27 Şubat 2024 tarihinde Meclis çalışmaları nedeniyle Ankara’da olduğum halde  İstanbul’da ikamet ettiğim evin kapısı TEM tarafından kırılarak içeri girilmiş,  arama yapılmıştır. Hukuksuz bir şekilde  yapılan ev baskınına  ilişkin İçişleri Bakanı’na soru önergesi verdi.

DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu soru önergesinde şu ifadelere yerverdi.

27 Şubat 2024 tarihinde İstanbul ve İzmir’de sabah saatlerinde düzenlenen ev baskınlarında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadınlar Meclisi (SKM), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Partizan üyelerinin bulunduğu 12 sosyalist  işkence ile gözaltına alınmış ve gözaltına alınanlar hakkında 24 saat avukat kısıtlılığı getirilmiştir.

Meclis çalışmaları nedeniyle Ankara’da olduğum halde  İstanbul’da ikamet ettiğim evin kapısı TEM tarafından kırılarak içeri girilmiş,  arama yapılmış, mektuplarıma, bilgisayarlarıma, eski pasaportuma el konuşmuştur.  Hukuksuz ve hiçbir temele dayanmayan ev baskınları ve gözaltılar Suruç katliamının gerçekleştirildiği 2015 yılından bugüne keyfi bir şekilde sürdürülmektedir. Yerel seçimlere sayılı günler kala sosyalist ve devrimcilere “terörist” yaftası ile yapılan gözaltı ve tutuklamalar,  hükümetin göz dağı verme operasyonudur. Anayasa’nın 83. Maddesinde belirtilen yasama dokunulmazlığına sahip olmama rağmen Anayasa’nın 21. Maddesinde belirtilen konut dokunulmazlığı hakkım  alenen gasp edilmiştir.

Ayrıca, Türkiye’nin taraf olduğu; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 5. Maddesi ve İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’nin 3. Maddesi hiç kimseye işkence yapılamayacağını, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamayacağını güvence altına almıştır. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme yükümlülüklerinin yanı sıra Anayasanın 17. Maddesinde, kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağı belirtilmiştir.  Seçimlerden önce yıllardır sürdürülen sosyalistlere yönelik hiçbir gerekçesi ve hukuki dayanağı olmayan gözaltı ve tutuklamalara ve işkence ve kötü muamelede bulunan kolluk güçlerine yönelik cezasızlık politikasına son verilmelidir.

Bu bağlamda;

1- Cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülere mektup yazmak, onlardan mektup almak ve cezaevindeki ihtiyaçlarını karşılamaları için para göndermek neden suç olarak değerlendirilmektedir? Tutuklu ve hükümlüler yasaların tanımladığı bu haktan neden yararlandırılmıyor?  

2- Cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülere ihtiyaçlarını karşılamaları için para göndermenin, onlara mektup yazmanın engellenmesinin yasal gerekçesi nedir?  

3- Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadınlar Meclisi (SKM), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Partizan üyelerine yönelik yapılan gözaltıların gerekçesi nedir?

4- İkamet ettiğim konutuma kapısının kırılarak girilmesi ve arama yapılması Bakanlığınızın talimatı ile mi gerçekleştirilmiştir?

5- Mazlum Ortaç’a ve Ezgi Gürbüz’e gözaltına alınırken ters kelepçe ile işkence yapan polis memurları hakkında herhangi bir soruşturma başlatıldı mı?

6- Yirmi dört saatlik avukat görüş yasağının, gözaltında kötü muamelenin gerekçesi nedir?

7- Hükümetinize taraf medyanın, Parti Meclisi üyemiz Sıtkı Güngör hakkında “Vekilin evinde terörist yakalandı” diye haber yapmasının talimatı kimler tarafından verilmiştir? Bu haberlerin kaldırılması için Bakanlığınızın girişimi olacak mıdır?

8-Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere, anayasaya ve yasalara karşın, kolluk güçlerinin gözaltı ve tutuklama aşamalarında işkence ve kötü muamelede bulunmalarının gerekçesi nedir?

9- Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada şahsımı hedef gösterenler hakkında herhangi bir yasal süreç başlatıldı mı?  

10- Görevini kötüye kullanarak sosyalistlere işkence ve kötü muamelede bulunan kolluk güçleri hakkında etkin soruşturma açacak mısınız?

Editör: Haber Merkezi