Çocuklar en çok taklitle öğrenirler. Bu nedenle çocukların çevresindeki yetişkinlerin, onların bazı istenmedik davranışları karşısında önce kendi davranışlarına dikkat etmeleri yararlı olabilir. Örneğin baba dağınık ise, eşyalarını uzun süre toplamıyor ya da sonunda eşi topluyorsa bu durumda çocuktan eşyalarını toplaması ya da odasını düzenli tutmasını beklemek çok gerçekçi değildir. Keza, evde öfkesini hep bağırıp çağırarak, hatta eşyaları yerlere, duvarlara fırlatarak ifade eden bir anne varsa çocuğun sorunlarını konuşarak, saldırgan olmayan davranışlarla çözümlenmesi beklenemez.

Çocuğun istenmeyen davranışı, sakin ancak kararlı bir görünüm ile daha başlangıçta söndürülebilir. Özellikle azarlayıp suçlamak yerine, çocuğun davranışlarının anne-baba üzerindeki etkisinin açıklanması birçok durumda çocuğun istenmeyen davranışı üzerinde olumlu etki yaratabilmektedir. Örneğin; çocuğun oyuncaklarını toplamamasından rahatsız olan annenin, “Oyuncaklarını toplamadığın zaman ben toplamak zorunda kalıyorum. Bu da beni yoruyor ve kızıyorum.” diyerek, çocuğu kendi bedensel ve duygusal durumu konusunda bilgilendirmesi, çocuğu “dağınık”, “tembel” diyerek suçlamasından daha uygun bir tepkidir.

Çocuğa istenmeyen davranışı ile ilgili tutarlı mesajlar vermek de etkilidir. İstenmeyen davranışın tanımı, sınırları açık olmalı ve hem anne hem de baba tarafından benzer biçimde tanımlanıp benzer kişiyle karşılanmalıdır. Annenin eleştirdiği bir davranışa babanın göz yumması durumunda çocuğun hangi ölçüte göre davranışlarını ayarlayacağını bilememesi olağandır. Bazen tutarsızlık yakın akrabalardan da kaynaklanabilir. Özellikle eşlerin anne ve babaları (anneanne, babaanne, dede vb.) torunlarını şımartma eğiliminde olabilir. Çocukların, yakın akrabaların da desteğiyle yetişmeleri onların deneyim, ilgi ve sevgilerinden yararlanmaları çok olumlu ise de, eğer söz konusu akrabaların çocuk yetiştirme davranışları, anne-babanın davranışları ile çelişiyorsa, bu durum çocuğun hangi ölçütlere göre davranışlarını ayarlayacağı konusunda karmaşaya düşmesine sebep olabilir. Daha doğrusu çocuk, deyim yerindeyse kendisini şımartan ve kısıtlamayan tarafa doğru eğilim gösterebilir ve diğer tarafın uygulamalarına da olumsuz tepki verebilir. Sonuç olarak, hem anne-baba ve yakın akrabalar arasında bazı gerginlikler yaşanır hem de çocuğun istenmeyen davranışının ortadan kalkması zorlaşır. Bu sebeple yakın akrabaların çocuğun yetişmesine katkıları sırasında anne-babanın uygulamalarının farkında olmaları ve çocuğa davranışları ile ilgili çelişkili mesajlar vermemeleri için taraflar arasında diyalog kurularak gerekli önlemler alınmalıdır.

Çocuğa istenmeyen davranışı sonucunda ceza vermek yerine anlayabileceği açıklamalar yapmak, önceden önlem almak, örnekleyerek yol göstermek önerilen diğer anne-baba davranışlarıdır.

Anne-baba ve çocuk iletişiminde istenmeyen davranışlar için her şeyden önce sevgi temeline dayanan, herkesin birbirine yeterli zaman ayırdığı bir iletişim ortamı ile karşı tarafa söz hakkı veren ve onu anlamaya çalışan bir yaklaşım, tutarlı, örnek olan ve özenli bir tavırla birleştiğinde çok daha olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Böylece daha mutlu ve uyumlu, üyeleriyle içinde yaşadığı toplumun gerçekten temelini teşkil eden bir ailenin varlığı devam edebilir.

Editör: TE Bilisim