Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı Adana Şubesince düzenlenen Aşure Günü etkinliği 100.Yıl Cemevinde Görkemli Bir Şekilde Gerçekleştirildi.

Başta Adana Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Adana’da ki Alevi örgütlerinin yöneticileri olmak üzere, siyasi partiler, odalar ve birçok dernek temsilcisi katıldı.

Halkın yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte açılış konuşmasını Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı Adana Şubesi Başkanı Saim Yılmaz yaptı.

Saim Yılmaz’ın ardından etkinliğin ev sahipliğini yapan ve organizasyona fazlasıyla katkı sunan Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin gerçekleştirdi. Çetin’in ardından Vakfın Genel Başkanı Ercan Geçmez’de bir konuşma yaptıktan sonra etkinlik Güler Duman’ın konseri ile devam etti.

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin konuşmasında; “Muharrem ayı denilince ilk akla gelen mazlum ile zalimin mücadelesidir. Zalim Yezid’e biat etmeyerek bile bile şehadete yürüyen Hz. Hüseyin’in bu direnişi zalime karşı duruşun simgesi olmuştur” dedi.

Çetin konuşmasına şu şekilde devam etti;

Değerli canlar;

Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı Adana Şubesince düzenlenen Aşure Gününde sizlerle birlikte olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum.

Hepiniz hoşgeldiniz.

Bereketli olsun, birliğimizin pekişmesine vesile olsun…

Sevgili canlar;

Kerbela; yüzlerce yıldır dinmeyen acının adıdır,

Kerbela; Hak ile batılın mücadelesinin sembolü olmuş, 1341 yıldır sevgi ile zulmün, iyilik ve kötülüğün karşı karşıya geldiği gün olarak akıllarda, yüreklerde yer etömiştir.

Zalim Yezid’e boyun eğmeyen Sevgili Peygamberimizin torunu, Cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin ve 72 yoldaşının yolu Kufe’ye doğru giderken kesilmiş ve burada acımasızca katledilmişlerdir.

Kerbela; İslam tarihinin en acı olayıdır.

Kerbela’da Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in torunu Şah’ı Merdan İmam Ali’nin oğlu Hüseyin ve yoldaşlarının şehit edilmesi ile Emeviler tarafından peygamberin soyunun yok edilmesi amaçlanmıştır.

Bu olayın yıldönümünde yüzyıllardır Ehli Beyt dostları Muharrem ayında 12 gün matem orucu tutmakta, İmam Hüseyin’in koşullar ne olursa olsun Hakkı’ın yanında olmayı ve zulme başkaldırmayı öğütleyen mücadelesini yad etmektedirler. Ne mutlu ki o canlara her zaman Hakk’tan hakikatten yana olurlar, zulmün karşısında dururlar, mazlumun yanında yer alırlar.

Sevgili canlar;

Aleviler bunca acılar, yaşamasına karşın bu topraklara sevgi ve hoşgörü tohumları ekmişler, Anadolu’ya ışık saçmışlardır.

Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal ve erenler Anadolu’da en yüce değerleri insanlığa armağan etmişlerdir.

Hacı Bektaş Veli’nin “İncinsen de incitme” anlayışı iki kelime ile ne güzel anlatmıştır, insan sevgisini ve sınırsız Alevi hoşgörüsünü…

Bu hoşgörü yüzyıllardır Anadolu’yu aydınlatmaktadır. İnsanlığımızı zenginleştiren bu anlayış Çorum’da, Maraş’ta katledilmeye, Sivas’ta yakılarak yok edilmeye çalışılsa da Hz. Muhammed’in Ehli Beytinden kalan miras ve Hünkar Hacı Bektaş’tan gelen manevi zenginlik ile kalplere sevgi nakşetmeyi sürdürmüştür.

Sevgili canlar;

Muharrem ayı denilince ilk akla gelen mazlum ile zalimin mücadelesidir. Zalim Yezid’e biat etmeyerek bile bile şehadete yürüyen Hz. Hüseyin’in bu direnişi zalime karşı duruşun simgesi olmuştur. Bu nedenle matem orucu tutulur.

Hakk ibadetlerinizi kabul etsin.

Orucun ardından birlik ve beraberliğin sembolü aşure dağıtılır.

Canlar lokmalarını paylaşır.

Bereketli olsun, birliğimiz daim olsun.

Lokmalarımızı burada nasıl paylaşıyorsak, bu güzel ülkemizde birlik beraberlik içinde hoşgörüyü egemen kılarak hayatın her alanını paylaşacağız.

Sevgili canlar; Her yer Kerbela, her gün Aşura…

Nerede bir Yezid varsa ona karşı koyacak bir Hüseyin mutlaka vardır.

Hepinizi muhabbetle kucaklıyorum.

Editör: TE Bilisim