"Unutmaya zorlananlara karşı hatırlamanın, yalnızlaştırılmak istenenlere karşı birlikte kalmanın şiiridir."
Bir yılı sadece takvim yapraklarıyla değil, kayıplarla, dirençle ve birbirimizi duyma ısrarıyla ölçtük. Bu şiir, KHK’lerle karartılan yılların ardından 2026’ya bırakılan bir nottur: Unutmadık, vazgeçmedik.
Bazı yıllar takvimden geçer, bazıları insanın omzundan.
2016’dan bu yana yaşadıklarımız, birer tarih olmaktan çok, hayatlarımızın içine açılmış uzun parantezlerdi. İsimler silindi, meslekler gasp edildi, hayatlar askıya alındı. Ama bütün bunların ortasında, görmezden gelinen bir şey vardı: Birbirimizi duymaya devam ettik.
KHK’ler sadece işimizi değil, zamanla olan bağımızı da yaraladı. Her yeni yıl, yeni bir başlangıç olmaktan çok, ertelenmiş bir adalet duygusunu taşıdı. Yine de umut, en çok da yan yana durabilme hâlinde kendini var etti. Bu şiir, o yan yanalığın içinden yazıldı.
“KHK’sız Bir Yılın Adı Olsun: 2026”, geçmişe ağıt değil; geleceğe bırakılmış ısrarlı bir çağrıdır. Unutmaya zorlananlara karşı hatırlamanın, yalnızlaştırılmak istenenlere karşı birlikte kalmanın şiiridir. Ve belki de en önemlisi, hâlâ güzel günleri hak ettiğimizi hatırlatma çabasıdır.
KHK’sız Bir Yılın Adı Olsun: 2026
2016’dan geçtik.
2017’den, 2018’den…
Her yıl omzumuzda başka bir dosya,
aynı yaraya değen rüzgâr.
2019’u bekledik,
2020’yi umut diye çağırdık.
2021, 2022, 2023, 2024, 2025…
takvimler değil,
itiraz dilekçeleri çoğaldı.
Hiçbiri kalbimizin hesabını tutmadı,
umutlarımızı, beklentilerimizi
duymadı belki —
ama biz
birbirimizi duyduk.
2026,
KHK’sız bir yılın adı olsun.
Umudun ertelenmediği,
baharların “yarın”a bırakılmadığı
bir yıl.
Barış, hiç bu kadar
kapımıza yakın durmamıştı;
umut, hiç bu kadar
elimizi ısıtmamıştı;
sevdiklerimiz
hiç bu kadar
yanı başımızda olmamıştı.
Ve eğer bu çağda hâlâ
duygularımızla, sevgimizle,
varlığımızla
besleyebiliyorsak birbirimizi,
bilinsin —
KHK’lilerin adını
takvimden sildikleri gün
güzel günler
yakındır.
Güven Boğa