Çocukken benim için bayram neşeydi, yeni elbiseler-süslü ayakkabı-saçtaki kurdeleydi, ev baklavasıydı, dolup boşalan şekerlikti, kolonyaydı, el öpüp harçlık toplamaktı, o fırfırlı yeni elbiseyle dönmek, çay höpürdeterek televizyonda bayram programı izlemekti, mutluluktu, sıcacık bişeydi bayram…

Çocukken sanki dünya, dışarda sadece havasından suyundan ışığından yararlandığınız bir araç, eğlenceli atlı karınca gibi, sizi döndürüyor siz onun içindeki kendi küçük dünyanızda, büyük hayallerinizle musmutlu yaşıyorsunuz. Ama o çocuk büyüyünce dıştaki o koca dünya sanki onun küçük mutlu dünyasını içine alıp yok ediyor. Çünkü o dünya artık hayallerle değil, gerçeklerle döner hâle geliyor.

Demem o ki dostlarım, işte benim içimdeki o kız çocuğu da çoktaan büyümüş, hatta bu bayram fırfırlı elbisesini giyip dönse de, etekleri uçuşmuyor, dışardaki dünya griyken onun sevinçle açtığı şekerlerin jelatini nasıl parlasın ki?

Ne zaman ki nefretin yerini sevgi, savaşın yerini barış alır;
Birilerinin eğlenceye bir gece için ayırdığı parayla beş aile doyabilecekken aç yatmazsa,

Adalet yerini bulup suçlular cezalanırsa,

Cehaletin karanlığı akıl ve bilimin ışığıyla aydınlanırsa,

Paranın ve petrolün yeşili doğanın yeşilinin; mâdeni güç mânevi gücün yerini almazsa,

Gencecik insanlar iş, yapyaşlı insanlar aş derdine düşmezse,
Bayramı şehit anneleri gözünde yaşla geçirmez,

Kimsenin 'insanca' yaşama hakkı şöyle dursun en temel 'yaşam hakkı' elinden alınmaz; 'öldürüldü ama…' cümlesini kuran kötü yüreklerin yerini 'acını yüreğimde hissettim' diyen vicdanlar alırsa,

Ne zaman ki, iyilik kötülüğü vicdan ve merhamet hırsları yenerse; işte o zaman benim gerçek bayramım olacak.

Kısacası, bu bayram dünya dönüyor, ben biraz durucam dostlarım…
Ailenizi sağlıkla sarıp koklayabileceğiniz bayram gibi bayramlar diliyorum hepinize, tüm memleketime güneşin doğduğu bayramların umuduyla…

(Hunili Doktor)

Editör: TE Bilisim