Eğitim-İş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in zorunlu eğitimi hedef alan açıklamalarına sert tepki gösterdi. Sendika, açıklamaların AKP iktidarının eğitim politikalarının uzun vadeli hedefleriyle uyumlu olduğunu belirterek, zorunlu eğitimi parçalama ve çocukları erken yaşta iş gücü piyasasına sürme girişimi olarak nitelendirdi.
Sendika açıklamasında, Tekin’in “8 yıllık kesintisiz eğitim antidemokratiktir” sözlerinin, eğitim hakkına erişimi güvence altına almayı amaçlayan eşit, laik ve kamusal sistem anlayışına aykırı olduğu vurgulandı. Eğitimde kesintisizliğin özellikle kız çocuklarının eğitimini güvence altına almak açısından kritik olduğuna dikkat çekildi.
Eğitim-İş, hükümetin “3+1”, “2+2” veya yaş temelli eğitim modelleri gibi önerilerini, yoksul ve emekçi ailelerin çocuklarını hedef alan, erken yaşta eğitimden koparmayı amaçlayan uygulamalar olarak değerlendirdi. Sendika, patron örgütlerinin çocukları iş gücüne erken katılmaya yönlendiren açıklamalarının, çocuk işçiliğini teşvik etme niyetini açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Açıklamada, MESEM uygulamaları ve mesleki eğitim merkezlerinin çocukları üretim bantlarında çalıştırdığı ve eğitim adı altında çocuk işçiliğine yol açtığı da ifade edildi. Sendika, bu politikaların, laik, bilimsel ve kamusal eğitimin tasfiyesi ve yerine sermayeye bağımlı, ucuz iş gücü üreten bir sistemin kurulması anlamına geldiğini vurguladı.
Eğitim-İş, kamuoyuna şu mesajları verdi:
-
Eğitim hakkı hiçbir koşulda pazarlık konusu yapılamaz.
-
Çocukların geleceği patronların kar hırsına feda edilemez.
-
Zorunlu eğitimi budamak, toplumsal aydınlanmaya bir saldırıdır.
-
Çocukların yeri atölyeler değil; okul sıraları, kütüphaneler ve laboratuvarlardır.
-
Eğitim sisteminde yapılacak değişiklikler tarikatlar ve sermayeyle alınamaz.
Sendika, Türkiye’nin çocuklarının sanayi çarklarının dişlileri değil, özgür bireyler olarak yetişmesi gerektiğini belirterek, eğitim hakkını ortadan kaldırmayı hedefleyen her girişimin karşısında duracaklarını duyurdu.