İçine kapanık ve insanlarla konuşamayacak kadar heyecanlı bir çocukluk geçirdiğini söyleyen oyuncu, 8 yaşında babasının zoruyla gittiği birkaç tiyatro dersinin sonunda, tiyatronun kendisi için bir tutku haline geldiğini, hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurguluyor. Paçal, genç yaşına rağmen 100’e yakın çocuk ve yetişkin oyununda yer alarak, yurt içi ve yurtdışında birçok ödülün sahibi olmayı başarmış.
Bu dönemini keyifle hatırlayan oyuncu; ilk oyununda yaşadığı anıyı aktarırken, bu deneyimin oyunculukla ilgili kendisine neler kattığını da anlattı: “İlk oyunumda Maske filminin baş kahramanı olan ve Jim Carrey’nin canladırdığı maske rolü verildi. Sahnede toplam 1 dakika bulunacaktım. Tüm sahnemin bu kadar olması beni üzmüştü. Fakat daha sonra o bir dakikayı en güzel nasıl yapabilirim diye düşündüm ve çalışmaya başladım. Filmi, o yaşımda defalarca izledim ve dansını, konuşmasını, mimiklerini defalarca tekrar ettim. Oyun günü geldi, sahneye nasıl girip nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Tek hatırladığım, koca salonun ağaya kalıp alkışladığı an. O an, içimdeki oyunculuk aşkı ile tanıştım ve hayata nasıl devam edeceğime karar verdim. Bu nedenle her rolün hakkını vermek için çalışmak hayattaki en büyük motivasyonum oldu. Benim için role hazırlanırken önemli olan rolün büyüklüğü değil benim o role, kendime, hayata ne katacağım… Ben performansıma odaklanıyorum. Hiçbir zaman karakteri neden bunu yapıyor diye yargılamıyorum ve olaylara hep onun gözünden bakmaya çalışıyorum. Neyi, neden, nasıl yaptığını hissetmek istiyorum. Ve böylece canlandırdığım her karakteri yaşayarak ve zevkle oynuyorum.”
Yoğun çalışma temposuna rağmen akademik eğitim hayatını da başarı ile sürdüren genç yıldız, son günlerde bateri ve dans dersleri almaya başladığını, kendini sanatın diğer alanlarında da geliştirmeye devam ettiğini iletti.
