Yargılanmadan, beraat etmişken ya da soyut suçlarla damgalanan binlerce KHK’linin sessizliğe mahkûm edilen ortak hikâyesi...

Bu ülkede bazı insanlar mahkeme kararlarıyla değil, tek bir imzayla hayatın dışına itildi. Yargılanmadan, beraat etmişken ya da hiçbir somut suç isnadı olmadan, bir gecede emeklerinden, mesleklerinden ve yurttaşlık haklarından mahrum bırakıldılar. KHK’lerle kurulan bu rejim, yalnızca insanları işsiz bırakmadı; onları kamusal hayattan silmeyi, sessizliğe mahkûm etmeyi hedefledi.

Aşağıdaki şiir, görünmez kılınmak istenen KHK’lilerin, barış dediği için cezalandırılanların ve hakikati savunmaktan vazgeçmeyenlerin tanıklığıdır.

Görülmeyenler

Kimi hiç yargılanmadan,
kimi beraat etmişken,
kimi uydurma dosyaların,
soyut suçların yüküyle…
aynı imzadan çıkan kararla
hayatın dışına atıldı.

Bir gecede
emekleri gasp edildi,
ekmekleri mühürlendi.
İşlerinden değil sadece,
yurttaşlıktan da sürüldüler.

Adları fişlendi,
sesleri boğuldu,
üstlerine
devlet eliyle
kalın bir sessizlik çekildi.

Ama onlar,
her dönemde bedeli halka kesilenler,
barış dediği için cezalandırılanlar,
boyun eğmeyenler oldular.

Sürgünde de, açlıkta da
sözlerini geri almadılar.

Onları karanlıkta unuttuklarını sandılar;
oysa onlar
unutulmanın kendisini
teşhir ettiler.

Ey insanlık,
unutma:
adalet bir gün
talimatla değil,
hakikatle konuştuğunda
tüm KHK’liler
hayata geri dönecek.

Ve o gün
bu düzenin
utancı kalacak geriye.

Güven BOĞA