Bu şiir, KHK ile ihraç edilenlerin kaybettikleri işleri değil, gaspedilen haklarını geri almak için yürüttükleri adalet mücadelesini anlatır.
Bir sabah adları silindi devletin kayıtlarından, ama vicdanların hafızasından asla… On binlerce KHK’li, bir kararnameyle yalnızca işini değil, yaşam hakkını, emeğini ve adalet duygusunu da elinden alınmış buldu. Fakat bugün, o sessizlik duvarını adımlarıyla yıkanlar, yeniden hak, adalet ve eşit yurttaşlık talebinin yolunu açıyor.
“Siz Görmezden Geldiniz, Biz Yürüyerek Geldik” şiiri, KHK’lilerin Amed’den Ankara’ya uzanan direniş yürüyüşünün sesi, kalemle atılmış bir adımıdır.
Siz Görmezden Geldiniz, Biz Yürüyerek Geldik
Bir sabah sildiniz ismimizi,
Bir kararnameyle yok saydınız hayatlarımızı.
Ne mahkeme, ne savunma…
Bir satırlık yazıyla kurşun gibi düştü adaletsizlik.
Kapılar kapandı yüzümüze,
Telefonlar sustu,
Gözler çevrildi başka yöne.
Siz görmezden geldiniz.
Ama biz,
Biz yürüyerek geldik.
Unutmadık.
Unutulmadık.
Çünkü biz,
Yalnızca işini değil,
hakları gasp edilen, sesi susturulmak istenen,
ama yoldaşlarıyla yeniden konuşanlarız.
Kimi açlıkla sınandı,
Kimi sürgünle,
Kimi suskunluğa gömüldü,
Kimi de umutsuzluğun kıyısında canına kıydı.
Ama biz,
Onların ardından susmadık.
Bir annenin barışı haykırması gibi
Taşıyoruz seslerini yüreklerimizde.
Biz KESK’li KHK’liler,
Ne sizden af dileriz
Ne de önünüzde diz çökeriz.
Haklıyız,
Ve haklı olanlar eninde sonunda kazanır.
---
İşte bu yüzden yürüyoruz:
13 Ekim Amed’de,
Taşına toprağına işlemiş direnişin adıyla,
Barışı haykıran bir halkın göğsünde yeşeriyoruz.
Urfa’da,
Bin yıllık inancın, sabrın ve toprağın gölgesinde,
Zulme karşı sessiz ama derin bir öfkeyle yürüyoruz.
14 Ekim’de Adıyaman’da,
Kommagene’nin torunlarıyla omuz omuza,
Yüzyılların tanıklığını alıyoruz yanımıza.
Aynı gün Antep’te,
Direnişiyle destan yazan bir kentin nabzında,
Emekle yoğrulmuş ekmek gibi,
Sımsıkı sarılıyoruz birbirimize.
15 Ekim Adana’da,
Çukurova’nın bereketiyle,
Onuruyla büyümüş insanların yürüyüşündeyiz.
Güneşin alnında, terin hakkını savunarak yürüyoruz.
Mersin’de,
Kıyıya vuran her dalga gibi kararlı,
Çok kimlikli, çok sesli bir halkın iradesiyle buluşuyoruz.
Ve 16 Ekim sabahı,
Mersin’den Ankara’ya düşecek yolumuz.
40 kişiyle çıkacağız yola,
Ama içimizde binler olacak.
---
17 Ekim sabahı saat 09:00’da
Ankara’nın kalbinde haykıracağız:
“İşimizi Geri İstiyoruz!”
“KHK’ler Gidecek, Biz Kalacağız!”
“Hak, Hukuk, Adalet!”
“Yaşasın Barış, Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!”
Siz görmezden geldiniz.
Biz yürüyerek geldik.
Gözünüzü kaçırdığınız gerçeği
Ayaklarımızın sesiyle duyurmaya geldik.
Unutmayın:
Mücadele edenler daima kazanır.
Çünkü biz,
Boyun eğmeyenlerin,
Vazgeçmeyenlerin,
Düşse de kalkmasını bilenlerin yoluyuz.
Ve artık o yol,
Sizin gölgelerinizden geçmiyor.
Biz, ışığa doğru yürüyoruz.
Ve bu yürüyüş,
Ne bir geri dönüş,
Ne bir rica —
Bu yürüyüş, adaleti hatırlatmanın yoludur.
Bu yürüyüş, yeniden AYAĞA KALKMANIN ADIMIDIR.
Güven Boğa