Eğitim Sen, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de temel insan hakları ve özgürlüklerin her geçen yıl daha fazla baskı altına alındığını belirterek, topluma haklarına sahip çıkma çağrısı yaptı.
Açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinden 77 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin büyük ölçüde kâğıt üzerinde kaldığı vurgulandı. Özellikle ifade ve örgütlenme özgürlüğünün fiilen ortadan kaldırıldığı belirtilerek, sendikal faaliyetlerin keyfi biçimde suç sayıldığına dikkat çekildi.
Eğitim Sen, Anayasa’da güvence altına alınmış toplantı ve gösteri hakkının yasaklandığını, demokratik tepkilerini dile getiren öğrencilerin, gazetecilerin ve sosyal medya kullanıcılarının gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlattı. Açıklamada, “Türkiye’nin insan hakları karnesi tarihin en karanlık dönemlerinden birini yaşamaktadır” denildi.
20 Temmuz 2016 sonrası OHAL uygulamaları ve KHK süreçlerinin yarattığı hak ihlallerinin devam ettiğini belirten sendika, savunması dahi alınmadan ihraç edilen yaklaşık 130 bin kamu görevlisinin çalışma, yaşam ve sosyal haklarının gasp edildiğini ifade etti. Eğitim Sen, bu uygulamaların kamu emekçilerinin “yaşam hakkı” ve “çalışma hakkı” açısından açık bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Açıklamada, muhalif belediyelere kayyım atanmasının, seçme ve seçilme hakkının ihlali anlamına geldiği belirtilerek, halkın iradesiyle seçilen yöneticilerin görevden alınmasının demokrasiye ağır bir darbe olduğu ifade edildi.
Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin artmasına da dikkat çeken Eğitim Sen, baskıcı politikaların kadınların yaşam hakkı, çalışma yaşamındaki eşitlik talepleri ve özgürlük alanlarını daralttığını belirtti.
Eğitim Sen, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde toplumun tüm kesimlerini haklarına, özgürlüklerine ve geleceğine sahip çıkmaya; örgütlü mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.