Anmaya İHD, KESK, EMEP, HDP, ESP, CHP üye ve yöneticileri katıldı. Katılımcılar adına açıklamayı İHD Adana Şube Başkanı Avukat İlhan Öngör okudu. İlhan Öngör’ün ardından anma töreninde İHD Eski Yöneticilerinden Ayfer Güneşer, EMEP Adana İl Başkanı Avukat Sevil Aracı Bek, EMEP İl Yöneticilerinden Ali Büyükyiğit ve son olarak bir önceki dönem CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş konuşma yaptılar.

İHD Adana Şube Başkanı İlhan Öngör’ün okuduğu metni olduğu gibi aktarıyoruz;

“5 temmuz 1991 yılında JİTEM tarafından katledilen dönemim HEP il Başkanı aynı zamanda İnsan Hakları Derneği üyesi olan VEDAT AYDIN'ın cenazesine katılmak için 10 temmuz 1991 günü Adana'dan yola çıkan İHD Adana şube başkanımız Avukat Elif Tuncer ve yöneticilerimiz Yusuf Üzüm, Hasan üzüm, Çelal Ölçmez, imam Turan Siverek yolu üzerinde hala aydınlatılmamış faili meçhul bir trafik kazasında yaşamını yitirmişlerdir. 90 yıllarda bu topraklarda yaşanan faili meçhul cinayetler aydınlatılmamış, aksine o dönemin yetkilileri sorumluları cezasızlık hukukundan faydalanarak Devlet yönetiminde etkili ve yetkili konumlara getirilmişlerdir.

İnsan Hakları Derneği 34 yıllık insan hakları mücadelesinde haksızlığa, insan hakları ihlallerine, demokrasiye, özgürlük ve adalet arayışında ağır bedeller ödemiş, ancak; hiçbir zaman bu mücadelesinden vazgeçmemiştir. Dün olduğu bugünde bu adalet ve hak mücadelesini tüm baskı ve zorlamalara karşı vermeye, bu toprakların vicdanı ve hafızası olmaya devam ediyor. Vedat Aydın'ların, Elif Tuncer'lerin, Metin Can'ların, Didar Şensoy'ların, Muhsin Melik'lerin bize bıraktıkları değerlerin savunuculuğunu yapmak, onların adalet ve özgürlüğe olan inançlarının mücadelesini vermek her zaman vicdani ve insani bir görev olarak bildik. Bize bırakılan bu kutsal değerlerini korumayı asli bir görev olarak kabul ettik.

Onların mücadele anıları her zaman bize ışık olup, yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Dünün mağdurları olduğunu iddia edenler, bugünün muktedirleri olurken, geçmişin baskıcı ve zor iktidarlarından geriye kalır bir yanları kalmamış, hatta daha da ileriye gitmişlerdir.

Dünden bugüne, inkar edilen beyaz Toroslar ülkesinden siyah jeeplerin ülkesine dönen bir süreçte, artık yapılan işkence ve hak ihlallerinin alenen yapılıyor olması ve inkar edilme gereğine bile ihtiyaç duyulmamasıdır.

Geçmişin karanlık Türkiye'si ile yüzleşemeyen hiçbir iktidarın Demokratik ve özgür bir ülke yaratması mümkün değildir. Bugünün iktidarlarının tüm farklı seslere, farklı kimliklere karşı nefret söylemleri, ötekileştirdi yaklaşım ve pratikleri bu toprakların kültürel zenginliklerini, kimliklerini yok etmeye çalışmaktadır. Geçmişten bugüne devam eden bu "devlet aklının toplumsal barışa hizmet etmediği, etmeyeceği açıktır.

10 Temmuz 1991 de yaşamını yitiren şube başkanımız ve yöneticilerimiz 29 yıl önce büyük bir inanç ve özveri ile bu devlet aklına karsı canları pahasına özgürlük, adalet ve insan hakları mücadelesi vererek aramızdan ayrıldılar.

Ama onların bizlere bıraktığı o inanç ve o ruh bugünde baskıcı ve zor iktidarların karşısında dimdik durmaya devam ediyor ve etmeye devam edecektir. Biliyoruz ki: İnsanlık tarihi, zor ve baskı ile kendini var eden iktidarlar ile hak savunuculuğunun vicdanların tarihidir.

Vicdan ve hak mücadelesinde ağır bedeller ödeyerek bu mücadelenin tarihini yazanları, onların mirasçıları olarak bir kez daha saygıyla anıyoruz. Onların huzurunda bir kez daha söz veriyoruz, Mücadeleniz her zaman bize ışık tutacaktır.” dedi

Editör: TE Bilisim