Eğitim Sen "Mülakat Sınavında Yapılan Torpil ve Kayırmacılık Kabul Edilemez!"  başlıklı yazılı basın açıklama yayımladı,

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikasından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi,

Millî Eğitim Bakanlığı, 2023 yılı eğitim kurumlarına yönetici seçme sürecinde müdür ve müdür yardımcılığı mülakatlarının sonuçlarını bugün açıklamıştır. Sınav sonrasında yazılı sınavda dereceye girenler dahil olmak üzere, çok sayıda öğretmenin mülakatta 60 altı puan verilerek elendiği görülmüştür. Yazılı sınavda başarılı olduğu halde mülakat adaletsizliği nedeniyle mağdur edilen çok sayıda eğitim emekçisi bulunmaktadır.

Uygulandığı ilk andan itibaren tartışılan ve çok sayıda mağduriyet yaşanmasına neden olan mülakat sınavı ile öğretmen alımı, eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve görevde yükselme sınavlarında çok sayıda haksızlık ve adaletsizlik yaşanmaktadır.

Tarsus Eğitim Sen; Eğitimi dini kural ve referanslara göre biçimlendirme uygulamaları asla kabul edilemez Tarsus Eğitim Sen; Eğitimi dini kural ve referanslara göre biçimlendirme uygulamaları asla kabul edilemez

Türkiye’de en yoğun siyasal kadrolaşmanın yaşandığı Milli Eğitim Bakanlığı’nda mülakat ile eğitim yöneticileri belirlenirken, liyakat ve yeterlilikten çok ‘sadakat’, ‘yandaşlık’, ‘sendikal ve siyasal kayırmacılık’ ilişkileri öne çıkmaktadır. İçerik ve uygulanma şekli bakımından yargısal denetimi olanaksız kılan mülakat uygulaması torpile, siyasal kayırmacılığa en elverişli sınav biçimi olduğu için iktidar ve MEB tarafından benimsenmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim yöneticiliği ve görevde yükselme sınavlarında torpil ve kayırmacılığın yaşandığı, büyük ölçüde iktidara yakın sendika üyelerine sözlü sınavda yüksek not verilerek kayırıldığı yönünde kamuoyunda geniş bir yargı oluşmuştur. Son yapılan eğitim yöneticileri sınavının sonuçları bu yargıyı güçlendirir niteliktedir.

Mülakat uygulamasıyla nesnel ve objektif bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı açıktır. Bu sınavların sonucunu belirleyen, sınavı yapanların siyasal ideolojik tutumları ve buna bağlı olarak oluşan öznel yargılarıdır.

MEB’in, mülakat sınavları sonucunda başarılı olan eğitim yöneticilerinin hangi sendikaya üye olduklarının sayısal olarak açıklanması halinde, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde bugüne kadar olduğu gibi yine sendikal ve siyasal kayırmacılığın belirleyici olduğu açıkça görülecektir.

MEB, öğretmen atamalarından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine kadar her alanda doğrudan ‘siyasal torpil’ uygulamasını çağrıştıran mülakat gibi taraflı yöntemler değil; liyakatin temel alındığı, objektif, bilimsel ölçütlere dayanan ve kimsenin kafasında soru işareti oluşturmayacak yöntemler belirlemelidir. 

Editör: Haber Merkezi