Bağcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada Ukrayna-Rusya, İsrail-Hamas, İsrail-İran ve İsrail-Hizbullah çatışmalarının son iki yılda yeni nesil savaşların doğasını tüm dünyaya gösterdiğini ifade etti. Türkiye’nin savunma planlamasında bu gerçeklerin dikkate alınmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Bağcıoğlu, “Harekât ihtiyaçlarımızı ve savunma projelerimizi günümüz harp ortamının gerekliliklerine göre güncellemek artık bir tercih değil, zorunluluktur. Milli güvenliğimizin temeli yalnızca silah sistemleri değil, teknolojik egemenlik, bilgi üstünlüğü ve kriz anlarında dirençli bir toplumsal yapıdır” dedi.
Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yürüttüğü yaklaşık bin 400 projenin önceliklendirilmesi ve sınırlı bütçe kaynaklarının etkin biçimde kritik projelere yönlendirilmesi gerektiğini belirten Bağcıoğlu, “Türkiye’nin caydırıcı gücü, yalnızca teknolojik üstünlükle değil, adaletli yönetim anlayışı ve güçlü kurum kültürüyle mümkündür” ifadelerini kullandı.
Bağcıoğlu, CHP olarak öncelik verdikleri başlıkları şöyle sıraladı:
“Erken ihbar, komuta kontrol, elektronik harp, havada yakıt ikmali gibi unsurlarla desteklenen insanlı ve insansız sistemlerin birlikte görev yaptığı etkin bir hava gücü oluşturulmalı. Milli sensör ve silah sistemlerinden oluşan, NATO erken ihbar sistemiyle entegre hava savunma ağı kurulmalı. Kara, deniz, hava ve uydu tabanlı ortak gözetleme altyapısı geliştirilmeli. Mühimmat stokları güçlendirilmeli, savunma sanayi ve lojistik seferberlik altyapısı güncellenmeli. Kritik tesislerin güvenliği sağlanmalı, askeri sağlık ve eğitim sistemi yeniden yapılandırılmalı.”
“Savunma planlamasında her kuruşun hesabını vermek, caydırıcılığımızı artırmak kadar önemlidir” diyen Bağcıoğlu, “Türkiye’nin güvenliği sadece sınırlarını değil, geleceğini korumaktır. CHP olarak biz, milli savunmanın siyasetten bağımsız, ulusal akılla ve kurumsal liyakatle güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.