Sivil Düşler Derneği Tarafından “Deprem Sonrası Süreçte Dom ve Abdal Toplulukların Barınma Haklarına Erişimin Güçlendirilmesi Eğitimi” Adana’da Gerçekleştirildi.

26 Nisan 2024 Cumagünü başlayan eğitime; Hatay Kırıkhan Roman Abdal ve Domlar Birliği Derneği, Ceyhan Kalburcular, Aşiretler Derneği, Dünya Roman Kültürü Derneği ve Adana Teberler Derneği temsilcileri katıldı.

Whatsapp Image 2024 04 27 At 10.26.51

Üç Günlük Eğitim Konuları Şunlardan Oluşuyor;

1. Gün (26 Nisan Cuma) 

Mehmet Kuyumcu ve Büşra Çevirmen tarafından, “Depremden Sonra Roman, Dom ve Abdal Toplulukların Genel Durumu” 

2. Gün (27 Nisan Cumartesi)

Erkan Karabulut ve Mehmet Kuyumcu tarafından, “Deprem Sonrası Süreçte Romanların İnsan Haklarına Erişiminde Sivil Toplum Dayanışmasının Önemi”

Öncül Kırlangıç (Onlıne) tarafından, “Düzce Umutevler Deneyim Paylaşımı Sunumu”

Kemal Yücel, organ bağışında varsayılmış rıza sisteminin bir an önce yasallaşmanı gerektiği söyledi. Kemal Yücel, organ bağışında varsayılmış rıza sisteminin bir an önce yasallaşmanı gerektiği söyledi.

Ufuk Can Mahanoğlu tarafından, “Deprem Sonrası Barınma Hakkına İlişkin Stratejik Davalama: Ulusal ve Uluslararası Yargı Mekanizmaları”, “Deprem Sonrası Barınma Hakkına İlişkin Stratejik Davalama: Ulusal ve Uluslararası Eşitlik ve İnsan Hakları Mekanizmaları” ve “Barınma Hakkı Savunmasında İşbirliğine Yönelik İhtiyaçlar”

3. Gün (27 Nisan Pazar)

Mevcutta Öncelik Sorun Alanları- Yuvarlama Masa Oturumu 

Deprem Sonrası Barınma Hakkına Erişimde Çözüm Önerileri 

Deprem Bölgesinde Roman Grupları Barınma Hakkına Erişiminde İşbirliği Alanları ve Koordinasyon 

Whatsapp Image 2024 04 27 At 12.32.33

Sivil Düşler Derneği Hakkında;

Sivil Düşler Derneği Hatay yerelinde yerleşik Dom, Roman ve Abdal grupların karşılaştıkları sosyal dışlanma ve ayrımcılık vakalarının uzun vadede ortadan kaldırılmasına zemin oluşturacak faaliyetler gerçekleştirmek amacıyla 2021 yılında Hatay’ da kuruldu.

Sivil Düşler Derneği 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler neticesinde zarar gören illerde yerleşik Dom, Roman ve Abdal toplulukların insani yardıma erişimleri, felaketi yaşadıkları illerden tahliyeleri, barınma merkezlerine yerleştirilmeleri ve başvuru sistemine dayalı yardımlardan faydalanabilmeleri amacıyla başvurularının gerçekleştirilmesi gibi bir çok konuda kolaylaştırıcılık ve yönlendirme faaliyetleri gerçekleştirmektedir.

Yanı sıra bu zorlu süreç içerisinde özellikle yazılı ve görsel medya ile sosyal medyada büyük artış gösteren zorunlu göç mağdurları ve Dom, Roman ve Abdal topluluklarına yönelik yağmacılık ve hırsızlık gibi yaftalamaların, nefret söylemlerinin artışı, İnsani yardıma erişimde, barınma merkezlerinde akut süreç ve sonrasında yaşanan sosyal dışlanma ve ayrımcılık vakalarını tespit eden bir bilgi notu ve araştırma raporu hazırlanmasında aktif rol oynamıştır.

Özellikle Hatay'da yaşayan Dom ve Abdal gruplarının yaklaşık 100.000 kişisi, tapusuzluk ve mülkiyetsizlik sorunlarıyla karşı karşıyadır. Deprem sonrası inşa edilecek konutlar, hak sahipliği başvurularına dayalı bir sistem üzerinden gerçekleştirilmektedir. Ancak tapusu olmayan veya muhtarlık kağıdıyla parsel satın alarak gecekondular inşa eden ve bu bölgelerde yaklaşık 50 yıldır yaşayan insanlar, deprem sonrasında mülksüzleştirilmektedirler. Türkiye genelinde ve Avrupa'da da Dom, Rom ve Abdal grupları, genellikle bir bahçe içinde 3 veya 4 aileyle birlikte gecekondularda yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu durum, Hatay'da da benzer şekilde gözlemlenmektedir. Deprem sonrası ev hakkı başvuruları adres bazlı olduğundan, aynı adreste yaşayan 3 veya 4 aile olsa bile sadece 1 başvuru yapabilmektedir. Bu nedenle, bölgede yaşayan Dom, Roman ve Abdal nüfusunun çoğu, devlet destekli yardımlardan faydalanamamakta ve hak sahipliği konusunda mağdur edilmektedir. Bu gruplar tarafından yapılan başvuruların çoğu ret edilmekte ve gerekçe olarak tapusuzluk gibi açıklamalar sunulmaktadır. Barınma hakkı, temel insan haklarından biridir ve herkesin insan onuruna yakışır bir şekilde konut ve barınma hakkına sahip olması gerekmektedir. Devlet, bu hakların gerçekleşmesi için şehirlerin ve diğer yerleşim birimlerinin tarihi ve kültürel niteliklerini, çevre değerlerini esas alarak gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu bağlamda, deprem sonrasında yaşanacak mağduriyetlerin tamamı insan hakları ihlali olarak görülmelidir. Bu önemli sorunun çözümü için, hak temelli çalışma etiğine bağlı sivil toplum örgütlerinin dayanışması, mücadelesi ve savunuculuğu gerekmektedir. Ancak bu şekilde olumlu sonuçlar elde edilebilir.

Belirttiğimiz sorunların çözümü hususunda öncelikle bölgede yerleşik Dom, Roman ve Abdal toplulukları temsilcilerine barınma hakkına erişim konusunda kapasite geliştirme eğitimi verilmesini ve bölgede ilgili konularda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarıyla bir araya getirilerek bir diyalog ağı zemini oluşturulmasını hedeflemekteyiz.

Editör: Haber Merkezi