Hüzün, mutluluk, özlem, biraz burgunluk (literatürdeki varlığından emin olamadığım bir duygu), gurur, yani bir adet Cem Yılmaz şakası gibi “ortaya karışık”.

İşte kendimi tanıdım gelsin hayat dediğim, bundan tam 7 sene önce bir maceraya atıldım. Akranlarımdan farklı bir bölgeye İngiltere’nin Sheffield şehrine geldim. Yani hiç tanıdığım yoktu değil kuzenlerim vardı, ki bu çok büyük bir destek. Atıldığım macerada kendinden emin adımlarla devam ederken, bir yandan da bu şehirden nasıl çıkarımı düşünürken, nasıl oluyor da içimi bir burukluk, hüzün kaplıyor şimdi buradan ayrılırken?

Nasıl bir çelişki bu değil mi?

Aslında bilmeyenler için şöyle söyleyeyim, Sheffield küçük bir şehir çoğu mekânın akşam 6’dan sonra açık olmadığı bir yer. Bir adadan çıkıp gelen biri için ideal bir geçiş şehri bence kendisi. Gözün açılıyor dünyayla ilgili ama halen daha yere göğe sığamıyorsun.

Araya pandeminin girdiği 2020 yılında bitirdiğim yüksek lisans/master eğitimimin mezuniyeti bu hafta gerçekleşti. Lisans, 1 senelik iş tecrübesi, yüksek lisans, doktora denemesi derken 7 senemi geçirmişim aşağı yukarı Sheffield’da. Her ne kadar Kıbrıs'tan ayrılırken ağlasam da her Sheffield’a vardığımda kendimi “ohh be evime geldim” derken buldum.

Buse Özkan

Açıkçası çok duygusal biri değilimdir beni bilen bilir, hele da duygularımı göstermeyi hiç sevmem denilebilir. Fakat sanki kardeşim mezun olmuş gibi kendi mezuniyetimde ağladım ya ben. Olacak iş değil. Çok mu zordu yüksek lisans da gururdan falan ağlan yok ya hiç öyle bir şey yok. Sanırım kendimi tanımaya, kendimi anlamaya başladığım, çoğu deneme yanılmalarıma tanıklık eden, bir ömür boyu sürecek dostluklar edindiğim şehirden ayrılıyor oluşum beni biraz duygulandırdı.

Şehirdeki son 2 saatimi ayaklarım ağrıyana dek, sırtımda 8 kg luk laptop çantamla, Sheffield’ın bol yokuşlu yollarında yürüyerek geçirdim. İngiltere’de havanın ne kadar dengesiz olduğunu duyarsınız fakat bahar olduğundan ötürü biraz güneşli, biraz rüzgârlı güzel bir hava vardı. Yürüyebildiğim kadar yürüdüm. Hepsini anılarıma işledim.

Sanırım bir daha geri dönmeyeceğimden korkuyorum. O kadar apar topar ayrılmışım ki. Çözemediğim hüzünle, trenime bindim. Son bir Sheffield havası soludum, ciğerlerimi doldurdum ve gözlerim doldu.

7 sene öncesine gitsek, gitsem ve bana üniversite için bir seçim yap deseler yine çok net ve emin bir şekilde Sheffield Üniversitesi’ni seçerdim! Gururla doğru seçimi yapmışım diyorum, son 7 senemde keşkelerim yok bulunduğum yerle ve yaptıklarımla ilgili. Sanıyorum ki bu da bir başarı.

Teşekkürler Sheffield!

Bana öyle geliyor ki yine görüşeceğiz.

Editör: TE Bilisim