Genel Olarak

Açığa imzanın kötüye kullanılması, bir kimsenin belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı biçimde doldurmasıdır.

Bu suçun hukuksal konusu nedir?

Bu suçun hukuksal konusu kamu güvenidir.

Fail ve Mağdur

Açığa imzanın kötüye kullanılması, genel bir suçtur, bu suçun faili herkes olabilir. Mağdur ise bir başkasına belli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı teslim eden veya imzaladığı bu nitelikteki bir belge zararına olarak başkaları tarafından hukuksal sonuç doğuracak biçimde doldurulan kişidir.

Suçun Maddi Konusu

Suçun maddi konusunu, imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıt oluşturmaktadır.

İmza sahibi kendi isteğiyle faile boş bir kağıt vermektedir. Bu boş kağıt, faile verildiği andaki durumu bakımından bir belge oluşturmayan kağıttır.

Eylem

Suçun hareket ögesini, boş bir kağıdı verilme nedeninden farklı biçimde doldurmak oluşturmaktadır.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun oluşması için imzanın gerçek olması gerekir.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu ile belgede sahtecilik suçunu birbirine karıştırmamak gerekir. Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun oluşabilmesi için verilen kağıdın hukuken geçerli bir belge oluşturmaması (boş kağıt olması) gerekir. Suç gerçek bir belgenin tahrif ve tağyiri biçiminde işlenecek olursa belgede sahtecilik suçu söz konusu olur. Bu bakımdan faile boş değil de tam bir belge verilmesi ve failin bu imzalı belge üzerinde sonradan ekleme yapması durumunda, belgenin niteliğine göre resmi veya özel belgede sahtecilik suçu oluşur.

İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuksal sonuç doğuracak biçimde dolduran kişi, açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan değil, belgede sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılır.

Dikkat edilirse bu durumda, imzalı kağıt teslim veya tevdi edilmemiş, fail bunu hukuka aykırı bir suretle ele geçirerek doldurmuştur.

Manevi Unsur

Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur.

Hukuka Aykırılık Unsuru

Bu suç hukuka aykırılık bakımından bir özellik taşımaz.

Suçun Özel Görünüş Biçimleri

Suç, boş kağıdın doldurulduğu anda tamamlanmaktadır. Bu suça teşebbüs mümkündür.

Suça iştirak konusunda genel kurallar uygulanır.

Muhakeme

Suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.

YARGITAY KARARLARI

15. Ceza Dairesi 2018/8975 E. , 2019/3959 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Açığa imzanın kötüye kullanılması, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan düşme, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat


Açığa imzanın kötüye kullanılması ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından, sanık hakkında verilen düşme ve beraate ilişkin hükümler, O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
O yer Cumhuriyet savcısı'nın sanık hakkında, açığa imzanın kötüye kullanılması ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen hükümleri temyiz etmiş olmasına rağmen, nitelikli dolandırıcılık suçuyla ilgili olarak tebliğnamede bir görüşe yer verilmediği anlaşılmakla; nitelikli dolandırıcılık suçuyla ilgili ek tebliğname düzenlenmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 18/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

15. Ceza Dairesi 2020/325 E. , 2020/2083 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, açığa imzanın kötüye kullanılması, bedelsiz senedi kullanma
HÜKÜM : Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık, açığa imzanın kötüye kullanılması, bedelsiz senedi kullanma suçlarından ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına


Nitelikli dolandırıcılık, açığa imzanın kötüye kullanılması ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından sanık hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararlar, katılan vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık, açığa imzanın kötüye kullanılması ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından açılmış bir dava bulunmadığından, dava konusu yapılmayan suçlardan karar verilmesine yer olmadığına yönelik hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 13/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

11. Ceza Dairesi 2017/4989 E. , 2017/7888 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : Düşme

1-Sanık hakkında "açığa imzanın kötüye kullanılması" suçundan kurulan düşme kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık müdafiinin, 27.11.2013 tarihinde tefhim olunan hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 20.12.2013 havale tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2-Sanık hakkında "açığa imzanın kötüye kullanılması" suçundan kurulan düşme kararına yönelik katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında, katılandan haricen satın aldığı arazi hisselerine karşılık katılana ödediği paraların teminatı olarak katılan tarafından imzalanmış boş senedi iade etmeyerek doldurup icraya koymak suretiyle açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunun soruşturulmasının şikayete tabi olması, 5237 sayılı TCK'nın 73/2. maddesinde, şikayet süresinin fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren başlayacağının belirtilmesi karşısında; sanık tarafından suça konu senede dayanılarak katılan aleyhine 06.12.2012 tarihinde icra takibinin yapıldığı, katılana ödeme emrinin usulüne uygun olarak 07.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve katılanın bu tarih itibariyle fiil ve failden haberdar olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, tebliğnamede bu yönde bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan açılan kamu davasının şikayetin süresinden sonra olması nedeniyle CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi gerektiği dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılanın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

15. Ceza Dairesi 2017/28167 E. , 2020/11276 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, Açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : 1-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan,
TCK'nın 158/1-d, 35/2, 62, 52/2 ve 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet (ayrıca sanık ... hakkında TCK'nın 58. maddesinin tatbiki)
2-Sanıklar hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan,TCK'nın 209/1,62 ve 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet (ayrıca sanık ... hakkında TCK'nın 58. maddesinin tatbiki)

Nitelikli dolandırıcılık ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... müdafisi, sanık ..., katılan ile O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mahkemece, sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçları yönünden mahkumiyet hükümleri verildiği, O yer Cumhuriyet savcısının 16/06/2014 tarihli temyiz dilekçesi ile sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerini cezaların alt sınırdan verilmesi nedeniyle sanıklar aleyhine; açığa imzanın kötüye kullanma suçu yönünden ise suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıklar lehine hükmü temyiz etmesine karşın, 26/05/2017 tarihli tebliğnamede sanık ... müdafisi, sanık ... ile katılanın yaptığı temyiz başvurularına ilişkin görüşe yer verildiği, O yer Cumhuriyet savcısının yaptığı temyize yönelik ise her hangi bir görüşe yer verilmediğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamede görüşe yer verilmeyen O yer Cumhuriyet Savcısının yaptığı temyize ilişkin ek tebliğname düzenlenmesinin temini amacıyla dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


15. Ceza Dairesi 2013/28881 E. , 2016/3926 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : Beraat

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılanın 13/07/2004 tarihinde araç kiralama işi yapan sanıktan araç kiraladığı, buna binaen teminat amacıyla tamamen boş bir senedin altına iki adet imzasını atarak sanığa verdiği, daha sonra katılanın bu araçla kaza yaptığı, araç sahibinin kasko bedelini alabilmek için sigorta şirketi aleyhine dava açtığı ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği, sanığın kalan tamir bedelini katılandan talep ettiği ve katılanın da bu talebi karşıladığı, katılanın senedini istemesine rağmen sanık tarafından verilmediği, daha sonra sanık tarafından suça konu senedin üst kısmı doldurulmak suretiyle katılan aleyhine icra takibine girişildiği ve bunun üzerine katılanın suç duyurusunda bulunduğu, soruşturma kapsamında imzalar dışındaki kısımların sanığın eli ürünü olduğu ile kovuşturma aşamasında senetteki yazıların imzaların atılmasından daha sonraki bir tarihte yazıldığı ve bu işlemde farklı kalemlerin kullanıldığının bilirkişi marifetiyle tespit edildiği olayda, nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla .... Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan kamu davasında, mahkeme tarafından eylemin sevk maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunu değil, TCK 209/1 maddesinde düzenlenen “açığa imzanın kötüye kullanılması” suçunu oluşturduğu belirtilerek dosya görevli Sulh Ceza Mahkemesine tevdi edilmiştir. ... Sulh Ceza Mahkemesi, sanığın üzerine atılı “açığa imzanın kötüye kullanılması” suçundan yargılamasını yaparak beraatine karar vermiş ve bu hususu da hükümde açıkça belirtmiştir. Fakat gerekçeli karar pusulasında suçun adı hatalı olarak “Kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık“ yazıldığı, yine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 28/10/2013 tarihli tebliğnamesinde de suçun adı kısmında aynı ibarenin bulunduğu ve bu sebeple dosyanın dairemize tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Yerel Mahkeme tarafından TCK 209/1 kapsamında yapılan yargılama ve oluşturulan hüküm ile eylemin “açığa imzanın kötüye kullanılması” suçu bağlamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 25/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

9. Ceza Dairesi 2020/4517 E. , 2020/2209 K.

"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik, açığa imzanın kötüye kullanılması
Hüküm : Mahkumiyet, beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Sanığa yüklenen açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan CMK'nın 237. maddesine göre doğrudan zarar görmeyen Hazinenin bu suçtan açılan kamu davasına katılmasının mümkün olmadığı, verilen katılma kararının hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla söz konusu suçtan kurulan hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca katılan vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
2- Katılan ... vekilinin sanık hakkında tefecilik suçundan verilen mahkumiyet, açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamında sanığın açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun 5237 sayılı TCK'nın 209/1., tefecilik suçunun TCK'nın 241/1. maddelerinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, 24/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

2022 © Yargıtay Bilgi İşlem Müdürlüğü
Bina

11. Ceza Dairesi 2017/6414 E. , 2018/9904 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : Sanık ... hakkında Hırsızlık suçundan: Beraat
Sanık ... hakkında Açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan: Mahkumiyet

1- Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik, katılan sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarına gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
Sanık ve katılanın 27/09/2010 tarihli “ek sözleşme” başlıklı sözleşmeyi düzenleyip, ön ve arka sayfalarını imzaladıkları ancak ertesi gün sanık ...'ın sözleşmenin arka sayfasındaki isim ve imzaların üzerindeki boşluğu, ek sözleşme hükümlerini feshedecek şekilde doldurmak suretiyle atılı açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu işlediği iddia ve kabul edilen kamu davasında, sanığın tarafların rızasına uygun olarak tanzim ettikleri ek sözleşmenin devamı niteliğinde olan boşluğu katılanın rızası hilafına doldurup , bu belgeyi katılan ... hakkında hırsızlık suçu nedeniyle yaptığı şikayetinde kullandığı; suça konu metnin, ek sözleşmenin devamı niteliğinde olması nedeniyle atılı imzaların açığa imza olarak değerlendirilemeyeceğinden sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Suça konu belgenin, sanık ... tarafından hırsızlık suçu nedeniyle şikayet dilekçesi ekinde kullanıldığı "11/10/2010" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi,
Yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

11. Ceza Dairesi 2016/10908 E. , 2018/5819 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : Beraat

Sanığın boş olarak katılan ...’dan aldığı senedi aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurup icraya vermek suretiyle üzerine atılı açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında suçtan doğrudan zarar görmeyen ...’nün davaya katılma hakkı bulunmadığı gibi verilen katılma kararının da tefecilik suçuna yönelik olacağı ve bu katılma kararının açığa atılı imzanın kötüye kullanılması suçu yönünden kurulan hükmü temyiz yetkisi vermeyeceği cihetle, şikayetçi vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 25.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

11. Ceza Dairesi 2013/12513 E. , 2015/28887 K.

"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2011/380485
MAHKEMESİ : Turgutlu (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/09/2011
NUMARASI : 2010/843 (E) ve 2011/667 (K)
SUÇ : Açığa imzanın kötüye kullanılması

Suça konu senette sanık M.. V..'un alacaklı olarak gösterilip yine kendisi tarafından icra takibine konulduğu ancak iddianame metninde senedi icra takibine koyan kişi olarak sanık İ.. V..'un gösterildiği, sanık M.. V.. yönünden iddianamede atılı suçla ilgili açık bir anlatım bulunmadığı anlaşıldığından; sanık M.. V.. hakkında mahallinde gereğinin yapılması mümkün görülmüştür.
I- Sanık M.. V.. hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan verilen karara yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında “Açığa imzanın kötüye kullanılması” suçundan verilen "karar verilmesine yer olmadığına" dair kararın, CMK'nun 223. maddesine göre hüküm niteliğinde olmadığı ve temyiz niteliği bulunmadığı anlaşıldığından katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
II- Sanık İ.. V.. hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan verilen karara yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Elde edilen delillerin hükümlülüğüne yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

15. Ceza Dairesi 2017/13193 E. , 2019/3260 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma, açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : Sanık hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan TCK'nın 209/1, 62/1, 50, 52 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan TCK'nın 156/1, 62, 50/1-a ve 52 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Sanığın bedelsiz senedi kullanma ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından mahkumiyetine dair hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın bedeli ve borçlu imzaları mevcut ancak diğer kısımları boş olan senedi 2005 yılında katılanlardan verdiği borca karşılık aldığı, ancak katılanların ödemelerini yapmalarına rağmen senedi iade etmeyen sanığın bu senedin diğer kısımlarını 2008 yılına uygun şekilde doldurarak piyasaya sürdüğü ve atılı suçları işlediği iddia edilen olayda ;
Her ne kadar sanığın, katılanlar tarafından ödenmiş senedi ciro edip araba alışverişi karşılığında hakkında takipsizlik kararı verilen ...'a verdiği kabul edilmiş ise de; ciro zincirindeki imzanın sanık ...'a ait olmaması ve sanığın aşamalarda; senedin ...'a verilişi ve kendisinin senetteki imzasının aidiyeti hususunda çelişkili, oluşa uygun olmayan savunmalarda bulunması, ayrıca dosya içerisinde bulunan ve katılanların şikayetinden sonraki bir tarihte sanık ...'ın düzenlediği belirtilen ibraname içeriği nazara alındığında; sanığın, adına sahte olarak ciro edilen senedi ...'a verdiği ve eyleminin TCK'nın 157 ve 204/1 maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle bedelsiz senedi kullanma ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de; sanığın bedeli ve imzası var olan, teminat amacıyla aldığı bonoyu, bedeli ödendiği halde katılanlara iade etmeyerek, boş kalan kısımlarını doldurup kullanması eyleminin yalnızca TCK'nın 156. maddesinde düzenlenen ve yeni düzenlemelere göre uzlaştırmaya tabi olan bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı zamanda TCK'nın 209/1 maddesinde düzenlenen açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu da oluşturacağından bahisle her iki suçtan mahkumiyetine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.