Adana Demokrasi Güçleri 30 yıl önce yaşamlarını yitiren 5 insan hakları savunucusunu unutmadı.

Adana Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Buruk Mezarlığında bulunan Beşler mezarlarının başında anıldı.

Anmaya Elif Tuncer'in iki kız kardeşi Meltem ve Nuran Tuncer'in yanı sıra İHD başta olmak üzere bir çok siyasi parti ve kurumların temsilcileri de katıldı.

Saygı duruşunun ardından Beşler'le ilgili basın açıklamasını Adana Demokrasi Güçleri adına İHD Adana Şube Başkanı Avukat Yakup Ataş okudu. Ataş'tan sonra Elif Tuncer'in kız kardeşi Nuran Tuncer'de hazırladığı metni okudu. Son olarak Emek Partisi Adana İl Başkanı Av. Sevil Aracı Bek'de kısa bir konuşma gerçekleştirdi.

Ataş konuşmasında; "Diyarbakır'da 7 Temmuz 1991 yılında kontrgerilla tarafından katledilen HEP Diyarbakır 11 Başkanı ve İnsan Hakları Derneği üyesi Vedat Aydın'ın cenazesine giderken 10 Temmuz 1991'de hala aydınlatılamamış ve maddi gerçeği ortaya çıkarılmamış bir trafik kazası sonucu yaşamını yitiren İHD Adana Şubesi Başkanı Avukat Elif Tuncer ve İHD yöneticilerimiz Hasan Üzüm , Yusuf Üzüm . Celal Ölçmez ve Imam Turan'ı saygı ve özlemle anıyoruz" dedi.

Av. Yakup Ataş sözlerine şu şekilde devam etti;

Bu hikaye Beşler'in , insan hakları ve demokrasi mücadelesine adanmış bir ömrün hikayesidir . Aradan geçen 30 yıllık süreçte Türkiye'de hak ihlalleri artarak devam etmiş , temel hak ve özgürlükler ortadan kaldırılmış , tek adamlık otoriter yeni bir siyasal sistem oluşturulmuştur . Buna karşın 30 yıl önce özgürlük , adalet , barış " mücadelesi veren Elif Tuncer ve mücadele arkadaşlarının bizlere bıraktığı kutsal değerler için , bugün de büyük bir örgütlü dayanışma ve yoldaşlık ruhuyla insan hakları mücadelesini vermeye devam ediyoruz.

İnsan hakları savunucuları , sevgi ve inançla örülmüş yoldaşlık duygusu ile her dönemde haksızlığa karşı adaleti , baskı ve tekçiliğe karşı demokrasiyi , özgürlüğü , ayrışma ve kutuplaştırmaya karşı eşitlik ve kardeşliği savunmaya devam etmiş ve devam edecektir.

Bugün Türkiye'de ve Ortadoğu coğrafyasında başta yaşam hakkı olmak üzere, ağır hak ihlalleri yaşanmaktadır.

İnsanlık tarihinin yarattığı evrensel değerler , birikimler , rantsal çıkarlar uğruna egemenler tarafından yok edilmektedir.

Tek tip iktidarlaşma uğruna Ortadoğu coğrafyasının farklı kimlik ve kültürel zenginlikleri yok edilmeye çalışılmaktadır . Buna karşın insan hakları savunucuları inatla, barış, adalet ve özgürlük mücadelesi vermeye devam etmektedir.

İnsan Hakları Derneğinin 35 yıllık mücadelesinde 27 mücadele arkadaşımızı faili belli cinayetlerle kaybettik , Ancak ; Onların bize bıraktığı bu mücadele, tüm baskı ve engellemelere rağmen devam edecektir . Yılmaya ve vazgeçmeye, ümitsizliğe hakkımız yoktur , vazgeçmek demek yarınımızdan, geleceğimizden , hayallerimizden , vazgeçmektir . Vazgeçmek demek, Elif Tuncer ve arkadaşlarının bize bıraktığı mirası reddetmek demektir.

Oysa ki, bizi var eden ve bugün bizi bir arada tutan Elif Tuncer ve mücadele arkadaşlarının bize bıraktıkları insan olmanın gereği olan ahlaki ve vicdani değerlerdir. Bugün, burada bir kez daha 30 yıl önce kaybettiğimiz mücadele arkadaşlarımızı sevgi ve özlemle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz . Bir kez daha onurla sürdürdükleri bu mücadeleyi Elif Tuncer ve Mücadele arkadaşlarından devralmış olmanın bilinciyle, sonuna kadar insan hak ve özgürlüklerinin, barışın, adaletin, özgürlüğün savunucuları ve mücadelecileri olacağımızı bir kez daha tekrar ediyoruz. Mücadeleleri yolumuza ışık tutacaktır.

VEDAT AYDIN

“Vedat AYDIN, 1953 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Kürthacı köyünde dünyaya geldi. 1979’da Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu. 12 Eylül döneminde tutuklanıp dört yıl hapis yattı. 

Vedat Aydın, 28 Ekim 1990 tarihinde Ankara’da gerçekleşen İnsan Hakları Derneği (İHD) 3. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı Kürtçe konuşma nedeniyle tutuklandı. Hakkında açılan soruşturma kapsamında bir süre hapishanede kaldı. Ardından 1991 yılı haziran ayında yapılan Diyarbakır HEP il kongresinde İl Başkanı oldu.

5 Temmuz 1991 tarihinde, gece yarısı evinin kapısı çalındı. Silahlı, elinde telsiz bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce “ifaden alınacak” denilerek götürüldü. Ailesi ve avukatlarının girişimlerine karşılık, gözaltına alındığı kabul edilmedi. 7 Temmuz 1991 tarihinde, Elazığ ili Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altında vahşice işkence edilmiş cesedi bulundu. Defnedilmek üzere, 10 Temmuz 1991 tarihinde cenazesinin getirildiği Diyarbakır’da yüzlerce araçlık konvoy ve on binlerce kişi tarafından karşılandı. Cenazeye katılanlara ateş açıldı, olaylar çıktı. Olaylarda, en az 8 kişi yaşamını yitirdi. Aralarında milletvekilleri ve gazetecilerin de bulunduğu yüzlerce kişi yaralandı. 

Editör: TE Bilisim