ANKARA - İstanbul Sözleşmesi için ilan edilen “Kadın Seferberliği” kapsamında gerçekleştirecekleri eylemlere dair hazırlıklarını sürdüren Ankara Kadın Platformu, tüm kadınları alanlara çağırdı. Platform üyesi Hande Köse, “Bulunduğumuz her alanı eylem alanına çevirmek istiyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yargılanamaz, siz yargılanacaksınız” dedi. 

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart gecesi feshedilen İstanbul Sözleşmesi için kadınlar alanlarda olmaya devam ediyor. Sözleşmeden tamamen çıkılacak tarih olan 1 Temmuz’a kadar ilan edilen “Kadın Seferberliği” kapsamında gerçekleştirecekleri eylemlere ilişkin Ankara Kadın Platformu üyesi Hande Köse, değerlendirmelerde bulundu. 

‘Koruma mekanizmamız yok’

Hande, 1 Temmuz’a kadar olan süreç nedeniyle kampanya kararı aldıklarını söyledi. Hande, “1 Temmuz’a kadar kapsayan tüm süreçte kadınların gerek sokakta gerek kampüslerde gerek işyerlerinde İstanbul Sözleşmesi’ni savunmalarını istiyoruz. Çünkü bu sözleşme 1 Temmuz’da yasal olarak kaldırılacak gibi gözükse de biz sözleşmenin feshinin geri çekilmesine yönelik çalışma yürütüyoruz. Şu an kadınlara resmen savaş açıldı.

Bu sözleşme feshi 1 Temmuz’da da çekilmeyecek gibi görünüyor. 1 Temmuz sonrasında da kadınların her alanda tüm haklarını ve hayatlarını savunmaları gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi demek aslında hiçbir kadının koruma mekanizmasının kalmaması demek, ki buna 6284 de dahildir. Zaten şu an görüyoruz, kadınlar koruma kararı aldığı an öldürülüyor ya da almaya giderken öldürülüyor.

Bunun birçok örneği var. O yüzden ‘İstanbul Sözleşmesi’ni etkin uygula’ diye her alanda bunun mücadelesini verdik. Şu anda da ‘İstanbul Sözleşmesi komple kaldırılsın’ deniliyor. Bu da demektir ki, devlet biz kadınları korumayacak, bizim hiçbir koruma mekanizmamız yok” diye belirtti. 

‘Kadın düşmanı politikaların eseridir’

İktidarın kadın konusunda sessiz kalmadığını, buna örnek olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın “kadına yönelik şiddet tolere edilebilir” söylemini hatırlattığını kaydeden Hande, şöyle devam etti: “Bırakın tolere etmeyi, bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz kalmamış vaziyetteyiz. Tüm bunlar yaşanırken İstanbul Sözleşmesi’nin önemi daha da ortaya çıkıyor.

Çünkü gerek sokağa çıktığımızda gerek evlerimizde gerek işyerlerimizde iktidarın erkek egemen tavrını ve şiddet politikalarını hissedebiliyoruz.

Çünkü bu kadına şiddet uygulayan herkes ve katilleri cezası kaldıkça kadına yönelik şiddet pekiştirilir. Aslında iktidar bunu kendi eliyle yapıyor. Kadına yönelik hiçbir koruma kanunu çıkarmıyor, var olan korumaları da kaldırmak istiyor. Bunun tek sebebi, kadına yönelik düşman politikasıdır. O yüzden iktidarın sesini çıkarmaması çok normal. Zaten bu, kadın düşmanı politikaların eseridir. Bunun en somut örneği de Cumhurbaşkanının bir gecede sözleşmeyi feshetmesidir.”

‘Kadınlar ölmemek için öldürüyor’

Platform olarak kadın katliamlarına ilişkin davaların çoğunu takip ettiklerini ifade eden Hande bu davalarda yasaların işleyişine şu sözlerle dikkat çekti: “Kadını suçlayıcı, kadını iffetle, namusla, kendini koruyamaması, kadının çığlık atamaması gibi mekanizma oluşturmuşlar. Devletin kendi yasalarıyla, kadına şiddeti önlemesi gerekir. Buna dair mekanizma geliştirip yaptırım uygulaması gerekir.

Ancak şu an biz kadınlar olarak kendi hayatlarımızı kendimiz savunuyoruz. Çünkü devletin tüm mekanizmaları bize karşı işletiliyor. O yüzden kadınlar kendilerini korumak zorunda ki kendi hayatlarını savunan kadınların müebbetten yargılandığını da biliyoruz. Aslında kadınlar ölmemek için öldürüyorlar. Çünkü bu ülkede kadın, psikolojik, ekonomik şiddete karşı kendini savunamadığı gibi fiziksel şiddete karşı dahi kendini koruyacak mekanizmalara sahip değil. Bu ülkenin her yerinde bu güvensizlik hakimdir. Ankara’da da bu böyledir.” 

‘Kadınlar nerede?’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “faili meçhul kadın katliamlarının olmadığına” dair söylemine değinen Hande, yaklaşık bir buçuk yıldır kayıp olan Gülistan Doku ve AKP’li vekilin evinde katledilmiş halde bulunan Nadira Kadirova’yı anımsattı. Hande, “Erkek şiddetini koruyan, erkek failleri cezalandırmayan bir iktidar var. O yüzden kadınların nerede olduğuyla ilgili bir bilgi de verilmiyor. Ne zaman faili meçhul kadınları nerede olduklarını sorduğumuz anada polis şiddetine maruz bırakılıyoruz. Bu da iktidarın kendini savunma pratiklerinden biridir” dedi. 

‘#İstanbulSözleşmesiYargılanamaz’ etiketiyle kampanya

İstanbul Sözleşmesi’ni savunan 33 kadın hakkında açılan davaya işaret eden Hande, davanın 7 Haziran’da Ankara Adliyesi’nde görüleceğini söyledi. 6 Haziran’da ise Twitter’da “#İstanbulSözleşmesiYargılanamaz” etiketiyle bir kampanya gerçekleştireceklerini kaydeden Hande, “Bulunduğumuz her alanı eylem alanına çevirmek istiyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yargılanamaz, siz yargılanacaksınız. Kendi hayatlarını, haklarını savunan kadınlar değil, bütün şiddet failleri yargılanacak. Gerek kadının gücünü göstermesi gerekse ‘İstanbul Sözleşmesi yargılanamaz ve İstanbul Sözleşmesi haktır’ demek için oldukça önemlidir. Sonrasında Ankara’da sokakta olmaya, kadının gücünü sokakta göstermeye çok önem veriyoruz” diye kaydetti.   

Tüm kadınları mücadeleyi büyütmeye çağıran Hande son olarak, “İstanbul Sözleşmesi’ni birlikte mücadele ederek kazanabiliriz. Sözleşme feshedilse dahi dayanışmayla, mücadeleyi büyüterek, haklarımızı ve hayatlarımızı elde edebiliriz” diye konuştu. 

Editör: TE Bilisim