Grev Yasakları, Örgütlenme Hakkının Önünde Duvar Örüyor
CHP’li Gamze Taşcıer: “2014’ten bu yana 22 grev yasaklandı, 200 binden fazla emekçi mağdur edildi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Maden İşçileri Sendikası'nın grev kararını milli güvenlik gerekçesiyle ertelemesine tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, “Grev gibi anayasal bir hak olağanüstü bir durum ilan edilerek bastırılıyorsa, bu, emeği değersizleştiren bir yönetim anlayışının tezahürüdür” dedi.
“Grev Hakkı Kâğıt Üzerinde Kaldı”
CHP’li Taşcıer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Maden İşçileri Sendikası’nın aldığı grev kararını 60 gün süreyle ertelemesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Taşcıer, AKP iktidarlarında sistematik hale gelen grev yasaklarının, işçilerin anayasal haklarını fiilen ortadan kaldırdığını vurguladı.
“Bugün Türkiye’de toplu pazarlık süreçlerinde grev hakkı sadece kâğıt üzerinde kalmıştır” diyen Taşcıer, 2014’ten bu yana 22 grevin yasaklandığını, bu kararlardan 200 binden fazla emekçinin etkilendiğini ifade etti.
“Milli Güvenlik Gerekçesi Gerçek Dışı ve Abartılı”
Taşcıer, grev kararlarının “milli güvenlik” gerekçesiyle engellenmesini eleştirerek şunları kaydetti:
“Maden işçilerinin daha güvenli, insanca ve adil koşullarda çalışmak için aldığı grev kararı, Erdoğan’ın imzasıyla 'milli güvenliği bozucu nitelikte' denilerek ertelenmiştir. Ancak bu karar, TÜRK-İŞ’in 500 iş yerinde aldığı grev kararlarının önünü kesmek için emsal oluşturacaktır.”
CHP’li Taşcıer, grevin milli güvenliği tehdit ettiği iddiasının “mantık dışı ve gülünç” olduğunu belirtti. Taşcıer, sadece 2020-2022 arasında 246 madencinin yaşamını yitirdiğini, bu ölümlerin neden milli güvenlik sorunu sayılmadığını sordu.
“İş Cinayetleri Dururken Grev Tehdittir”
Verilere göre, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olduğu 2014’ten bu yana madenlerde 1.135 işçi hayatını kaybetti, 163 bin 919 işçi yaralandı ve 2 milyon 90 bin iş günü kaybedildi. Taşcıer’e göre bu tablo, “işçilerin canından çalınan yaşam günlerinin acı bilançosu”dur.
“Her hafta ortalama 285 maden kazası yaşanıyor, her ay yaklaşık 9 madenci ölüyor. Bu şartlara karşı çıkan işçiler ise milli güvenliğe tehdit olarak gösteriliyor” diyen Taşcıer, yaşanan ölümlerin ve ihmallerin sorumlularının yargılanmadığını, ancak hak arayan işçilerin kriminalize edildiğini vurguladı.
“Grev Yasağı, Ekonomik Bir Tercihin Ürünü”
Taşcıer, grev yasaklarının, ekonomik çıkarı emeğin üstünde tutan politikaların sonucu olduğunu belirtti:
“İktidar, kısa vadeli kâr uğruna iş güvenliği yatırımlarını maliyet olarak görmektedir. Grev hakkı ise bu düzende bastırılmakta, emek kontrol altına alınmak istenmektedir.”
Bu politikaların tek adam rejiminin insani olmayan yüzü olduğunu ifade eden Taşcıer, grev hakkının engellenmesinin faturasını da yine işçilerin sırtladığını söyledi.
“Çalışma Bakanlığı Tabela Kurumuna Dönüşmüştür”
CHP’li Taşcıer, grev erteleme kararının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın etkisizliğini de açığa çıkardığını belirtti. “Kamu Çerçeve Protokolü sırasında müzakere masasından yarım saatlik izinle kaçan bakanın aslında hiçbir yetkisi olmadığı bir kez daha ortaya çıktı” dedi.
“Gerçek Milli Güvenlik, Emekçinin Can Güvenliğidir”
Taşcıer, gerçek anlamda milli güvenliğin, emekçinin can güvenliğini ve temel haklarını korumaktan geçtiğini vurguladı:
“Kamusal sorumluluğun başlangıç noktası emeği susturmak olamaz. Grev hakkı, insanca bir yaşam mücadelesinin parçasıdır.”
“Emeğin Türkiye’sini Kuracağız”
Taşcıer, açıklamasının sonunda şu çağrıda bulundu:
“Bu düzen değişmeli. İşçinin emeğinin değer gördüğü, grev hakkının yasaklanmadığı, sendikal örgütlenmenin özgür olduğu bir Türkiye mümkündür. Bizim mücadelemiz, emeğin değersizleştirilmediği, hak aramanın suç sayılmadığı bir ülke içindir. Emeğin Türkiye’sini kuracağız. Bu, tüm emekçilere sözümüzdür.”