Cide, doğduğum eşsiz, benzersiz memleket. Ne iyi etmiş de anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş! 

Rıfat ILGAZ

Cide Belediyesi İnternet sitesine girdiğinizde belediye tarafından hazırlanan Cide tanıtım tur çıkıyor karşınıza bir çırpıda anlatı veriyor Cide'nin güzelliklerini.

Cide ilçesi kilometrelerce uzanan sahili, kıyıya dimdik inen dağların önünde muhteşem güzellikteki koylar ve her yanı yemyeşil ormanlarıyla yazar Rıfat Ilgaz’a ilham kaynağı olmuştur.

Ülkemizin bu güzelliklerini anlatan Cide Belediye Başkanı Mehmet Eşref Mutlu ve çalışanlarına teşekkürler...

CİDE: "Yeşille maviyi buluşturan Gideros, sıcak yaz günlerinin serin kuytusu, Batı Karadeniz’in doğa harikası, çılgın Karadeniz’in uysal koyudur. Kıyılarına ilk yerleşimi MÖ 15’inci yüzyılda Strabon’a göre Amazonlar, Prof. R. Leonhard’a göre Akalar kurmuş. Homeros’un Troya Savaşları’nı anlatırken bahsettiği koyu Rıfat Ilgaz da anlatıyor eserlerinde: “Boğazdan Samsun’a, Trabzon’a uzanan baharat yolu üzerindeymiş buralar.."

http://www.cide.bel.tr/

İşte girişteki tanıtım

Kastamonu iline bağlı bir ilçe olan Cide, kuzeyinde Karadeniz, kuzeydoğusunda Doğanyurt, doğusunda Şenpazar, güneyinde Azdavay ve Pınarbaşı ilçeleri, batısında Bartın iline bağlı Kurucaşile ilçesi ile çevrilidir.

Cide’nin ovalık alanları oldukça sınırlıdır. Toprakları çok sayıda çay ve derelerle bölünmüştür. İlçenin güney ve güneydoğusunda Küre Dağları'nın uzantıları yer alır. Kuzeyde kıyıya yakın kesimlerde kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Kestane Dağı bulunmaktadır. İlçenin doğusunu Kestane Dağı engebelendirmektedir. Bu dağların üzeri zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır. Zeytinlik Tepe (1.282 m), Kaleburnu Tepesi (1.078 m), Halla Tepesi (1.231 m), Karakaya Tepesi (1.443 m), Kemrelik Tepesi (1.220 m) ilçenin belli başlı yükseltileridir.

İlçenin en önemli akarsuyu Devrekâni Çayı olup, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda akar. Bu çay ilçe topraklarını geçerek Karadeniz’e dökülür. İlçenin diğer akarsuları Aydos Çayı, Soğuksu Çayı, Çataloluk Çayı, Akbayır Çayı ve Fakaz Çayı’dır. Kastamonu’ya 136 km uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 939 km² olup, 22.481’dir.

Rıfat Ilgaz

CİDE'nin Tarihçesi

Cide’nin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Ancak Homeros’un İlyada isimli eserinde Cide’nin ismi geçmektedir. Cide’de Kytoron ve Aigialos isimli iki antik kent bulunmaktadır. Cide’nin 12 km batısında, Kurucaşile’nin 15 km doğusunda bulunan Kytoron, kapalı bir liman kenti olup Orta çağ kale yıkıntısı dışında kentten herhangi bir kalıntı günümüze gelememiştir. Cide’nin 17 km doğusundaki Aigialos kenti, Aydos köyü, Aydos Çayının ağzındaki vadide, kıyıdan ve dolayısıyla çayın ağzından içeriye doğru yayılmıştır. Bugün, burada günümüze kadar gelebilen herhangi bir kalıntı bulunmamaktadır.

Cide Belediyesi Logo.png

Tarihi kaynaklarda yörede, MÖ 1100-700 yılları arasında Paflagonyalıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Paflagonyalılar bu bölgeye kendi adlarını vermişlerdir. Paflagonyalılar, Devrekâni Çayının, Gökırmak, Devrek, Soğanlı, Filyos ve Bartın Çayları etraflarında yerleşmişlerdir. Ancak Cide’de arkeolojik bir kazı yapılmadığından bu döneme ait herhangi bir esere rastlanmamıştır. Homeros, Paflagonya’nın Cide ve Kitoros (Gideros) taraflarında Henet veya Heneti adlı bir kavmin yaşadığını belirtmiştir. Cide’nin sahilinde, Ceviz Dibi adıyla anılan yerde bir saray kalıntısının olması bu iddiayı kuvvetlendirmektedir. Romalılar ve Bizanslılar Cide’de hüküm sürmüşlerdir. Nitekim, Cide’de Callade Cide, Y.Domma ve Caracolla adlarına kesilen paralar ve Cide’de bulunan Roma dönemi kale kalıntıları bunu kanıtlamaktadır. Güble ve Gilivri arasında Çoban Kalesi, Romalılar döneminde yapılmış Osmanlılar döneminde de onarılmıştır. Timle Kalesi ve Gazallı Kalesi Bizans dönemine aittir. Okçu Kalesinin ise tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.

Yörede Bizanslılardan sonra, Danişmendliler, Çobanlar ve Candaroğulları egemen olmuş, Ağlı uzun süre Bizans egemenliği altında kalmıştır. Ağlı ve yöresi 1106 yılında Danişmendlilerin eline geçmiştir. Anadolu Selçukluları'nın dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve 1392 yılında Kastamonu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Muharebesi’nden (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır. Osmanlı döneminde Kadılık ile yönetilmiş, 1868’de Kastamonu vilayeti merkez sancağına bağlı bir kaza konumuna getirilmiştir. Bu dönemde eski bir iskelesi olan Cide’de bir de tersane kurulmuştur. Bu liman İpek Yolu üzerinde olup, önemini tarih boyunca sürdürmüştür. Karaağaç İskelesi adı ile anılan ilçedeki iskele Rusya ile Anadolu arasında ticaret bağlantısını sağlamıştır.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Roma ve Bizans dönemine ait kale kalıntıları, Türk sivil mimari örneklerinden Rıfat Ilgaz evi bulunmaktadır. 2014 yılında, İlyas Geçidinin orada, Kurucaşile Belediyesi ve Kirazdere köyü halkı tarafından Mehmet Tunç Usta'ya yaptırılan Bestekâr Hasan Cihat Örter Çeşmesi törenle açılmıştır.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Roma ve Bizans dönemine ait kale kalıntıları, Türk sivil mimari örneklerinden Rıfat Ilgaz evi bulunmaktadır. 2014 yılında, İlyas Geçidinin orada, Kurucaşile Belediyesi ve Kirazdere köyü halkı tarafından Mehmet Tunç Usta'ya yaptırılan Bestekâr Hasan Cihat Örter Çeşmesi törenle açılmıştır.

Cide ilçesi kilometrelerce uzanan sahili, kıyıya dimdik inen dağların önünde muhteşem güzellikteki koylar ve her yanı yemyeşil ormanlarıyla yazar Rıfat Ilgaz'a ilham kaynağı olmuştur.

Editör: TE Bilisim