"HAYATLARIMIZI KARANLIĞA İTMEK İSTEYEN BU FAŞİST İKTİDARA KARŞI FEMİNİST MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ."
Adana Kadın Platformu Bileşenleri Gece Yürüyüşü Gerçekleştirdi
Gülbahçesi önünde toplanan bileşenler Atatürk Parkına kadar yürüyüş gerçekleştirdiler.
Yüzlerce kadının katıldığı eylemde kadınlar ellerinde taşıdıkları dövizlerle taleplerini haykırdı.
Her 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde olduğu gibi bu 8 Mart’ta da tüm coşkumuzla, neşemizle ve feminist isyanımızla sokaklardayız. Sokaklar, caddeler, geceler bizim. Bugün burada kadın cinayetlerine, erkek-devlet şiddetine, yoksulluğa, savaşa, ekolojik yıkıma, gericiliğe ve siyasal islam rejiminin hayatlarımıza olan karanlık müdahalesine karşı yeniden hayatlarımız için bir aradayız. Omuz omuzayız. Bu yıl da gücümüzü, cüretimizi kadın mücadelesinden ve dayanışmasından alıyoruz. Ve sözlerimize başlamadan önce Yaşasın Kadın Dayanışması diyoruz.
Slogan (YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI)
Açıklanan 2023 verilerine göre Adana ili silahla suç işleme oranında üçüncü sırada, kadın cinayetlerinde dördüncü sırada. Bireysel silahlanmanın önünü açan bu iktidar, kadınların yaşamlarına her geçen gün daha da kastediyor. Kadın cinayetlerinin her gün arttığı, eril yargı eliyle cezasızlığın pekiştirilerek kadın katili erkeklerin cesaretlendirildiği yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen milyonlarca kadın ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin devlet eliyle körüklendiği, işsizliğinin arttığı, savaş politikalarıyla militarizmin kışkırtıldığı, göçmen kadınlara yönelik emek sömürüsü ve ırkçı saldırıların çoğaldığı koşullarda öfkemizle ama en çok da umudumuzla, bugün tüm dünya kadınları ile birlikte yaşamlarımıza, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için buradayız, sokaklardayız. Hayatımızın her alanını ele geçirmeye, bedenlerimiz üstünde söz söylemeye, emeğimizi gaspetmeye, sırtımızdan geçinmeye, bizi sindirmeye, şiddetle kontrol edip cezalandırmaya, haklarımıza ve özgürlüğümüze el koymaya çalışan ataerkiye karşı her gün her an verdiğimiz mücadeleyi daha da büyüterek buradayız.
Slogan (SUSMUYORUZ KORKMUYORUZ İTAAT ETMİYORUZ)
Akp-Mhp faşist iktidarı her gün kadın düşmanı politikalarıyla karşımıza dikilmiş durumda. Şiddeti, baskıyı, tacizi, mobbingi, zorbalığı yaşamımızın bir parçası haline getirmek istiyor. Yaşadığımız şehirlerde, evlerde, iş yerlerinde güvende olmadığımızı biliyoruz. Bu güvensizlik ortamında kadınların hayatları gasp ediliyor. Geçtiğimiz 2023 yılında 333 kadın erkek şiddeti sonucunda öldürüldü. Şubat ayının son gününde, 24 saat içerisinde 8 kadın öldürüldü. Daha geçtiğimiz günlerde Adana’da İpek Akgül silahlı ateşle vurularak öldürülüp kuyuya gömüldü! Ve dün de Tarsus’ta MerveGül BAYER’in boşandığı erkek Mustafa Yıldır tarafından öldürüldüğü haberini aldık. Bizler rakamlardan ve isimlerimizden ibaret değiliz. Yaşamak için sokaklardayız. Adliye önlerindeyiz. Mahkeme salonlarındayız. İpek’in ve Merve’nin de sesiyiz! Çünkü biliyoruz hayatlarımıza biz kadınlar sahip çıkabiliriz.
Slogan (KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR)
6 Şubat depremleri sonrasında bu düzenin nasıl işlediğini en ağır biçimde biz kadınlar gördük. Evler yıkıldı, binalar yıkıldı, sokaklar, meydanlar yok oldu ama kadınların yaşamı yeniden kurma yükü ortadan kalkmadı. Ev yokken bile ev içi emek sömürüsü vardı. Hasta ve yaralı bakımı, yaşlı ve çocuk bakımı hiçbir sosyal hizmetin ulaştırılmadığı deprem illerinde yine biz kadınlara yüklendi. Şiddet uygulayan kocalarıyla, akrabalarıyla çadır ve konteyner paylaşmaya zorlandılar. Kadın ve LGBTİ+’lar deprem sonrası geçen bir yıla rağmen sağlık, eğitim, beslenme, güvenlik haklarına erişimleri olmadan yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldılar. İktidar, “Bize oy vermezseniz işte böyle olur” tehditleriyle yerel seçimlerde oy istedi. Biz kadınlar bu tehdidi, "bana itaat etmezsen dayağı hak edersin" diyen erkeklerden, "o saatte sokaktaysan, öyle giyindiysen, içki içtiysen tecavüzü hak edersin" diyen patriarkadan, erkek medyadan, yargıdan iyi biliyoruz. Unutmuyoruz, affetmiyoruz helalleşmiyoruz! Feminist mücadelemizle yaşamı yeniden kuracağız!
AKP-MHP iktidar bloku kadın ve LGBTİ+ düşmanı söylem ve politikalarını Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR gibi gerici ittifaklarla hayata geçirmeye ve bizlerin kazanılmış haklarını tartışmaya açmaya, bu haklarımıza saldırmaya hız vermiş durumda. Kurumsallaştırmak istediği faşizme karşı daha gerici bir anayasaya ihtiyaç duyuyorlar. Bu yüzdendir ki Medeni Kanun’a her geçen gün biraz daha saldırılar artıyor. Boşanma ve nafaka hakkımız gasp edilmeye çalışılıyor. İzin vermeyeceğiz. HAYATLARIMIZI KARANLIĞA İTMEK İSTEYEN BU FAŞİST İKTİDARA KARŞI FEMİNİST MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ. Erkek egemen sisteme de, patriarkal aile dayatmanıza da, onun temsilcilerinden olan AKP iktidarına itaat etmiyoruz!
SUSMUYORUZ KORKMUYORUZ İTAAT ETMİYORUZ
Kapitalizmin krizleri derinleşiyor. Yoksulluk gittikçe artıyor. Bu ekonomik krizden en çok biz kadınlar ve LGBTİ+’lar etkileniyoruz. Güvencesiz, düşük ücretlerle ve kötü koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Düşük ve eşitsiz maaşa, güvencesizliğe karşı direnen Özak tekstil işçilerinin direnişinden tutalım birçok direnişe kadar kadınlar en önde yoksulluğa karşı mücadele ediyorlar.
Ev içi emeğimiz daha da görünmez kılınıyor. Yaşlı, çocuk, engelli bakımı kadınların emeği üzerinden şekilleniyor. İktidar, sosyal yardımlar adı altında bir yandan yoksulluğu yönetirken bir yandan da kadınların ev içi emeğini sömürmeye ve ev içi emeği görünmez kılmaya ve cinsiyetçi iş bölümünü baki kılarak biz kadınları ev içine hapsetmeye çalışıyor. Kadın sağlığının en temel ihtiyaçları olan ped, hpv aşısı, tampon ve tüm hijyen ürünleri son yapılan zamlarla da birlikte bizler için ulaşılamaz hale geldi. Lüks vergisi alınan regl ürünleri lüks değil temel ihtiyaçtır. Regl ürünleri ve hpv aşısı ücretsiz olsun.
Her yıl yüzlerce genç kadın üniversiteyi kazandığı halde ekonomik koşullar ya da aile baskısı nedeniyle üniversiteye gidemiyor. Üniversiteye giden kadınlar ise kaldıkları yurtlarda; katı giriş çıkış saatlerinin yanı sıra ne giyeceğine karışan yurt yönetimlerinin baskısı altında okumaya çalışıyor. Genç kadınların yaşamlarını denetlemeyi kendisine bir görev haline getirmiş KYK yurtlarında nitelik ve güvenlik bakımından derin sorunlar yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl asansörün bozulması sonucunda ölen Zeren Ertaş bu gerçekliği gözler önüne serdi.
Nitelikli ve güvenli yurt taleplerini dile getiren kadınlara yurt yönetimleri tarafından soruşturmalar açılıyor.
Genç kadınların yaşamı baskıcı yurtlar ve aile baskısıyla denetlenmeye çalışılıyor. Artan ekonomik kriz nedeniyle gençlerin çoğu okurken çalışmak zorunda kalırken, genç kadınlar çalıştıkları iş yerlerinde tacize ve mobbinge maruz kalıyor. Genç kadın cinayetlerinde kadınların yaşamları mercek altına alınarak, kadınlara bunun üzerinden ahlak dersleri veriliyor. Üniversiteler de , kampüsler de, sokaklar da bizim!
İktidarın kürt sorununda çözümsüzlük ve savaş politikaları ülke sınırlarını aşarken, Filistin’de yaşamları için direnenlere karşı yağmacı zihniyetini bir kez daha ortaya seren ve bir halkın direnişine karşı İsrail’e gemilerle yardım malzemeleri gönderenlere karşı buradayız. Filistinli kadın ve LGBTİ+’ların haklı mücadelesini omuzluyoruz. Dünya’nın her yerinden yaşam umuduyla bu topraklara gelen göçmen ve sığınmacı kadın ve LGBTİ+’lara “Asla yalnız değilsin” diye yeniden sesleniyoruz. Mücadelemiz sınırları aşıp patriyarkayı yerinden oynatmaya devam edecek. Biz kadın ve LGBTİ+’lar direnmeye, yaşamlarımız, bedenlerimiz için yine yeniden karşınızda olmaya devam edeceğiz.
Savaşın, patriyarkanın, transfobinin, homofobinin, kapitalist emek sömürüsünün, ırkçılığın olmadığı bir dünyayı biz kadınlar kuracağız!
Bunun için:
Umudumuz feminist mücadele!
Gücümüz feminist mücadele!
Hayatımız feminist mücadele!
Kurtuluşumuz feminist mücadele!
-YAŞASIN FEMİNİST MÜCADELEMİZ
-JİN JİYAN AZADİ
-GECELERİ DE SOKAKLARI DA MEYDANLARI DA TERKETMİYORUZ
-SUSMUYORUZ KORKMUYORUZ İTAAT ETMİYORUZ
