“Beyaz Toroslar Nefretin ve Devlet Şiddetinin Simgesidir”
Leyla Zana’ya yönelik tribünlerde açılan “Beyaz Toros” pankartları ve kullanılan cinsiyetçi, ırkçı küfürlere karşı Adana’da güçlü bir protesto gerçekleştirildi. Adana Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla İnönü Parkı’nda yapılan basın açıklamasına insan hakları örgütleri, sendikalar, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Bursaspor–Somaspor karşılaşması sırasında tribünlerde sergilenen pankartlar ve Leyla Zana’yı hedef alan söylemlerin açık birer nefret suçu olduğu vurgulanan açıklamalarda, bu saldırıların yalnızca bir kişiyi değil, Kürt halkını, kadınları ve toplumsal barışı hedef aldığı ifade edildi.
Emek ve Demokrasi Platformu: “Bu karanlık zihniyet geçmişin suçlarını yüceltiyor”
Adana Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şube Başkanı Av. Yasemin Dora Şeker okudu. Şeker, “Beyaz Toros” ifadesinin Türkiye’de zorla kaybetmelerin, işkencenin, faili meçhul cinayetlerin ve JİTEM yapılanmasının sembolü olduğunu hatırlatarak, bu sembolün tribünlerde meşrulaştırılmasının geçmişte işlenmiş ağır insan hakları ihlallerinin açıkça yüceltilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Leyla Zana’ya yönelik küfür ve hakaretlerin ise cinsiyetçi ve ırkçı bir saldırı olduğuna dikkat çeken Şeker, şu ifadeleri kullandı:
“Bu saldırı Sayın Leyla Zana şahsında Kürt kimliğine ve kadınlara yönelmiş organize bir nefret saldırısıdır. Bu söylemler ne taraftar coşkusu, ne tezahürat, ne de ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir. Aksine bunlar ırkçılığı, cinsiyetçiliği ve şiddeti besleyen faşizan bir zihniyetin dışavurumudur.”
Şeker, tribünlerde üretilen nefret dilinin toplumda yeni çatışmaların ve yeni hak ihlallerinin zeminini hazırladığını belirterek, toplumsal barışın bu şekilde sistematik olarak zehirlendiğini vurguladı.
“Sorumluluk sadece saldırganlarda değil, cezasızlığı besleyenlerdedir”
Platform olarak sessiz kalmayacaklarını ifade eden Şeker, saldırılar karşısında sorumluluğun yalnızca slogan atanlarda değil, bu nefret iklimine göz yuman ve cezasızlıkla besleyen tüm yetkililerde olduğunu söyledi. Açıklamada, geçmişte de toplumsal barışı bozmayı, halkları karşı karşıya getirmeyi amaçlayan benzer girişimlerin yaşandığına dikkat çekilerek, Bursa’da oynanmak istenen bu oyunun farkında olunduğu ve Türkiye halklarının bu provokasyonlara gelmeyeceği ifade edildi.
Yetkili kurumlara çağrıda bulunan Platform, tribünlerde işlenen bu açık nefret suçları hakkında derhal ve etkili bir soruşturma başlatılmasını, sorumluların tespit edilerek yargı önüne çıkarılmasını talep etti.
KESK: “Bu saldırı kadınların ve halkların mücadelesini hedef alıyor”
KESK Adana Şubeler Platformu adına basın açıklamasını Şükran Güzel okudu. Güzel, Leyla Zana’nın Kürt halkının onurlu mücadelesinin simge isimlerinden biri olduğunu vurgulayarak, gerçekleştirilen saldırının yalnızca Zana’nın şahsına değil, kadınların siyasal ve toplumsal alandaki mücadelesine, Kürt halkının iradesine ve halkların eşitlik temelinde bir arada yaşama umuduna yönelik olduğunu ifade etti.
Irkçılık, cinsiyetçilik ve faşizan zihniyetle beslenen bu saldırıların düşünce ve ifade özgürlüğünü hedef aldığı belirtilen açıklamada, toplumun kutuplaştırılmak ve sindirilmek istendiği vurgulandı. KESK, “Bu karanlık anlayış kadınların özgürlük mücadelesinden, halkların eşitliğinden ve barış talebinden korkmaktadır” ifadeleriyle saldırılara karşı mücadelenin süreceğini duyurdu.
DEM Parti: “Leyla Zana bu ülkenin barış mücadelesinin parçasıdır”
DEM Parti Adana İl Eşbaşkanı Seyfettin Aydemir de yaptığı konuşmada, Leyla Zana’ya yönelik saldırıları lanetlediklerini belirtti. Aydemir, “Leyla Zana Kürt halkının bir değeridir. Leyla Zana bir kadındır ve bu ülkenin barışı için yıllarca mücadele etmiş, bedeller ödemiştir. Barış ve demokratik toplum çağrılarının yapıldığı bir süreçte bu ırkçı ve faşist söylemler asla kabul edilemez” dedi.
Aydemir, tüm saldırılara rağmen toplumsal barıştan yana ısrarcı olacaklarını vurgulayarak, “Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın barış, yaşasın halkların eşitliği” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Basın açıklaması, “Leyla Zana yalnız değildir”, “Kadınlar yalnız değildir”, “Irkçılığa ve faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla sona erdi.