Ankara’da bir öğrencinin tercih listesi, onaylamasının ardından sadece birkaç dakika içinde sistem tarafından değiştirildi. Ankara 27. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararda, öğrencinin puanıyla uyuşmayan ve tercih etmediği “Yaşlı Bakım Bölümü”nün listeye eklenmiş olduğu tespit edildi. Mahkeme, dış müdahalenin varlığını net bir şekilde ortaya koyarak işlemi iptal etti.
Soruşturma sürecinde, aynı IP adresi üzerinden başka öğrencilerin de tercih listelerine benzer müdahaleler yapıldığı belirlendi. Ancak savcılık, elindeki somut delillere rağmen hiçbir tutuklama veya koruma tedbiri uygulamadı. Eğitim Sen, yargının bu sessizliğini, Türkiye’de hukukun eşit uygulanmadığını ve adaletin kişiye göre işlediğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak değerlendirdi.
Eğitim Sen’in açıklamasında, kamunun ve iktidarın çıkarlarına dokunan olaylarda adalet mekanizmasının işletilmediği; muhalif tutumlarda ise hızlı cezaların uygulandığı vurgulandı. Yargının artık iktidarın ve sermayenin bekçisi haline geldiği belirtilen açıklamada, hak arayan öğrencilerin, emekçilerin ve vatandaşların değil, mevcut düzenin korunması için çalıştığı ifade edildi.
Olayın, yalnızca bireysel bir mağduriyet değil, sistematik ve örgütlü bir müdahale olduğuna dikkat çeken Eğitim Sen, benzer skandalların daha önce de yaşandığını, ancak “münferit vaka” denilerek üstünün örtüldüğünü belirtti. Açıklamada, bu yaklaşımın kamusal sorumluluğun üzerini örten bir politika kalkanı işlevi gördüğü ifade edildi.
Eğitim Sen, olayın çözümünün mağdurlara bireysel jestler yapılmasıyla değil, manipülasyona neden olan mekanizmaların ortaya çıkarılması ve kamusal denetimin yeniden tesis edilmesiyle mümkün olacağını vurguladı. Kurumların, öğrencilerin verilerini, adaletlerini ve emeğini koruyacak bağımsız ve şeffaf mekanizmalar kurmakla yükümlü olduğunu belirtti.
Açıklamada, “Gençlerin çalınan umutlarını geri vermek, bu ülkenin hem hukuki hem vicdani borcudur” denildi. Eğitim Sen, MEB, ÖSYM ve YÖK başta olmak üzere tüm eğitim kurumlarını sorumluluklarını yerine getirmeye ve sorumluları derhal yargı önüne çıkarmaya çağırdı.
Olay, Türkiye’de eğitim sisteminde denetimsizliğin, adaletin çifte standarda tabi tutulmasının ve kamusal güvenlik anlayışının zayıflığının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Eğitim Sen, gençlerin emeğine, geleceğine ve haklarına sahip çıkmaya devam edeceğini açıkladı.




