Adana Kadın Platformu: "Çocuk İstismarı Dosyasında Adalet Arıyoruz!" başlıklı yazılı basın açıklaması gerçekleştirerek, "Sosyal Medya Eylemine" çağrı yaptı.

ADANA KADIN PLATFOMU TARAFINDAN ETKİNLİK ŞU ŞEKİLDE PAYLAŞILDI;

  • SOSYAL MEDYA EYLEMİ:
  • 7 HAZİRAN PAZARTESİ GÜNÜ SAAT 13.00'TEN İTİBAREN

#İstismarıAklamaFailiTutukla etiketi ile sosyal medya çalışması yapacağız. (Saatinden önce etiketi kullanmayalım)

ADANA KADIN PLATFORMU ETKİNLİĞE NEDEN OLAN SÜRECİ ŞU ŞEKİLDE PAYLAŞTI.

DURUŞMA BİLGİLERİ:

ADANA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ -08 HAZİRAN 2021 – SAAT : 13.00

DURUŞMA ÖNCESİ SAAT 13.00’TE ADANA ADLİYESİ TAŞ BİNA ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI GERÇEKLEŞTİRECEK VE DAVANIN KARARA BAĞLANMASINI HEP BİRLİKTE BEKLEYECEĞİZ!

BASINA VE KAMUOYUNA

Adana Kadın Platformu olarak takip ettiğimiz davalardan olan, 5 ve 6 yaşlarındaki iki çocuğunu istismar etmek suçundan 35 yıl ceza alan sanık M.A.K.’nin cezası istinaf mahkemesindeki incelemenin 35’inci gününde, olayın tanığı olmadığı, dolayısı ile ispatlanamadığı gibi gerekçelerle bozulmuştu. Bozma kararından sonra yürütülen yargılamada sona gelindi. Karar duruşması 8 Haziran 2021 Salı günü, saat 13.00’te Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.

Bozma öncesi Adana 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, 01.10.2021 tarihinde, M.A.K. hakkında “çocuğun cinsel istismarı, çocuğun görebileceği yerlerde müstehcenlik, müstehcen içerik üretmekte çocuğun kullanılması” suçlarından toplam 35  yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmişti.

İstismara uğrayan çocukların annesi, 6 yıldır evli olduğu ve sürekli şiddet gördüğü eşinden boşanmak üzere dava açmıştı. Boşanma davası sürerken Aile Mahkemesi çocukların velayetinin kime verileceği hususunda Sosyal İnceleme Raporu düzenlenmesini istedi. Sosyal hizmet uzmanının yaptığı görüşmede çocukların babaları tarafından istismar edildiği ortaya çıktı.

Yerel mahkemenin cezalandırma kararı vermesinde çocukların gerek ÇİM'de, gerekse duruşmada alınan beyanlarının birbirleri ile tutarlı olması,  sosyal hizmet uzmanlarının, mağdurların olayı kurgulamalarının mümkün olmadığını, anlatımlarının kendi yaş grubu çocuklarının cinsel bilgisinin üstünde olduğu ve bu anlatımların hayal ürünü ya da ezberletilmiş olamayacağı şeklindeki görüşleri etkili olmuştu. Tüm kanıtların sanık aleyhine olmasında rağmen, istinaf mahkemesi olağan dışı bir hızla kararın kaldırılmasına ve sanığın tahliyesine karar vermişti.

Sanığın ceza almasına kadar oldukça zorlu bir hukuk mücadelesi verilmişti. Öyle ki şikayetin ilk yapıldığı dönemde savcı tarafından “Boşanma aşamasındasınız, aranızda husumet var” denilerek takipsizlik kararı verilmiş, itiraz üzerine takipsizlik kararı kaldırılmıştı. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12’inci Ceza Dairesinin verdiği karar ile yargı sürecinde başa dönülmüş oldu. İstinaf Mahkemesi verdiği kararda çocukların velayeti konusunda çekişme bulunduğuna değindi ve katılan anne B.’nin, çocukların anneannesinin ve çocukların anlattıklarını hayatın olağan akışına aykırı buldu.

İstinaf Mahkemesinde 16 Aralık’ta açılan dosyanın 20 Ocak tarihinde, yani 35 günde karara bağlanması ve sanığın alelacele tahliye edilmesi ise adalet mücadelesinin uzun zamana yayılmasına alışık olan bizler için şaşırtıcı oldu. Bu durum bize amaçlanan erkekleri korumak olunca yargının ne kadar hızlı hareket edebildiğini de gösterdi.

İstinaf bozması sonrasında yapılan duruşmada Adli Görüşme Odasında sosyal hizmet uzmanı eşliğinde beyanı alınan mağdur çocuklar, yaşadıkları istismarı açık ve detaylı olarak yeniden anlattılar. Sosyal hizmet uzmanı çocukların ifadelerine itibar edilebileceği şeklinde bir değerlendirmede bulundu.

Duruşmada ayrıca katılan vekilleri, mağdur çocuklardan büyük olan tarafından mahkemeye hitaben yazılan mektubu sundular. Çocuk babası ile kişisel ilişki kararı kapsamında görüşmesinin ardından bu mektubu yazarak annesine vermiş. Çocuk tarafından zarf şekli verilen mektubun üzerinde “Buyrun hakim bey işte babamın bütün yaptıkları bu mektupta yazıyor” şeklinde bir yazı bulunuyor ve içeriğinde ise baba tarafından yapılanlar anlatılıyor.

Mağdur çocukların uzman eşliğinde verdikleri ifadelerde istismarı tekrar anlatmalarına, çocukların tedavi gördükleri ruh sağlığı hastanesinden gelen kayıtlarında travma yaşadıklarının ve ilaç kullandıklarının belirtilmesine rağmen 27.05.2021 tarihli duruşmada mütalaa veren savcı sanığın delil yetersizliğinden beraatini talep etti. 8 Haziran’da görülecek olan duruşmada dosya karara bağlanacak.

Son süreçte takip ettiğimiz istismar ve taciz davalarında zanlıların ceza almasının önünde ne kadar çok engel olduğunu görüyoruz. Taciz ve istismar davalarında savcılar mütalaalarında önce masumiyet karinesine vurgu yapıyor, sonra da sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle sanıkların beraatlerini talep ediyor; mahkemeler de aynı gerekçelerle beraat kararları veriyor. Her nasılsa yerel mahkemelerde cezalandırma kararı çıkan dosyalarda ise üst mahkemeler yine suçun ispatlanamadığı gerekçesi ile bozma kararları veriyor.

Bizler suç tipi istismar veya taciz olduğunda, yargının en çok başvurduğu ilkenin masumiyet karinesi olduğunu her seferinde görmekten bıktık. Bu dosyalarda mağdur çocukların tutarlı ifadelerine, uzmanların verdikleri çocukların beyanlarına itibar edilebileceğine dair raporlara rağmen çocukların anlattıkları yok sayılarak verilen beraat kararlarından tiksindik.

Soruyoruz:

Çocukların beyanlarının itibar edilebilir olduğuna dair raporlar gözetilmeyecekse neden çocuklara olaydan nice sonra aynı travmayı yaşatmak pahasına yeniden raporlar aldırılıyor?

İstismar davasında nasıl deliller arıyorsunuz? İstismarcıların ceza alması için tanıklar önünde mi fiillerini gerçekleştirmeleri, suçüstü mü yakalanmaları gerekiyor?

Başka hiçbir suç tipinde aklınıza gelmeyen masumiyet karinesi, kadına yönelik suçlarda neden hiç aklınızdan çıkmıyor? Mesela eşini öldürmek suçundan ceza verdiğiniz Fikriye Özbek dosyasında o kadar tanık anlatımına, tutarlı ifadelere, delillere rağmen neden masumiyet karinesini düşünmediniz?

Adana Kadın Platformu olarak eninde sonunda gerçeğin ortaya çıkacağına ve adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Adaletin sağlanması, istismarcının hak ettiği cezayı alması için sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağız. Bu dosyanın kapatılıp zanlının cezasız bırakılmasına, istismar mağduru çocukların sesinin kısılmasına, istismarı ortaya çıkarmak için mücadeleye atılan kadınların umudunun, cesaretinin kırılmasına asla izin vermeyeceğiz.

Tüm kadınları ve duyarlı kamuoyunu adalet mücadelemizde dayanışmaya, 8 Haziran’da görülecek olan bu davanın takipçisi olmak için Adana Adliyesi önünde buluşmaya; sosyal medya üzerinden tepkimizi göstermeye, sesimize ses, gücümüze güç katmaya davet ediyoruz.

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

İSTİSMAR SUÇTUR, AKLANAMAZ!                                                                           

ADANA KADIN PLATFORMU

Editör: TE Bilisim