bezdirir, alanında yetkin, demokratik ve barışçı akademik kadroları KHK'lar ve diğer pek çok yolla tasfiye ederken üniversite suç mahalline dönüştü."
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk: 15 yaşındaki bir çocuğun mevzuata aykırı bir biçimde üniversite kampüsündeki bir birimde gece vakti çalıştırılmasının sorumlusu kimdir?
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları ifade etmiştir:
Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde çok acı bir olay yaşandı. Kampüse 30 Ağustos gecesi dışarıdan girdiği öne sürülen 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş 15 yaşındaki bir kız çocuğunu silahla öldürdü ve daha sonra kendisi de intihar etti. Olayla ilgili haberlerde 15 yaşındaki Hilal Özdemir'in kampüste olay esnasında garson olarak çalıştırıldığı öne sürüldü. Cinayeti işleyen kişinin ise 18 ayrı suç kaydının bulunduğu anlaşılıyor. Üniversite yönetimi bu korkunç olay karşısında yalnızca kısa bir “başsağlığı” mesajı yayınlamakla yetindi ve şu ana dek olayın kampüs içinde gerçekleştiği iddialarına da açık ve tereddütsüz bir dille yalanlama getiremedi. Söz konusu açıklama maalesef olayın sessizce geçiştirilmek istendiği izlenimi veriyor. Bu müessif olay bir yandan erkek şiddetinin dehşet verici yaygınlığını ve aldığı yeni biçimleri yeniden göz önüne sürerken bir yandan da üniversite kampüslerinin suç mahalline dönüşmesinin de yeni bir örneğini verdi. Siyasi iktidar üniversiteleri kayyım rektörlerle idare eder, öğrencileri soruşturmalarla bezdirir, alanında yetkin, demokratik ve barışçı akademik kadroları KHK'lar ve diğer pek çok yolla tasfiye ederken üniversite suç mahalline dönüştü.
Bu gerilimli ve güvensiz kampüs ortamını göz önüne seren mobbing ya da cinsel taciz ve istismar gibi olayların yanında, birçok cinayet ve saldırı da söz konusudur. Örneğin 2016 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci kampüsünde 4 eczane çalışanının ölümüyle sonuçlanan bir saldırı gerçekleşmişti. Yine Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde 2018 yılında yaşanan aralarında dekan yardımcısı, fakülte sekreteri ve iki öğretim elemanının bulunduğu 4 kişinin yaşamını yitirdiği olay halen akıllardadır. 2019 yılında ise Çankaya Üniversitesinde Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel bir öğrenci tarafından katledildi. Sadece son on yıla bakıldığında bile, üniversitelerde kurum içi ya da dışından kişilerce gerçekleştirilen sayısız şiddet vakası söz konusudur. Toplumda şiddet tırmanırken nitelik aşınmasıyla "güçsüzleştirilmiş" ve güvensizleştirilmiş üniversitenin ve kampüslerin bunun dışında kalması da mümkün değildir.
Boğaziçi üniversitesi kampüsünde dün yaşanan cinayet bu anlamda dikkatle düşünülmesi gereken birçok boyut bulunduruyor. Yıllardır süren ağır baskı altındaki üniversitede, kayyum rektörün kararıyla yıllarını bu üniversiteye vermiş hocalar ve mezunlar kampüse alınmazken onlarca suç kaydı bulunan bir kişi hiçbir engelle karşılaşmadan içeri girebilmiştir. Üniversite içinde ve etrafında, öğrencilerin en ufak bir eylem ihtimaline karşı her gün yüzlerce polis bekletilirken, elinde silahıyla gelen bu kişinin kampüste rahatlıkla dolaştığı anlaşılmaktadır. Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan bu müessif olayın katledilen çocuğun kişisel videoları eşliğinde sosyal medyaya konu edilmesi ve sanki bu cinayetten bizzat kendisi sorumluymuş imajı yaratılması da ayrıca üzüntü ve endişe vericidir.
Bu çerçevede buradan İçişleri Bakanlığına, YÖK’e ve Boğaziçi Üniversitesi kayyım yönetimine sorulması gereken pek çok soru vardır:
1-15 yaşındaki bir çocuğun mevzuata aykırı bir biçimde üniversite kampüsündeki bir birimde gece vakti çalıştırılmasının sorumlusu kimdir?
2-Üniversite mezunlarının dahi giremediği kampüse, onlarca suç kaydı bulunan bir kişi nasıl rahatça girebilmiştir?
3-Akademisyenler ve öğrencilerin kampüse girişleri birçok nedenle sınırlanır ya da yasaklanırken, en küçük gösteride onlarca polis ve güvenlik öğrencileri kuşatırken, bir kişinin elinde silahla kampüse girişi nasıl açıklanabilir?
4-Üniversite yönetiminin çalışanlara “konu hakkında konuşursanız işinize son verilir” dediği iddiası doğru mudur?
5-Cinayetin işlendiği Kennedy Lodge tesisi örneğinde olduğu gibi, üniversiteye ait kaç tesis güvenliğin de sağlanmadığı bir biçimde ticari kullanıma açılmıştır?
6-Cinayet failinin 18 ayrı suç kaydı bulunduğu ifade edilmektedir. Kampüse daha evvel de giriş yapmış mıdır?
7- Bugüne dek bu kişi hakkında kaç adli işlem yapılmıştır?