BOŞANMADAN ÖNCE AYRI YAŞAMAK/EŞİN AYRI YAŞAMA HAKKI

Sevgili okuyucular, bu yazımda sizlere boşanmadan önce ayrı yaşama hakkından bahsetmek istiyorum.

Evlilikler malesef her zaman istenildiği gibi gitmiyor. Özellikle evliliğin ilk beş yılında çalkantılar olabiliyor. Her zaman her şeyi hoşgörü, anlayış ve saygı ile karşılayabilmek mümkün olmayabiliyor.

Boşanmak hiçbir zaman ilk çare olmamalıdır. Büyüklerimizin klasik bir cümlesi olacak belki ama 'yuva yıkmak kolay, kurmak zordur'.

Taraflar için artık evliliğin devam etmesi imkansız hale gelmişse boşanma davası açılmalıdır. Hele ki devam eden evlilik müşterek çocukların hayatını oldukça olumsuz etkiliyorsa boşanma fikri o zaman gündeme gelmelidir. Zira çocuğun her gün kavga ortamından büyümesi, anne ve babasının boşanmıl olmasından daha kötüdür.

Yani evlilikteki her sarsıntıda boşanma gündeme gelmemelidir. Taraflar birbirlerine bir şans daha vermek istiyorlarsa ilişkilerine bir süre paydos diyebilirler.

Ancak bu sıradan ufak her tartışmada eşlerden birinin evi terk edeceği anlamına da gelmez. Eşlerden birinin boşanmadan önce ayrı yaşama hakkının doğabilmesi için belli şartların olması gerekir.

Devam eden evlilik öyle bir hale gelmiş olmalıdır ki artık çiftlerin ortak hayatı bu şekilde devam ettirmesi tehlike arz etmelidir.

Yani eşler arasında ciddi bi sorun olmalıdır. 

Normal şartlarda hepimizin bildiği üzere evlilik birliği, taraflara birlikte yaşama zorunluluğu getirir. Eşler, evlilik birliği içerisinde birbirlerine destek olmak, sorumlulukları birlikte üstlenmek zorundadır. Eşler ortak hayatın sorumluluğunu birlikte üstlenmek zorundadır. Ancak bazı zorunlu durumlarda eşler ayrı yaşayabilir. Mesela eşlerin çalıştığı şehirler farklı olabilir.

Madde 197 – Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.

Hükme göre eşlerden biri, ortak hayat nedeniyle;

  • kişiliği,
  • ekonomik güvenliği,
  • aile huzuru

ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Dikkat edecek olursak; kanun sebepleri tek tek saymıştır. Bizim için önemli olan; CİDDİ BİÇİMDE BİR TEHLİKENİN olmasıdır.

Ayrı yaşama hakkı olan eş bu süreçte diğer eşten maddi katkı talep edebilir. Ayrı yaşama isteğini delillerle birlikte mahkemeye sunmalıdır. Boşanma davası açmamış olsa dahi ayrı yaşama sürecinde bile hem çocuk için hem kendisi için nafaka alabilir. Yeter ki ayrı yaşama hakkına sahip olduğuna dair iddialarını ispatlamış olsun.

                                                                                                                                            AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

Editör: TE Bilisim