Ayıp, Türk Dil Kurumu’na göre eksiklik, kusur, utanç veren, ahlak kurallarına aykırı olan durum veya davranıştır. [1] Ahlak kuralları..

Mesela sevgi, ne zaman ayıp ve ahlak kurallarının dışında oldu? Aslında her iyileşme sevgi ile başlamaz mı? Duygular ayıp, düşünmek ayıp ama şiddet uygulamak ahlaka uyan ve ayıp olmayan mı?

Özür dilemek ayıp, sövüp saymak ayıp değil.

Sevmek ayıp, tecavüz etmek ayıp değil.

Kavga uluorta edilir ama sevdiğini söylemek, birini takdir etmek hep gizli gizli – susarak hatta.

Ağlamak ayıp, güçsüz olmak ayıp. Duyguların olması ayıp, yorulmak ayıp. Hissiz robotlarız sanki de.

Aslında alıştırılan, öğrendiğimiz şeyler bunlar. İsteyerek değil, sistemdeki durum böyle bir zincir gibi. Hissizleşmeye, bunları saklamaya o kadar özen gösteriyoruz ki bir yerden sonra empati nedir bilmiyoruz. Bırak başkasına empati duymayı kendimizi bile hissedip anlayamıyoruz sanki.

En kötüsü de ayıp toplumla geliyor, sonra ister istemez zihnimizin ortasına yerleşip bir değer oluyor hem de hiç sevmediğimiz bir yandan ondan nefret ettiğimiz bir değer. Sürekli yargılıyor oradan bizi, “şu ayıp” “bu ayıp” diye diye.

Bence ayıp ne biliyor musunuz? Bence ayıp olan, empati duymamak, saygı duymamak, düşüncesiz olmak, haksızlık yapmak, kasıtlı bir şekilde birine zarar vermek (fiziksel ya da psikolojik). Bence bunlar ayıp. Bu davranışlar dışlanmalı bence duygular değil.

Bence; ısrarla 3 maymunu oynamak ayıp, yanlışı görüp kafanı çevirmek ayıp, sabit kalmak ayıp, gelişime direnmek ayıp. Hani derler ya “bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp” diye bence çok doğru.

Her gün daha da gelişen dünyaya inatla eski kültür ve davranışlarla “cahilliği” seçmek ayıplanmalı bence. Kadının kürtaj hakkı değil ya da evlilik dışı yaşanan ilişkiler değil. İnsanların özgürce düşünmesi ve davranması ayıplanırken başkasının özgürlüğünü kısıtlamak, onları hayat hapishanesine sokmak ayıp değil mi?

Herkesin inandığı sosyal normlar ihlal edildiğinde ayıplanılır ve utanç hissi duyulur insan tarafından. Ayıplanan davranış biçimi kişiye utançlık hissini, küçüklük hissini yaşatır. Bazen haklı yere olsa da bu ayıplanan davranış toplumumuzdaki “ayıp” algısı bence şu aralar çok saptırılmış durumda.

Hepimiz zaman zaman utanç duymuşuzdur. Ayıplanmışızdır. Fakat bu ayıplanmalar, utanç hisleri her zaman haklı sebeple midemizin çukurunda hissedilmemiştir bence. Toplumun baskısıyla, toplumun değerleriyle var olan ayıp ve utanç bize mi ait yoksa başkalarına mı?

Farklılıklar, ayıp değil öğrenme sebebi olmalıymış. Her insan farklıdır ve her insana saygı duymak bence zorunluluktur. Herkesin hakkı vardır kendi olmaya. Değerlerimize ayıp’ı eklemeden önce, bence sevdiğimiz ve istediğimiz şeyleri eklemeliyiz. Toplumca yanlış ya da ayıp diye algılananı değil. Bir bakmışız ki tek değerimiz ayıpları yapmamak olmuş ve bizde sıradan kendini bile tanımayan biri olmuşuz bu sebeple.

Bir şeyleri ayıplarken bir kere daha düşünün. Toplumsal baskı mı yaptırıyor size bunu? Aslında o insanın bunu yapmaya hakkı var mı? Özgürlüğü mü yoksa gerçekten yanlış bir hareket mi?

Bence doğru ve yanlışın göreceli olduğu kadar ayıpta göreceli sayılabilir. Hele ki hani din kitaplarında diyor ya “kul hakkı yeme” bence bu sırf maddi olarak değil her açıdan düşünülmeli madem ahlakı ve ayıbı bu kadar dine yoruyorsunuz, o zaman insanın kendisi olma hakkını da yemeyin ve yedirtmeyin.

Referanslar:

  1. https://sozluk.gov.tr/
Editör: TE Bilisim