Basına ve kamuoyuna yansıyan bilgilere göre 13 Haziran 2020 tarihinde on beş yaşındaki engelli kız çocuğu Zehra Çelik’in, Manisa’nın Salihli ilçesinde DSİ’ye ait bir su kanalında ölü bedenine ulaşılmıştı. Zehra Çelik’in ailesinin fail olduğu şüphesini taşıdığı İsmail Karakoç ise gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmıştır. Çelik’in Avukatının ısrarlı takibi sonucu olaydan bir yıl sonra sanık İsmail Karakoç ‘çocuğu kasten öldürme’, ‘çocuğun nitelikli istismarı’ ve ‘yağma’ suçundan tutuklanmış ve yargılamasına başlanmıştır. Yargılanma sürecinde ise Adli Tıp Kurumu’nun mahkemeye yolladığı skandal sayılabilecek bir rapora imza attığı iddia edilmiştir. ATK’nın engelli kız çocuğunun istismarı için “çocuğun rızasının kesin olarak var olduğu” ve “öldürmeye karşı kendini savunabilecek durumda olduğunu” belirtmiştir. Rapor üzerine mahkeme heyeti, fail İsmail Karakoç’a cinayetten “ağırlaştırılmış müebbet” cezası vermesine rağmen “istismar” suçundan beraat ettirmiştir. Adli Tıp Kurumu’nun verdiği kararlar ülke gündemini meşgul etmeye devam etmektedir. Fail İsmail Karakoç’un olaydan sonra bir yıl serbest dolaşması yetmezmiş gibi istismar suçundan beraat etmesi de ayrı bir hukuki garabettir. Çelik’in avukatı da dosyanın her seferde üstünün kapatılmak istendiğini vurgulamıştır. Emsal teşkil edebilecek bu tür davalar verilen kararların evrensel hukuk ilkelerine uygun olması önemini korumaktadır. Bu bağlamda; Adli Tıp Kurumunca verildi iddia edilen rapor doğru mudur? Zihinsel engelli raporu olmasına rağmen Adil Tıp Kurumu hangi tıp normuna istinaden ‘rızası var” kararı vermiştir? Yaşam hakkı ihlal edilen ve ifadesi alınamayan Zehra Çelik’in “rızası var” raporu mahkeme tarafından nasıl değerlendirilmeye alınmıştır ve bu durum hukuka uygun mudur? Zehra Çelik’in son engelli raporu ile öldüğü güne kadar nasıl bir zihinsel gelişme sağladığı Adli Tıp Kurumu’nca neye göre tespit edilmiştir? Mahkemelerde “rıza var” denilerek verilen yargı kararları çocuk yaşta evliliğin ve çocuk istismarının önünü açmakta mıdır? Bakanlığınız söz konusu yargılama kararları için harekete geçecek midir?