Evin dış kapısının yanına konmuştu. Gözleri eski sahibini arıyordu. Şimdi kendisini oradan alacak kişinin kendisine nasıl davranacağını bilmediğinden ürküyordu. Eski sahibi onu hiç incitmezdi. Yıllarca bir arkadaş gibi geçinip gitmişlerdi.  Son zamanlarda ise sahibinin sanki ona bir küskünlüğü vardı. Artık  kendisi ile ilgilenmiyordu. Yoksa  yeni bir çift ayakkabı mı almıştı.  Bir terslik olduğu kesindi. Eskiden olduğu gibi artık çarşıya pazara da gitmiyordu. Son gittikleri yerlerden kendisi de hoşlanmamıştı. Daha önce gittikleri yerlerde çiçek kokuları olurken şimdi ilaç kokuları oluyordu. Belliki kendisi de sevmiyordu oraları. O yüzden zorlukla gidiyordu. Gençlik zamanlarını düşündü topuk sesleri ile caddeler çınlardı. Her gün  beraber gezerlerdi. Ne güzel günlerdi. Bazı günler başka bir ayakkabı giydiğinde ona küserdi. Ama en kısa zamanda onun gönlünü alırdı.

Sahibinin 83 yıllık yaşamının bir kısmını onunla geçirdiği için çok mutluydu. Ona çok dikkat etmiş, hiç incitmemiş, hiç kırmamıştı. Çok iyi bir insandı. Herkese yardım ederdi. Onun zekasına hayrandı. Hiç bir şeyi unutmazdı. 6 çocuğu vardı. Hepsi okumuştu. En son  torununun çocuğunu da görmüştü. Bazı aksilikleri de yok değildi. Ama çok güzel içli köfte yapardı. Son zamanlarda el ağrısından artık yapamadığımdan yakınırdı. Bazen yaşamın zorluklarını anlatırdı kendisine. Farklı yaşlarda ki 6 çocuğu büyütüp okutmak, onların dersleri, evdeki işler, akrabalar, kalabalık bir sülaleye gelin gitmek, kocasının işi nedeniyle bazen  aylarca olmaması, kaynana-elti -görümceler arasında ortak bir yaşam, yaşamın zorlukları, yetmeye çalışmak, bunca zorluk arasında eşinin komisyoncu  mağazasın da çalışan işçilere yemek yapmak hepsi zordu. Ama hepsinin üstesinden gelmişti. 

Bir gariplik olduğu kesindi. Neden artık kendisiyle ilgilenmiyor, onu giymiyordu. En son evin en büyük kızı onu evin kapısının önüne koyduğunda anlamıştı. Gözlerinden bir damla yaş aktı. Biraz sonra biri gelip onu alacaktı. Oysa o hep sonsuza kadar onunla kalmak istemişti.

(Bir evde ölüm olduğunda, ölen kişinin ayakkabıları bu yolculuğu topluma duyurmak için kullanılır ve ölenin ayakkabıları evin dış kapısının önüne yan yana konulur. En az bir gün süreyle kapı önünde tutulan ayakkabı, o evde ölen kişinin cinsiyetini ortaya koyan bir araçtır aynı zamanda. Ayakkabıların ölen kişinin ruhunu bu dünyaya bağlayan bir geçit olduğu inanışı vardır.  Bu inanış Paganizmden başlayıp günümüze kadar gelen bir inanıştır.)

Editör: TE Bilisim