Halkların Demokratik Partisi Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya katıldığı televizyon programındaki Hrant Dink cinayetine ilişkin beyanları; TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a ise İçişleri Bakanı’nın HDP’li milettvekillerinin önergelerini yanıtlamaması hakkında yazılı soru önergeleri iletti. Kerestecioğlu’nun konuyla ilgili açıklaması ve önergesi şu şekildedir; Anayasa’nın 98’inci maddesine göre yasama organının yürütmeyi denetleme görevini yerine getirebilmesi için, yürütme, yazılı soru önergelerine 15 gün içerisinde cevap vermekle yükümlüdür. TBMM web sitesinde yer alan bilgiye göre, 27’inci dönem boyunca milletvekilleri tarafından İçişleri Bakanına iletilmiş yazılı soru önergelerinden sadece 96’sına süresi içinde yanıt verildiği görülmektedir. Ayrıca İçişleri Bakanı, Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun 27.05.2021 tarihli toplantısında Halkların Demokratik Partisi’nden gelen önergeleri cevaplamadığını çok net olarak beyan etmiştir: “Ben HDP’yi kategorik olarak cevaplamıyorum, onlar terör örgütüne ilgili bağlarını reddetmedikçe şey yapmam” sözleriyle, milletvekillerinin denetleme görevine keyfi bir şekilde sınırlama getirmiştir. Bu bağlamda; İçişleri Bakanlığının bilgi ve yetki alanına dair HDP milletvekillerinin denetim yükümlüğünün bu şekilde engellenmesine karşı TBMM Başkanı olarak bir girişiminiz olacak mı?Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 96’ncı, 99’uncu maddeleri gereğince İçişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle hazırlamış olduğum ve Türkiye açısından İçişleri Bakanı’nın keyfiyetine bırakılamayacak kadar önem taşıyan aşağıdaki soru önergemin yanıtını kimden alabilirim? “Bir süredir gündemde olan, suç örgütü mensubu Sedat Peker’in sosyal medyadaki iddiaları ile ilgili 24 Mayıs 2021 tarihinde, Habertürk kanalında katıldığınız bir programda, Hrant Dink cinayeti ile ilgili beyanlarda bulundunuz. Bakan olmanız sebebiyle istihbarat meselelerine hâkim olduğunuzu belirttikten sonra örnekler vererek, “Özel Harp Dairesi”nin, başka bir ifade ile “kontrgerilla”nın 1955’te gayrimüslim vatandaşlara yönelik gerçekleştirilen “6-7 Eylül” saldırılarını örgütlediğini ifade ettiniz. Daha sonra sözü “bugün”e getirerek ve “yıllardan beri bu ülkenin en önemli meselelerinden birisi olan Hrant Dink cinayetinin azmettiricilerinden birisi” olan “Erhan Tuncel”in Sedat Peker’le bağlantıları olduğundan söz ettiniz. Bu bağlantıları “Erhan Tuncel’i Sedat Peker’e kim emanet eder”, “kim bir araya getirir”, “kim ortak yapar” ifadeleriyle izah ederken, “bireyler”den değil bir “sistem”den bahsettiğinizi belirttiniz. Hemen ardından, “yeni öğrendim” dediğiniz bir konuyu, Sedat Peker’in başka bir olay sebebiyle gittiği karakolda, yanında bulunan iki silahlı kişinin silah ruhsatlarının Bilecik’ten verildiğini (üstelik Bilecik’e hiç gitmeden) ve Bilecik’te bulunan Veli Küçük’ün bunu sağladığı imasını gündeme getirdiniz. Yine programın ilerleyen dakikalarında, Sedat Peker’e koruma verilmesi konusunu anlatırken, bir ara tekrar “Erhan Tuncel işi sonra 2017” gibi bir ifade daha kullandınız. Bu bağlamda; Sedat Peker ile “Özel Harp Dairesi” veya başka bir isimdeki herhangi bir devlet kurumunun nasıl bir ilişkisi vardır?Erhan Tuncel’i Sedat Peker’e kim emanet etmiştir, bu kişileri kim bir araya getirmiştir, kim ortak yapmıştır? Cevabını bildiğinizi ima ettiğiniz bu sorularla işaret ettiğiniz sistem hangi kişi ve kurumlar tarafından, nasıl ilişkilerle inşa edilmiştir?Erhan Tuncel’i, Sedat Peker’i ve Veli Küçük’ü bir araya getiren, “sistem” nedir?Hrant Dink’in öldürülmesi ile “Özel Harp Dairesi” olarak tasvir ettiğiniz “sistemin” ilişkisi nedir? Hrant Dink’in öldürülmesi “Özel Harp Dairesi”nin bir eylemi midir?Hrant Dink cinayeti ile ilgili siz ve diğer hükümet görevlileri, bildiklerinizi neden yargı ile paylaşmıyorsunuz? Sizi görevinizi yapmaktan alıkoyan nedir? Sedat Peker’in yanındaki kişilere silah ruhsatının usule tamamen aykırı bir biçimde verilmesi ile Veli Küçük arasındaki bağlantı nedir, ruhsatlar Veli Küçük’ün ricası veya baskısı ile mi verilmiştir?“Erhan Tuncel işi sonra 2017” ifadenizle neyi kastettiniz?”