CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in bir kamu şirketinden ücret aldığı iddialarına ilişkin, “Bu skandal ‘Bakan Yardımcılığı döneminde yaptım’ diyerek geçiştirilemez. HSK derhal inceleme başlatmalı” dedi. Günaydın ayrıca sabah saatlerinde gazetecilerin evlerinin basılarak ifadeye götürülmesini “hibrit gözaltı” olarak nitelendirdi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in belgelerle açıkladığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkındaki iddialar ve gazetecilere yönelik operasyonlar hakkında açıklamalarda bulundu.
Günaydın, elindeki belgeleri göstererek Gürlek’in, Eti Maden İşletmeleri’nin Lüksemburg merkezli iştiraki ETIMINE S.A’da yönetim kurulu üyeliği yaptığını ve bu görev karşılığında ücret aldığını söyledi.
“Akın Gürlek’in açıklamaları kimseyi tatmin etmez. Bu skandal ‘Savcılık döneminde yapmadım da Bakan Yardımcılığı döneminde yaptım’ denilerek geçiştirilemez. Hâkimler ve Savcılar Kurulu derhal bir inceleme ve soruşturma başlatmalı” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet Başsavcılığı döneminde ücret aldığı belgelerle sabit”
Günaydın, belgelerde Gürlek’in yönetim kurulu üyeliği tarihinin 29 Kasım 2024 – 6 Ağustos 2025 olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Akın Gürlek’in Cumhuriyet Başsavcılığı görevi 8 Ekim 2024’te başlıyor. Buna göre Gürlek, savcılık döneminde Eti Maden’in Lüksemburg’daki şirketinden yönetim kurulu ücreti alıyor. Bu durum yalnızca yasaya aykırı değil, yürütmeye bağlı bir fonun şirketinden yargı mensubuna ödeme yapılması açısından da büyük bir skandaldır.”
CHP’li Günaydın, Anayasa’nın 140. maddesini hatırlatarak, hakim ve savcıların adalet hizmeti dışında kazanç getirici bir işte yer alamayacağını belirtti.
“Gürlek’in Bakan Yardımcılığı döneminde bu görevi üstlenmesi de aynı şekilde yasaya aykırıdır. Nereden bakarsanız bakın, ortada iki ayrı hukuk ihlali vardır” dedi.
“Sabah ev basarak ifadeye götürmek davet değil, gözaltıdır”
Günaydın, bu sabah gazeteciler Yavuz Oğhan, Ruşen Çakır, Aslı Aydıntaşbaş, Şaban Sevinç, Soner Yalçın ve Batuhan Çolak’ın evlerine yapılan polis baskınlarını da eleştirdi.
“Birini sabahın köründe evinden polis eşliğinde götürüp ifadeye çağırmak davet değildir, gözaltıdır. Bu ‘hibrit gözaltı’ formülüyle hukuksuzluğu gizleyemezsiniz” dedi.
Başsavcılığın, gazetecileri “yalan haber yayma” suçlamasıyla ifadeye çağırmasına tepki gösteren Günaydın, TRT ve yandaş medya kanallarında daha önce yayımlanan yalan haberleri hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“TRT 560 milyarlık yolsuzluk haberi yapmadı mı? İmamoğlu’nun koruma müdürünün kasasından milyonlar çıktı diye yalan yayın yapmadılar mı? Onlara bir işlem yaptınız mı? Gerçek gazetecileri susturmak istiyorsunuz.”
“Yandaş medyayı kamu ihaleleriyle fonladınız”
Günaydın, hükümetin medya üzerindeki etkisine ilişkin de çarpıcı iddialarda bulundu:
“Kamu ihalelerinden zenginleşenlere Sabah ve ATV’yi satın aldırarak yandaş medya haline getirdiniz. 2,5 milyar liralık ihale verdiğiniz iş insanına 84 milyon TL’ye Flash TV’yi aldırdınız. Habertürk ve Show TV’ye el koyarak TMSF malına dönüştürdünüz. Bu medya düzeni tamamen siyasi çıkar ağıyla kurulmuştur.”
“Bu memleket savruluyor mu?”
Anayasa Mahkemesi’nin Tayfun Kahraman hakkındaki kararının uygulanmamasına da tepki gösteren Günaydın, “13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM kararını tanımıyor. Böyle bir yetkisi var mı? Bu skandala da Yargıtay müdahale edecek mi?” diye sordu.
“Her sabah yeni bir hukuksuzlukla uyanıyoruz. Ama söz veriyoruz, bu memlekette adaleti mutlaka tesis edeceğiz. CHP iktidarında hiçbir hakim ya da savcı partilerin rozetiyle görev yapmayacak.”